Galeano’nunki ihanet değil, bıkkınlık

Canan Kaya, New York Times ve diken.org’ta yayınlanan ‘Eduardo Galeano’nun kült kitabını çöpe attığı’ haberlerinin esasını yazdı.

CANAN KAYA

Eduardo Galeano kült kitabı “Latin Amerika’nın Kesik Damarları” ile ilgili söylediklerini çok geç duydum. Brezilya’da geçen Nisan düzenlenen Kitap ve Okuma Bianel’inde söylemiş üstat, artık eski kitabını pek hazzetmediğini. Yazarın açıklamaları New York Times ve diken.org‘ta çıktıktan sonra, Güney Amerikalı haber sitelerinde küçük bir araştırma yapınca gördüm ki, Türkiye, İspanya ve ABD’de bomba etkisi yapan açıklamalar, oğlak burcunun altında pek rağbet görmemiş. Belki de haberin aslı Portekizce olduğu  için pek buralarda duyulmamış olabilir, ancak sağcı Güney Amerika basınının “Solun İncili” kabul edilen kitabı itibarsızlaştırma fırsatınının üzerine atlamaması  oldukça ilginç. Globo dışındaki Brezilyalı haber siteleri ise tek bir ajanstan çıkan haberleri tekrarlamaktan başka bir şey yapmamışlar.

Eduardo Galeano’nun Latin Amerika’nın Kesik Damarları kitabı yayınlandığı 1971’den itibaren tartışma konusu oldu. Latin Amerika ve dünya solunun sömürgeciliğe karşı direnişin sembolü ve vahşi emperyalist liberal kapitalizmin kan emiciliğinin belgesi olarak gördüğü eser, sağ tarafından özellikle son yıllarda sığ ve aldatmacı, gerçeklikten uzak yaftasıyla damgalandı.  Kesik Damarlar, Güney Amerika dikta rejimleri tarafından meydanlarda yakılırken ve yazarı Galeano sürgüne yollanırken sesini çıkarmayan sağ basın, özellikle Chavez’in Obama’ya kitabı hediye etmesiyle işi, yayınlandıktan yaklaşık 40 sene sonra antitezini yazdırmaya kadar bile vardırdı.

“Solun İncili” haline gelen kitap üzerine tartışmalar küllenmişken, bizzat yazarından gelen bir açıklama herkes için sürpriz oldu. Brezilya’daki bianelde, “Bu kitabı bir daha dönüp baştan sonra okuyamam, kesin düşüp bayılırım” sözleri, sadık okurlarında şok etkisi yaratsa da, aslında Galeano, uzun zamandır bu türden açıklamalar yapıyordu.  Kitabın piyasa çıkmasından diktatörlük dönemlerini takip eden, elde avuçta ne varsa satıp savrulan neo-liberal dönem ve nihayet Chavez’in başlattığı dalgayla tüm kıtaya yayılan ve halen iktidarda olan popülist-devletçi hükümetlere uzanan süreçte, Güney Amerika’da sosyal, kültürel ve ekonomik alanda birçok şey değişti. Bu nedenle, Galeano her fırsatta kitabın kıtanın hâlihazırdaki durumunu anlatabilmek için artık çok geri ve yetersiz olduğunu söylüyordu.

Galeano’nun Kesik Damarlar hariç bütün kitaplarını Portekizceye çeviren dostu gazeteci-yazar Eric Nepomuceno, Oglobo gazetesine konuyla ilgili “Son birkaç yıldır Galeano, kitaptan zamanı geçmiş bir eser olarak bahsediyordu. Dünya çok değişti, çok değişti” açıklamasını yapmış. Nepomuceno’nun aktardığına göre, Obama’ya kitap hediye edildiğinde, “Damarlar olmak zorunda mı? Neden Ateş Anıları üçlemesini ya da ondan sonra yazdığım herhangi birini hediye etmiyor?” diye serzenişte bulunmuş.

2010 Dünya Kupası öncesi Banu Acun’la birlikte “Don” Eduardo Galeano ile iki gün süren bir nehir söyleşi yapmış, futbol, siyaset ve edebiyat üzerine uzun uzun sohbet etme imkanı yakalamıştık. Chavez,  başkan seçilmesiyle daha az azot koktuğunu düşündüğü Birleşmiş Milletler Kongresi’nde, Obama’ya Kesik Damarları hediye etmesinin üzerinden henüz bir yıl geçmişti ve kitap, bütün dünyada satış rekorları kırıyordu.  Biz de en çok bu konuda ne düşündüğünü sormak istiyorduk doğal olarak.  Aldığımız yanıt, sanırım Galeano’nun son çıkışının nedenlerini az çok açıklıyor.

