Uluslararası ajanslara göre Suriye'nin Lazkiye ve Tartus şehirlerinde Şam'daki geçici yönetim askerleri ve devrik Esad yönetimine bağlı güçler arasında çatışma çıktı. Ancak özellikle Lazkiye'de sivil Alevilere yönelik şiddet ve uygulandığı ve infazlar gerçekleştirildiği haberleri de medyaya yansıyor. Bölgeyi yakından izleyen izleme örgütleri de bu yönde haberler geçiyor. CHP Genel Başkanı Özel ve DEM Parti konuya ilişkin açıklamalar yayınladı ve gelişmelere tepki gösterdi.
Özel, Suriye'de son günlerde meydana gelen olaylara ilişkin sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. Özel, paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
"Suriye’de son günlerde meydana gelen olayları yakından ve üzüntüyle takip ediyoruz. İktidarın Suriye'de zafer söylemi etrafında oluşturduğu yalancı bahar havasının dağıldığı ve çatışmaların yeniden alevlendiği görülüyor. Lazkiye ve çevresindeki Alevilere yönelen şiddetin sonucunda sivil kayıpların artması ve azınlıklara yönelik katliam endişesi bütün vatandaşlarımızda büyük bir kaygı yaratmaktadır."
"Türkiye, 2011’de başlayan Suriye İç Savaşı’nda Suriye’den sonra en fazla etkilenen ülke olmuştur. Çatışmaların derinleşmemesi için ülkemizin kardeş Suriye halkının tamamıyla dayanışma içinde bulunması gereğini hatırlatıyorum. Suriye’ye yakın coğrafyadaki Alevi vatandaşlarımızın akrabalarının durumları ile ilgili duydukları endişeyi aynen paylaşıyor, bu konuda yetkililerle temaslarımızı sürdürüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini bu konuda daha etkin davranmaya, sivil kayıpların önlenmesi için Şam yönetimi nezdinde sonuç alıcı girişimlerde bulunmaya davet ediyoruz."
DEM Parti'den de şu açıklama yapıldı:
"Suriye’nin kuzeybatısında bulunan Lazkiye, Dera, Humus ve Tartus’ta Alevilerin hedef alındığı saldırıların son iki günde tırmanışa geçtiğine, çoğunluğu sivil olmak üzere 100’den fazla kişinin hayatını kaybettiğine ve yüzlercesinin de HTŞ tarafından bilinmeyen merkezlerde alıkonulduğuna dair bilgiler basına yansımıştır. Kendilerini “Suriye Ordusu” olarak tanımlayan HTŞ’li selefi grupların, Alevilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde gerçekleştirdiği bu katliamı kınıyoruz. Yapılan bu saldırılarda, sivillerin ve yaşam alanlarının doğrudan hedef alındığı medyaya yansıyan görüntülerle kanıtlanmıştır. Bu tür saldırılar ve katliam girişimleri, Suriye’deki çatışmasızlık ihtimalini ortadan kaldıracağı gibi, hiçbir tarafın altından kalkamayacağı sonuçlara da neden olacaktır."
"8 Aralık 2024 tarihinden sonra yönetimi devralan Colani ve kontrolündeki HTŞ’nin Suriye’de kapsayıcı olacağına dair şüpheler, 25 Şubat 2025 tarihinde gerçekleşen “Suriye Ulusal Diyalog Konferansı” ile artmıştır. Dar bir grupla yapılan bu toplantının Suriye’nin bütününü temsil etmekten uzak olması, son günlerde yaşanan olayların ana sebeplerindendir. Bilinmelidir ki; Suriye’de kapsayıcı ve hızlı demokratik geçişi sağlayacak mekanizmaların kurulmaması, Suriye’yi uluslararası müdahaleye gün geçtikçe daha açık hale getirmektedir."
"Kadınların, Alevilerin, Kürtlerin, Arapların, Türkmenlerin, Dürzilerin, Hıristiyanların ve daha birçok toplumsal kesimin dahil edileceği kapsayıcı bir yönetim, hem böylesi çatışma ve katliam girişimlerinin önünü alacaktır hem de Suriye’de istikrarsızlıktan ve çatışmadan faydalanmak isteyen çıkar gruplarına bir cevap olacaktır."
"DEM Parti olarak, Esad rejimi sonrasında başta soykırım tehdidi olmak üzere, halkların hayati nitelikteki kaygılarını giderecek bütün barışçıl ve demokratik girişimleri desteklediğimizi yeniden beyan ediyor ve tüm tarafları bu doğrultuda harekete geçmeye çağırıyoruz. Uluslararası toplumu ve Türkiye’yi de demokratik bir geçiş süreci için kolaylaştırıcı olmaya ve sorumluluk almaya davet ediyoruz."
