Başbakan Tayyip Erdoğan’ın AK Parti kongresinde yapacağı konuşmadan çok şey bekleyenler hayal kırıklığına uğradılar. Siyasi konulardan çok duygusal konulara ağırlık veren bir konuşmaydı. Başlangıçta herkes şaşırdı. Salonda karşılaştığımız AK Parti’li bakanlara, milletvekillerine biz de bu değerlendirmemizi ilettik.
Önce Başbakan’ın konuşmasını içeren kitapçık dağıtıldı. Biz onu incelerken, zarfın içinden iki sayfalık, 63 maddelik bir metin çıktı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken ‘AK Parti 2023 Siyasi Vizyonu’ başlıklı bir kitapçıkla daha yüz yüze geldik. 63 maddelik metnin bu kitapçığın özeti olduğunu, biraz dikkatlice izleyince anladık.
63 maddelik metin gerçekten de bir demokrasi manifestosuna yaklaşan özellikler sergiliyor. Kürt sorunundan siyasi partiler rejimine, YÖK’ten askeri mahkemelere ve askeri okullardaki eğitim sorununa kadar, bir dizi konuda değişim vaat ediliyor. Ancak, Başbakan bunları en azından bir özet olarak konuşmasına koyma gereğini duymamış.
Kongre salonunda ve sonrasında, en çok merak, hayret ve ilgi uyandıran konulardan biri, bu farklılıktı.
Benim değerlendirmem şöyle: ‘Hedefler Beyannamesi’ 2023 yılına kadar yapılacak olanları içeriyor. Yani 11 yıllık bir aralık söz konusu. Tayyip Erdoğan ise bu konuşmasını yakın gelecekte yapılacak olan önemli birkaç seçime göre hazırlamıştı. 2013’te, yani bir sene sonra yerel seçimler yapılacak. Ondan bir sene sonra da cumhurbaşkanlığı seçimi var.
Başbakan açısından, 2014 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi elbette hayati önemde. Kongre konuşmasında, son kez genel başkan adayı olduğunu söylerken, “Sizinle başka yerlerde buluşacağız” diyerek cumhurbaşkanlığına aday olduğunu da açıklamış oldu.
‘Hedefler Beyannamesi’ yazılı bir metin. Konuşma ise Türkiye’nin bütün televizyonlarında canlı olarak yayınlandı. Okuma yazması olan da, olmayan da dinleyebildi. Konuşma ile beyanname, birbirinden çok farklı izleyici kesimlerine hitap etti. Konuşma daha popüler ve duygusal konulara temas ederken, 63 maddelik özet metin bir ‘siyasi hedefler listesi’ sunuyor ve ‘meraklısı’na sesleniyordu.
Tayyip Erdoğan tüm Türkiye'ye, cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullanacak tüm topluma seslenirken ‘siyasi ağırlığı yüksek’ konuları esas olarak arkaplana atmayı tercih etti. Örneğin ‘Anadilde kamu hizmetlerine erişim’ maddesine toplumun bir kesimi tepki gösterebilir, ‘seçmen nezdindeki hedefler’ etkilenebilirdi.
Buna benzer birçok konu, hitap edilen kitleye göre değişik etkiler yapabilirdi. “Nerede sizin siyasi hedefleriniz?” diye soran meraklı demokratlara ‘siyasi vizyon’ metninin verilmesi, “Cumhurbaşkanı seçiminde kime oy vereceğiz?” sorusuyla karşı karşıya gelen kitlelere ise salon konuşmasının yapılması, bu bağlamda değerlendirilebilir. Bu farklılık, ister istemez bazı kaygıları ve ‘acaba’ları beraberinde getiriyor. Sonuçta 11 yıla yayılan bir demokratikleşme programı, ‘oldukça esnek ve fazla yükümlülük altına girmeyen bir metin’ olarak da tanımlanabilir.
2014’te Cumhurbaşkanı kim olacak? AK Parti’nin liderliğine, Erdoğan’ın yerine kim oturacak? AK Parti Kongresi ve onun etrafında şekillenen bütün tartışmalar, büyük ölçüde bu parametrelerle de ilişkiliydi.
Önümüzdeki seçimlerde Tayyip Erdoğan büyük ihtimalle cumhurbaşkanı adayı olacak. Hangi yetkilerle cumhurbaşkanı olacağı ise hâlâ belirsizliğini koruyor. AK Parti’nin anayasa değişikliği referandumu için yeterli sayıda milletvekili yok. Diğer partilerin veya en azından Meclis içinden 15-20 milletvekilinin bu değişikliğe ikna edilmesi şart. Bunun ne ölçüde mümkün olduğunu önümüzdeki günlerde göreceğiz.
AK Parti Kongresi, üzerinde tartışılacak birçok konuyu daha sonraya erteleyerek sonuçlandı.