“Chavez, cömert ve sembolik bir jest yaptı.  Chavez kitabı hediye ederek, Obama’ya akıl hocalarının dediğinin tersine gerçeğin başka yüzleri de var. Bu kitap, Latin Amerika gerçeğinin diğer yüzlerini tanıması için, yeni kapılar açılmasına yardımcı olur deme şansı yakaladı. Bu anlamda düşünülürse, tabii ki benim çok hoşuma gitti. Ama benim bu kitapla biraz kararsız bir ilişkim var. Çünkü benim için bir çıkış noktasıydı, varış hedefi değil. Kesik Damarlar’dan sonra gerçeği başka bir boyut ve derinlikte kucaklamaya çalışan değişik kitaplar yazdım ama hep Kesik Damarlar’la anılmak kitapla ilişkimi kararsız bir maceraya oturtuyor.”¹

Kesik Damarlar’ın yayınlandıktan sonra kültleşmesi ve daha sonra yayınladıklarının önüne geçmesi, Galeano’nun tek hayıflandığı konu değildi. Belki de milyonlarca defa duyduğunu söylediği,  “Amerika’nın açık damarları hâlâ açık mı, hiç kapanmayacak mı?” (kitabın İspanyolca orijinal isminin Latin Amerika’nın Açık Damarları-Las Venas Abiertas de America Latina)  sorusu kitapla kurduğu aşk-nefret ilişkisini de perçinlemiş gibiydi.

“Nefret ettiğim bir soru var üstelik bana her zaman soruyorlar. Amerika’nın açık damarları hala açık mı? Bu soruyu en az milyon kere duymuşumdur. Her zaman iyi bir mizah duygusuyla yanıt vermeye çalışıyorum, çünkü çok aptalca bir soru, hiçbir anlamı yok. Ben de ‘tahmin ediyorum hâlâ açık olmaya devam ediyorlar, çünkü Buenos Aires sokaklarında dolaşırken, Kont Dracula ile karşılaştım. Şehirde birçok psikiyatrist ve psikolog olduğundan, kendine yardım edecek birini arıyordu problemlerini çözmek için. Ondan çok daha büyük çaplı, çok uluslu kan emicilerle rekabetten dolayı çok yorgundu ve depresif bir ruh hali içindeydi’ diye cevaplıyorum.”

Galeano’nun dediği gibi Kesik Damarlar yayınlandığından beri dünyada ve Latin Amerika’da çok şey değişti. Artık bazı şeyleri açıklamak eskiden olduğu gibi çok kolay değil. Tüm olup biteni emperyalistler ve yerli işbirlikçileriyle açıklamak artık iyice yetersiz hale geldi.  Son on yılda Venezuela, Brezilya, Arjantin ve Uruguay’daki popülist hükümetlerin devletçi kalkınma politikalarıyla milyonlarca insanın orta sınıfa geçiş yaptı ve bu da toplumda yeni dinamiklerin oluşmasına yol açtı. Özellikle diktatörlük sonrası Arjantin’de ve de daha sonra Uruguay’da, kısmen Brezilya’da yapılan yargılamalar, demokrasi geleneğinin gelişmesinde önemli katkılar sağladı. Aynı zamanda, değişen dünyanın yeni yönelimleri, ekolojik mücadele, yerli halkların haklarının korunması, insan hakları gibi doğanın da haklarının olduğunu kabul edilmesi kitabın yazıldığı zamanlar akla bile gelmeyen yeni talepler ortaya çıktı. Sözünü ettiğimiz mücadeleler sayesinde, Latin Amerika olmasa bile, Güney Amerika’nın damarları eskisi kadar açık değil. En azından biz de varız diyecek durumdalar. Ama tüm bunlar halen Latin Amerika’nın sömürülen, yağmalanan iğdiş edilen geçmişini öğrenmek için Kesik Damarlar’ın önemini azaltmıyor.

1 Galeano’yla yaptığımız söyleşinin edebiyata ayırdığımız bölümü Notos Dergisi’nde yayınlanmıştı. Politika bölümünde söylediği yukarıda alıntılanan sözleri hiçbir yerde yayınlanmadı.

 

Kategoriler

Şapgir