ORAL ÇALIŞLAR

Oral Çalışlar

Sıfır Noktası

Tayyip Erdoğan’ın duraklama devri...

Son iki yılda, Başbakan Tayyip Erdoğan, geçmişteki ‘reformcu’, ‘değişimci’ çizgisini terk etti ve statükoyla aynı hatta yürüyen yeni bir pozisyon edindi. Geçmişte Avrupa Birliği’ne girmeyi hedefleyen bir siyasetçi iken, bugün, Avrupa başta olmak üzere komşu ülkelerle büyük bir gerginlik yaşayan, ‘içe kapanmacı’ bir yeni dilin sözcüsü haline geldi.

“Kürtajı yasaklayacağım”, “Muhteşem Yüzyıl’ı durdurun”, “Dokunulmazlıkları kaldıracağım” şeklindeki değerlendirmeleri, üzerinde durulması gereken bir noktaya gelindiğine işaret ediyor.

“Bu nokta nedir?” diye sorarsanız, yeni bir Tayyip Erdoğan değerlendirmesi yapmanın gerekli olduğunu söyleyebilirim. Tayyip Erdoğan, 2005 yılında kadar Avrupa Birliği ipine sarıldı. Askerin siyasetle uğraşmasına, darbelere kalkışmasına karşı kararlı bir duruş sergiledi.

Kürt sorununda ileri adımlar attı. Kıbrıs, Ermeni meselesi gibi konularda olumlu sayılacak bir dil kullandı. Ekonomi alanında başarılı bir performans sergiledi.

Ancak bir noktaya geldi ve duraklamaya başladı. Neden acaba, bir noktaya gelince nefesi kesildi?

Türkiye büyük ve önemli bir ülke. Son yıllarda ekonomide ciddi başarılar kazandı. Bir sıçrama noktasına geldi. Tayyip Erdoğan işte bu noktadan sonra ileri gidemez hale geldi.

Şimdi; Kürt meselesinin çözümü, kültürel zenginliğin önünü açacak yeni demokratikleşme projelerinin hazırlanması, siyasetin çoksesli hale gelmesi, farklılıkların güvence altına alınması, özet olarak demokrasinin derinleştirilmesi noktasına gelindi.

İşte bu noktada Erdoğan yetersiz kalıyor. Entelektüel bir derinliğinin olmaması, belki de yeni duruma önderlik edebilmesine engel oluyor.

Dindar kimliğini öne çıkaran, muhafazakâr kimliğini tüm topluma dayatmaya kalkışan bir tercihler dizisi içinde.

O zaman insan ister istemez şunu söylemeden edemiyor: Buraya kadarmış. Tayyip Erdoğan’ın kavrayışı, siyaseti yönetme biçimi bu noktadan öteye gidemiyor. Türkiye’yi daha ileriye taşıyabilecek bir birikime öncülük edemeyeceği anlaşılıyor.

Peki, ne olacak? Tayyip Erdoğan bu yükü taşıyamıyorsa, taşıyabilecek yeni seçenekler kaçınılmaz olarak gündeme gelecektir.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri bu açıdan bir deneme ve dönüm noktası olacak.

Erdoğan ya yeni Türkiye’nin ihtiyaçlarına uygun yönde kendini değiştirecek, ya da bu yolculuğun öncülüğünü sürdürmeyecek.