ARA
Paşinyan: Yeni Katolikos, oluşturulacak bir Koordinasyon Kurulu tarafından seçilsin
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Ermeni Apostolik Kilisesi’nde Tüm Dünya Ermenileri Ruhani Önderliği (Katolikos) seçimlerini organize etmek amacıyla bir Koordinasyon Kurulu oluşturulmasını önerdi. Paşinyan, bu önerisini resmi Facebook hesabından yayımladığı uzun bir açıklamayla kamuoyuna duyurdu. Paşinyan, "Sizlerden biri olarak, Ermeni Apostolik Kilisesi'nin tüm sadık takipçilerine sesleniyorum, Katolikosluğu kurtarmak ve yeni seçimler düzenlemek için pratik adımlar atmalıyız. Zamanı geldi." dedi.
İznik’te kazı: Hıristiyan mezarlığı ve Kutsal Pederler Kilisesi ortaya çıktı
İznik’te 11 yıl önce göl kıyısında bulunan bazilikada, kazı çalışmaları sırasında Hıristiyanlara ait mezarlıklar bulundu ve Kutsal Pederler Kilisesi ortaya çıktı.
Azerbaycan-İsrail yakınlığına yönelik Türkiye'deki eleştiriler Bakü'de rahatsızlık yarattı
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hacıyev, Türkiye medyasındaki bazı haberlerin Azerbaycan'a zarar verdiğini söyledi. BBC Azerbaycanca konuyla ilgili gelişmeleri derledi:
“Azınlık kendini yaratmaz, çoğunluk tarafından yaratılır”
Azınlık haklarının korunabilmesi için ‘azınlık hakları’ kavramının ötesine geçmek gerektiğini belirten Strasbourg Üniversitesi Türkiye Çalışmaları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Samim Akgönül, “Devletin, ‘azınlıklara ait bireylerin’ kullanabilecekleri hakları güvence altına alması şart. Bu haklara sahip çıkmak bir toplumsal sorumluluktur” dedi.
Sıradışı bir usta: Minas Avramidis
Kütahya çiniciliğinin anlatı geleneğine yenilikçi bir soluk getiren Minas Avramidis, Pera Müzesi’ndeki “Sıradışı Minas” sergisiyle ilk kez kapsamlı biçimde gün yüzüne çıkıyor. Sergiyi, çiniciliği ve Avradamis’in “sıradışı” yönlerini Kütahya Çini Seramikleri Koleksiyon Sorumlusu ve serginin küratörü Yavuz Selim Güler’den dinledik.
Bekleyiş
Arek Khachikian, 1895’de “Haç Işığı” anlamına gelen Khachaluys köyünde, bugünkü Hınıs (Ermenicesiyle Hnus) kasabasında doğmuştu. Saygın bir aileden geliyordu ve köy okulunda oldukça başarılıydı. Genç kızken varlıklı bir ailenin oğluyla nişanlanmıştı. Kaderin cilvesi bu ya, geçirdiği talihsiz bir kaza onu topal bırakmış ve bu durum karşı tarafın nişanı bozmasına neden olmuştu. Neyse ki yoksul bir aileden gelen Sako onunla evlenmeyi kabul etmişti. Ancak, 1915’de jandarmalar Sako’yu ve Arek’in iki küçük oğlunu öldürmüştü.
Fırat Aydınkaya: “Lozan Kürtler için travma”
Hukukçu, yazar ve Kürd Araştırmaları Dergisi koordinatörü Fırat Aydınkaya’ya, son İmralı sürecinde tekrar gündeme gelen 1924 Anayasası
ve Lozan Antlaşması’na Kürtlerin neden itiraz ettiğini ve şu anda konuşulan yeni anayasayla ilgili Kürtlerin taleplerini sorduk.
Hemşin’in Son Prensi: Sergey Vardanyan
Sergey Vardanyan 1970’li yıllardan bu yana, bir bilim insanı ve aynı zamanda bir gazeteci olarak Hemşinlilerin Ermenistan’da bilinir olmasını sağladı. 90’lı yıllardan sonra ise Türkiye’deki Hemşinliler üzerine de çalışma imkanı buldu.
Barış Ünlü: “AKP ‘Türklük Sözleşmesi’nin devlet ayağını çökertti”
Türkiye, siyasi bir türbülanstan geçiyor. Bir yanda PKK kongresinde silah bırakma kararı alınmasıyla yeni bir sürece adım atılırken, diğer yanda başta CHP’ye yönelik operasyonlar olmak üzere muhalefete dönük saldırılar hız kesmiyor. Otuz yılı aşkın süredir devam eden savaşın bitişi, baharın gelişini müjdelerken, otoriter baskılarla perçinlenen ekonomik darboğaz toplumsal gerilimi artırıyor. Yaşanan politik krizi değerlendirmek için “Türklük Sözleşmesi” kitabının yazarı akademisyen Barış Ünlü’nün kapısını çaldık. Ünlü, "Hem Türklere hem Kürtlere inandırıcı bir biçimde liberal demokrasi vaat eden bir açılım süreci olabilseydi işler daha kolay yürüyebilirdi. Fakat şimdi Türklerin büyük bir bölümü de büyük bir baskı ve hukuksuzluk rejimi altında yaşıyor. Liberal demokrasi veya burjuva demokrasisi dediğimiz şey tamamen çökmüş durumda" diyor.
Gözlerine bakabilmek
Ernst Frankel’in “İkili Devlet” kitabını (İletişim Yayınları) okurken öğrendim ki; Führer’in kişisel tutukluları varmış. Bu tutuklular, sırf Führer istediği için, ortada isnat edilecek bir suç olmaksızın, yargı kararı aranmaksızın, “Führer”in kişisel tutsağı” kaydı düşülerek alıkonuyorlarmış. Mesela rahip Martin Niemöller, tutuklanmış, yargılanmış ve beraat etmiş ancak Hitler beraat kararına tepki gösterince Führer’in kişisel tutsağı olarak tekrar içeri alınmış ve savaşın bitimine kadar toplama kampında tutulmuş. Bu satırlar sizde neyi çağrıştırdı bilemem ama ben, bu satırları okuduğumda Osman Kavala’yı düşünmeden edemedim. Gerçi iki olay arasında benzerlik yanında önemli fark da var diyebilirsiniz, haklısınız.