ARA

Türkiye’nin müzmin (ve gönüllü) migreni: KKTC

Milliyetçilik, kendi milletini başka milletleri aşağılayarak/bastırarak yücelten ve sonuçta bütün tarafların canına okuyan bir ideolojidir. Adanın tümüne sahip olmak isteyen Yunan milliyetçiliği açısından bu kural 15 Temmuz 1974’te yürüyüşe geçti. Ve beş gün sonra yani 20 Temmuz 1974’te Türkiye, askerî müdahalede bulunarak adanın bir kısmını ele geçirdi. O tarihte tüm dünyanın onayını almış olan bu olaydı. Ama dedik ya, milliyetçilik neticede milletin canına okur diye, Türkiye 14 Ağustos 1974’te ikinci bir harekata girişerek adanın %36,4’ünü denetime aldı. Koalisyon ortağı Erbakan aslında tüm adayı istiyordu, askerler de “savunması zor, küçük” bir alana sıkıştırılmaktan şikayetçiydi. İşte bu ikinci harekat dünyada hiçbir ülke ve hiçbir uluslararası kuruluş tarafından kabul edilmedi, işgal olarak nitelendi.
İktidarın sahipsiz hayvanlar üzerinden güç gösterisi

Mesele sahipsiz hayvanlar üzerinden iktidarın güç gösterisi yapmasına dönüştü. Sahipsiz hayvanların yaşam hakkını savunanlar ‘şehirli ve elit’, tüm muhalefetin ve tüm uzmanların kabul edilemez bulduğu bu yasayı savunanlar ise ‘millet’ oldu.
Soykırımın parçası olmayı kabul etmeyenler

Birçok benzeri gibi askerliği yücelten İsrail toplumunda ordunun parçası olmayı reddedenler ve hatta aileleri, büyük dışlanmaya, hakaretler ve tehditler eşliğinde hain muamelesine maruz kalıyor. Orduyla ilişkilerinin kesilmesiyle sınırlı kalmayan, tüm hayata yayılan bir etki bu
GÜNCEL DEM Partili vekil Meclis Genel Kurulu'nda tekmelendi

TBMM Genel Kurulu’nda DEM Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan ve AKP'li milletvekilleri arasında "hırsızlık" atışmasıyla başlayan tartışma, yumruk ve tekmeli saldırıya dönüştü. Yere düşen Bozan’a eski Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun da aralarında bulunduğu AKP’li milletvekillerinin tekme ve yumruk attığı görüldü.
Osman Kavala'dan Tuğrul Türkeş açıklaması

Gezi davası gerekçe gösterilerek hapiste tutulan STK çalışanı ve iş insanı Osman Kavala AKP milletvekili ve Alpaslan Türkeş'in oğlu Tuğrul Türkeş'in kendisi ile ilgili açıklamalarını değerlendirdi. Türkeş, Kavala'yı ziyaret etmeyi düşündüğünü söylemiş, Kavala'nın hapisliğini babası Alpaslan Türkeş'in bir dönem hapis yatmasıyla karşılaştırmıştı.