Güney Kıbrıs’ta 24 Şubat’ta yapılan başkanlık seçimini DİSİ lideri Nikos Anastasiadis kazandı.
Güney Kıbrıs’ta devlet başkanını meclis yerine halk seçiyor. Seçim sonuçları belli olduktan sonra, Papadopulos Kapalı Spor Salonu’nda partililere (aslında bütün seçmenlere) seslenen Anastasiadis’i televizyondan seyrederken, önümüzdeki dönemde neler yapacağını ve Kıbrıs’ta hangi gelişmelerin olabileceğini not etmeye çalıştım. İşte tuttuğum notlar:
- Bir önceki dönemin lideri Hristofyas ve AKEL Partisi seçimleri kazandığı zaman, komünizmi simgeleyen kırmızı bayraklar ve ‘yeni Kıbrıslılık’ kavramı öne çıkarılmıştı. DİSİ lideri Anastasiadis’in seçimi kazanmasının ardından ise Yunanistan bayrakları ve ‘Yunanlılık’ öne çıkarıldı. Anastasiadis’in spor salonundaki konuşması esnasında dalgalanan Yunanistan bayrakları o kadar çoktu ki, seçimden haberi olmayan birinin, bunun Yunanistan’da yapılan bir konuşma olduğunu sanması işten bile değildi.
- Koltuğu Anastasiadis’e devreden AKEL Partisi Genel Sekreteri Hristofyas’ın ideolojisi ile DİSİ liderinin ideolojisi arasında dağlar kadar fark var. Ve bu farklar, Kıbrıs’ta kısa zaman içinde, üstelik belirgin şekilde hissedilecek.
- DİSİ lideri, seçim galibiyetinin ardından yaptığı konuşmada, bir ara “Yunanistan ile ilişkileri restore edeceğiz” ifadesini kullandı. Hristofyas dönemine gönderme yaparken, en uygun ifadeyle, Yunanistan ile ilişkileri düzgün zemine oturtacağı izlenimini verdi.
- Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras, sağ ND Partisi’nin lideri. Güney Kıbrıs’ın yeni lideri Nikos Anastasiadis de sağ kökenli. Her iki lider de birbirini uzun yıllardır tanıyor. Üzerinde anlaştıkları konular, uzlaşamadıkları konulardan daha fazla olsa gerek.
- Yunanistan’ın Troyka ile anlaşması ve tasarruf tedbirlerini yürürlüğe sokması, Kıbrıs’ın da AB ile benzer bir memorandum anlaşmasının arifesinde olması, Anastasiadis’i ister istemez Yunanistan’la yakın işbirliğine sürükleyecek. Yunanistan’ın yaşadığı acı tecrübeden istifade edilerek, aynı acı reçetenin hafifletilmesine çalışılacak.
- Münhasır ekonomik bölge (MEB) konusu ve bu bağlamda hidrokarbon arama çalışmaları ve elbette Kıbrıs’ın doğalgaz rezervlerinin değerlendirilmesi daha fazla önem kazanacak. Anastasiadis, enerji konusunda Kıbrıs (federe bir yapıdan bahsetmişti), İsrail ve Yunanistan’ın ortak tavır içerisinde hareket etmesini, olursa Türkiye’nin de buna dahil edilmesini düşünebilir.
- Anastasiadis, konuşmasında Kıbrıs’ın Avrupa Birliği’ne (AB) ait olduğuna özellikle vurgu yaptı. Hristofyas dönemine gönderme yaptığı bir diğer konu da bu. Her adımını AB perspektifinde atmaya çalışacaktır.
- İflasın eşiğindeki Güney Kıbrıs’ın acilen reformlara gitmesi ve Mart sonuna kadar AB ile, acı reçeteler içeren yardım anlaşmasını (memorandum) imzalaması gerekiyor. Önümüzdeki dönemde Anastasiadis’in önceliği aşikâr şekilde ekonomik istikrarı sağlamak olacak. AB’nin sunacağı finansman yeterli gelmeyeceği için aynı memorandum anlaşmasına AB ile birlikte Rusya’nın da katılmasına çaba gösterecek.
- Memorandumların uygulandığı bütün AB ülkelerinde ilk dönem hükümetleri uzun süre dayanamadı. Eğer AB içinde Almanya tavrını değiştirmezse büyük ihtimalle Güney Kıbrıs’ta da benzer bir süreç yaşanacak. İç muhalefet artacak, Anastasiadis’in hareket alanı giderek daralacak.
- Kıbrıs’ta Annan planına “Evet” diyerek öne çıkan Anastasiadis, Kıbrıslı Türklerle ve Türkiye ile uzlaşmanın yollarını arayacak. Müzakereleri canlandıracak, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, Kıbrıs’ta tek devlet garantisiyle, federal yapıya dönüştürülmesi; merkezi yönetimden ziyade eyalet sistemine geçiş ve yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması için uğraşacak. Türkiye ile de ekonomik işbirliklerini öne çıkarmak isteyecek.
Yaşadığımız dönem, yılların getirdiği kronik sorunları tek başına çözebilen liderlerden ziyade, ekip çalışmasına önem veren ve başarılı ekiplerle yürüyen liderlerin dönemi. Bunda elbette uygun şartlar ve zamanlama da çok önemli. Dolayısıyla, Nikos Anastasiadis’in başarılı bir ekibi, Kıbrıslıların desteği, AB’nin garantisi, BM’nin şemsiyesi ve Türkiye ile Yunanistan’ın yapıcı tutumu sürekli olursa ne âlâ.