Alevi dernekleri de tepki gösterdi
Alevi Bektaşi Federasyonu'nun yaptığı yazılı açıklamada "8 Aralık’ta gerçekleşen yönetim değişikliği, Suriye’de Selefi inancı dışındaki tüm inançları yok sayan ve katleden pratiğiyle, diğer inanç gruplarının kaygılarında ne kadar haklı olduğunu bir kez daha göstermiştir. Yönetim değişikliğinin hemen ardından Alevi ve Hristiyan topluluklarının kutsallarına saldırılar düzenlenmiş, katliamlar, cinayetler ve zorla kaçırmalar had safhaya ulaşmıştır. HTŞ’yi aklamak adına, saldırıların Özbek, Çeçen ve benzeri dışarıdan gelen cihatçılar tarafından gerçekleştirildiği öne sürülse de, HTŞ güçleri bizzat bu iddianın yalan olduğunu ortaya koymuştur" denildi.
Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: "Saldırılar öncesinde, İdlib, Humus ve Hama’da camilerden yapılan çağrılarla Alevilerin katledilmesi için kışkırtmalar yapılmış, bu çağrılar sonucunda saldırganlar Alevi yaşam alanlarına yönelerek silahsız insanlara ateş açmış, onlarca kişiyi katletmiştir. Suriye’de bir Alevi soykırımı yaşanmaktadır. Bu insanlık suçuna karşı, insan haklarını savunan herkes, uluslararası güçler ve özellikle Türkiye Cumhuriyeti derhal harekete geçmelidir. Ülkemizde, Suriye’de akrabaları olan yüz binlerce vatandaşımız varken, bu kaosa seyirci kalınması kabul edilemez. Türkiye, hem bu vahşete müdahale etmeli hem de vatandaşlarının güvenliği ve kaygılarını gidermelidir."
BBC Türkçe'ye göre, Suriye'nin Lazkiye ve Tartus şehirlerinde Şam'daki geçici yönetim askerleri ve devrik Esad yönetimine bağlı güçler arasında çatışma çıktı.
Olaylar, Esad'ın 8 Aralık'ta devrilmesinin ardından ülkedeki en büyük çaplı çatışmalara dönüştü.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), çatışmalarda toplam 229 kişinin hayatını kaybettiğini aktardı.
BBC, can kayıplarını bağımsız olarak doğrulayamadı.
Akdeniz'e kıyısında bulunan Lazkiye ve Tartus'ta sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Cuma akşamı Suriye'nin resmi haber ajansı SANA'ya konuşan bir Suriye Savunma Bakanlığı yetkilisi, bazı silahlı güçlerin Kardaha'da çeşitli binaları ele geçirerek buralardan saldırılar düzenlediğini, bunu sonlandırmak için Cuma akşamı bölgeye gönderilen güvenlik güçlerinin Kardaha'da bir operasyon başlattığını söyledi.
SOHR'a göre geçici yönetime bağlı güvenlik güçleri, Lazkiye kırsalında altısı çocuk, 13'ü kadın, en az 134 Alevi sivili "infaz etti".
BBC Newshour'a konuşan Lazkiye'deki bir Suriyeli aktivist, Alevilerin infaz edilmesinin "bölgede yaşayanları dehşete düşürdüğünü" söyledi, "Onları koruyacak bir hükümet veya devlet olmadığını görüyorlar. Korkuyorlar" dedi.
Beyrut'ta bulunan BBC Orta Doğu Muhabiri Hugo Bachega, "Aleviler, İslamcıların liderliğindeki isyancıların Aralık'ta eski rejimi devirip iktidarı ele geçirmesinden bu yana ayrımcılık ve saldırılara maruz kalmaktan şikayetçi" diyor.
SANA'nın Türkçe servisi, Lazkiye Valiliği Kamu Düzenliği Müdürü Yarbay Mustafa Knefati'nin şu açıklamasına yer verdi:
"Önceden planlanmış ve kasıtlı bir saldırıyla, Esad milislerinin birkaç grubu kontrol noktalarımıza saldırdı ve Cebleh bölgesi ve kırsalında çok sayıda devriyemizi hedef aldı."
İran resmi Ajansı İRNA ise şu haberi geçti:
"Suriye Geçici Hükümeti’ne bağlı ve Ahmed eş-Şera (el-Colani) liderliğindeki güvenlik güçlerinden 15 üye, Suriye’nin batı bölgelerindeki çatışmalarda öldürüldü.
Suriye’nin batısındaki Lazkiye ve Tartus illerinde yaşayanlar ile Suriye Geçici Hükümeti’ne bağlı askerler arasındaki şiddetli çatışmalar ve bazı bölgelerin kontrolünün onların elinden çıkmasının ardından, Tartus şehrinde sokağa çıkma yasağı ilan edildi."
(Ajanslar, BBC Türkçe)