ARA
Bence, S. Demirtaş Edirne’de kalmaya devam etsin
Büyük tepki çekmeyi göze alarak diyorum ki, “Eğer Selahattin Demirtaş, böylesi eserler vermesi için şartsa, içerde kalsın!” Çünkü, Selo’nun bütün kitaplarını okuyan birisi olarak söyleyeyim: Bu seferki Jamal gibi bir romanı (bakınız, “bir romanını” demiyorum, “bir romanı” diyorum) hayatımda hiç okumadım.
Lavrov: Ermenistan'ın 'Ukraynalaşması' için neden yok
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ermenistan'ın başkenti Yerevan'da Ermeni mevkidaşı Ararat Mirzoyan ile yaptığı görüşmenin ardından Ermenistan'ın 'Ukraynalaşmasıı' için hiçbir neden görmediğini çünkü Ermenistan'ın Rusya'nın müttefiki olmaya devam ettiğini söyledi. Lavrov, 'Ermenistan bizim müttefikimiz, dostumuz, Ermenistan Rus dilini ve Rus kültürünü yasaklamıyor, etnik Rusları ve sadece Rusça konuşmak isteyenleri yasal haklarından mahrum bırakmıyor' dedi.
Tsitsekun’un 161’inci yılında: “Yas günü”nün ötesine nasıl geçeceğiz?
1864 yılında Çarlık Rusya'sının başlattığı katliamda 1.5 milyon kişinin öldürüldüğü 21 Mayıs Çerkes soykırımı ya da Çerkesçe ismiyle Tsitkesun'un, bugün 161. yılı. Türkiye'de yaşayan Çerkes diasporanın gençleri ne diyor ve ne istiyor?
Karanlık zamanlarda düşünmek: Geleneğin sonu ve Holokost ile Soykırım çalışmalarının krizi
Gazze’de yaşanan dehşet artık inkâr edilmiyor. “Evet, bunlar yaşanıyor,” deniliyor, “ama bunların sorumlusu Hamas.” ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü kısa bir süre önce şu açıklamayı yaptı: “Gazze’de olup biten her şey, Hamas yüzünden oluyor… Bütün bunlar, Hamas tüm rehineleri iade ederse bir anda sona erebilir.” Bu sözler çok açık bir mesaj içeriyor: Belirli talepler karşılanmadıkça şiddet devam edecek. Bu olup bitenleri açıkça, en küçük bir tereddüt ya da ses tonunda bir düşüş olmadan gerekçelendirmek—aslında suçu doğrudan kabul etmektir. Sebepsiz hiçbir kitlesel kıyım yoktur. Her yok etme eylemi, istisnasız bir gerekçeyle sunulur. Bugün bu gerekçeleri öne sürenler, suçun kendisini inkâr etmiyorlar -sadece onaylıyorlar-. Her yok etme eylemi, istisnasız bir gerekçeyle sunulur. Bu mantığın uzun bir geçmişi var. 1916 ve 1918 yıllarında Talat Paşa İttihat ve Terakki kongrelerinde Ermeni Soykırımı’nı savunurken bu dili kullanmıştı.
İsrailli yorumcu, Kudüs'teki Ermenileri hedef alan açıklamalarının ardından özür diledi
Bu yılki Eurovision Şarkı Yarışması'nın Perşembe günkü yarı final canlı yayını sırasında İsrailli bir yorumcunun yaptığı bir açıklama, dünya çapında Ermeni topluluklarının tepkisine yol açtı. Ermenistan'ın yarı finaldeki performansından kısa bir süre sonra, İsrail'in kamu kanalı Kan 11'de bir sunucunun Ermenilere atıfta bulunarak "Kudüs'te bu adamlara bir çeyrek verdiğimize inanamıyorum" dediği duyuldu.
Surp Levon Ermeni Katolik Kilisesi'nde şarkılar, ilahiler ve fasıl
"Mekanın Sesi: Hampartzum'dan Zilciyan'a şarkılar, ilahiler, fasıl" konseri 24 Mayıs'ta Kadıköy Surp Levon Ermeni Katolik Kilisesi'nde yapılıyor.
Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü'nden “Devran” döne, umut yetişe
Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü, bu yılki gösterileri olan "Devran"da çok dilli repertuarları ile 20 ve 24 Mayıs'ta baskı ve ayrımcılığa karşı ses yükseltiyor.
Anayis Yaldızcıyan’ın ardından…
Türkiye Ermeni toplumunun sevilen şairlerinden Zahrad, yani Zareh Yaldızcıyan'ın eşi Anayis Yaldızcıyan 10 Mayıs'ta hayatını kaybetti ve 2007'de bu dünyadan göçen eşiyle buluştu. Anayis Yaldızcıyan, Ermeni diline ve kültürüne emek vermiş önemli bir isimdi. Lüsan Bıçakçı sık sık buluştuğu dostunu hüzünlü bir yazıyla uğurluyor.
Ermenistan'daki düşünce kuruluşundan analiz ve çağrı: "Barış kavşağı önemli bir fırsat"
Ermenistan merkezli Orbeli Düşünce Merkezi’nin internet sitesinde yayımlanan “Barış Kavşağı: Bölgesel bağlantı ve barışta yeni bir aşamaya doğru” başlıklı analizde, Güney Kafkasya’nın bölgesel işbirliği ve kalkınma temelinde yeniden şekillenebileceği vurgulanıyor. Düşünce merkezi, Türkiyeli gazetecilerin geçtiğimiz Mart ayında Ermenistan'ı ziyaret etmesinde ve Başbakan Paşinyan ile görüşmesinde de rol oynamıştı.
Aktör ve gazeteci Yervant Tolayan’ın anıları Türkçede: Gavroşname
Yervant Tolayan da küçük yaşlardan itibaren gazeteciliğe adım attı. Tolayan anılarında esprili bir şekilde tesadüflerin onu bir hicivci yaptığını anlatıyor. Editörü “Arkasında, bir Ermeni Moliere’i olan yeni bir Hagop Baronyan” var demişti, aynı zamanda hiciv yazılarıyla çalışmaya devam etsin diye de maaşını yükselterek teşvik etmişti.