Önce Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç açıkladı: “Yarın Başbakanımız Yunan mevkidaşını arayarak imam yasasının geri çekilmesi tavsiyesinde bulunacak. Katar’da da görüşecekler.”
Hakikaten Arınç’ın açıklamasından bir gün sonra Katar’ın başkenti Doha’ya giden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras kaldıkları otelde 40 dakika süren bir görüşme yaptılar.
İki liderin görüşmesindeki ilk gündem maddesi sürekli ertelenip duran Türkiye-Yunanistan II. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’ydi.
Anlaşılan tarih konusunda net bir açıklama alabilmek için iki ülke başbakanının bir araya gelmesi gerekiyormuş. Türkiye-Yunanistan II. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin 4-5 Mart tarihlerinde İstanbul ve Ankara’da düzenlenmesi konusunda nihai karara vardıklarını Katar’daki özel görüşmelerin sonunda öğrenmiş olduk.
Erdoğan-Samaras görüşmesinin bir diğer gündem maddesi ‘azınlıklar’ konusuydu. Basına yansıyan haberlere göre iki lider Batı Trakya’da uygulanmak istenen ‘240 imam yasasını’ masaya yatırdıkları ve Erdoğan’ın söz konusu imam yasasının din özgürlüğünü kısıtlayıcı olduğu ve ayrıca Batı Trakya’daki vakıflar ve derneklerle ilgili olmak üzere diğer kısıtlamaları da dile getirdiği kaydedildi.
Atina basınında ise, Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras’ın Türk mevkiidaşı Erdoğan’a imam yasasıyla ilgili olarak yapılan yeni değişikliklerin 2007 yılındaki yasa tasarısındaki zaafları onardığını söylediği ve “Eğer Müslüman din görevlileri olan imamlar kamu memuru olursa, itibar kaybetmezler aksine terfi ederler” dediği aktarıldı.
Samaras’ın Türk mevkiidaşı Erdoğan’a ayrıca “Yunanistan’ın her gün gibi icraatlarıyla Müslüman azınlığa karşı olan saygısını kanıtladığını” ifade ederek “Yunanistan’ın azınlığın haklarını savunduğunu ve uluslararası antlaşmalara sadık kaldığını” belirttiği dile getirildi.
* * *
Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunları şöyle bir sıraladığımda, Kıbrıs, Ege ve azınlık konuları dışındaki diğer meselelerin hep kolaylıkla çözülebilecek tali maddeler olduğunu görmüşümdür. Yani demem odur ki, zor olanı ve çözüm bulmanın neredeyse imkânsız gibi gözüktüğü sorunlar, Kıbrıs, Ege ve azınlık konularıdır.
Basında yer alan haberlere göre Katar’da yapılan görüşmede tarafların değindiği gündem maddeleri, yapılacak yüksek düzeyli işbirliği konseyi, azınlıklar, (Batı Trakya’daki vakıflar, dernekler, imam yasası, Atina’ya cami, Ruhban Okulu) deniz sınırları, ekonomik kriz ve Yunanistan’daki özelleştirmeler şeklinde sıralandı.
40 dakika süren görüşmede, tercüme de yapıldığını göz önüne aldığımızda, sanırım bahsekonu maddelere taş patlasın 5’er dakikalık zaman dilimi düştü düşmedi. Peki, taraflar 5 dakika içerisinde kendi görüşlerini dile getirmenin dışında sorunlara bir çözüm veya ortak irade beyanıyla sonuçlanacak bir gelişme kaydetmişler miydi? Hayır...
Zaten Türk-Yunan ilişkilerinin bir anda düzeleceğini beklemek safdillik olur. Yıllardır süren kemikleşmiş problemleri çözmek kolay değildir. Ancak Katar’daki görüşmenin olumlu ve önemli bir yanı var: O da Türkiye ile Yunanistan hükümetlerinin son 2 yıldır donan ilişkilerini tekrar başlatmak açısından önem arzeden II. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin ne zaman yapılacağının net tarih belirtilerek açıklanmış olması. Ne dersiniz, iki ülke arasındaki onca sorun arasında bari hiç değilse bununla avunalım!