ARA
Ortadoğu'da ilk: Birleşmiş Milletler Gazze'de kıtlık ilan etti
Birleşmiş Milletler, Gazze’de Ortadoğu tarihindeki ilk kıtlığı duyurdu; 500 bin kişi felaket boyutunda açlık riski altında. Önlenebilir bu kıtlığın önündeki tek engel, İsrail'in sistematik engellemeleri.
Valilik kararıyla Munzur Gözeleri'ne mescit
Dersim'in Ovacık ilçesine bağlı, nüfusun tamamı Alevi olan Ziyaret Köyü’nde bulunan ve Alevi toplumu tarafından kutsal sayılan Munzur Gözeleri’nin girişine Tunceli Valiliği tarafından mescit açılması kararı, yurttaşlar ve Alevi kurumları tarafından tepkiyle karşılandı.
Aziz İhsan Aktaş hakkındaki ev hapsi kaldırıldı
CHP'li belediyelere yapılan çok sayıda operasyonun kilit ismi olarak öne çıkan ve aynı soruşturma kapsamında 'suç örgütü lideri' olduğu iddia edilen Aziz İhsan Aktaş hakkındaki ev hapsi kararı kaldırıldı. Etkin pişmanlık kapsamında ifade veren Aktaş, 4 Haziran'da ev hapsiyle tahliye edilmişti.
DEM Sözcüsü Doğan: Barış Annesinin Kürtçe konuşması engellenmemeliydi
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, dün Meclis komisyonunda Kürtçe konuşmasına izin verilmeyen Barış Annelerinden Nezahat Teke'ye komisyonun gereği olarak anadilini kullanma imkanı verilmesi gerektiğini söyledi. Sözcü ayrıca “Barış İstiyorum, çünkü” adlı yeni bir kampanya başlatacaklarını açıkladı.
Gazze|"Çocuklarım açlık yüzünden ağlayarak uykuya dalıyor"
Son aylarda İsrail'in şiddetli ablukası nedeniyle açlıktan çocuk ve yetişkin ölümlerinin yaşandığı Gazze için İsrail yeniden yerinden etme planları yapmaya başladı. Açlık ve ölümle her an karşı karşıya olan Gazzeliler, hayatta kalmaya çalışırken, artık göç edecek güçlerinin de kalmadığını söylüyor.
Garbis Özatay’a veda: "Fotoğraf konusunda inatçıyımdır"
Türkiye’de foto muhabirliğinin önemli isimlerinden Garbis Özatay hayatını kaybetti. Özatay için 22 Ağustos Cuma günü 13.00'de Kadıköy Surp Takavor Ermeni Kilisesi’nde cenaze töreni düzenlenecek.
Yerevan’da Surp Asdvadzadzin günü…
Yerevan'daki Asdvadzadzin günü töreni, üzüm kutsama ritüeli ve kurbanlar dışında, İstanbul’daki benzer etkinliklerden aşağı yukarı farksızdı. Örneğin Vakıfköy’de gördüğüm gibi ayin sonrasında açık havada özel bir üzüm kutsama töreni yoktu. Nor Nork’ta insanlar sokaklardan kendi üzüm torbalarını satın alıyor ve belirlenmiş masalara bırakıyordu. Yeteri kadar torba olduğunda, rahip herkes için üzümleri törensel olarak kutsuyordu. Her beş dakikada bir, ibadet edenler ayrılıyor, yeni torbalar masanın etrafında toplanıyordu.
Washington Zirvesi: Ermenistan’ın yolu, Amerika’nın desteği ve Azerbaycan’ın çekingenliği
Beyaz Saray’daki Trump, Paşinyan ve Aliyev zirvesinden önceki diplomatik görüşmelere Ermenistan tarafından katılan siyaset bilimci Dr. Nerses Kopalyan, yapılan çalışmaları, müzakereleri, zirveyi, muhalifleri ve anlaşmalardan Ermenistan’ın kazandıklarını yazdı.
“Darbe” diyorduk, itirafçı ayağı da eksik kalmadı
Olan önceki askeri darbelere benzemiyor elbette. CHP haftada iki kez miting yapıyor, meydanları dolduruyor, CHP lideri Özel kendisini çıkarmaya cesaret eden televizyonlarda konuşuyor, Ekrem İmamoğlu (her ne kadar sosyal medya hesabı kapatılsa da) hapisten açıklamalarda bulunabiliyor vs.
Beri yandan şöyle de düşünmek mümkün. Zaten çağımıza özgü bir darbe bu. Her şeyin 45 yıl önce bir askeri darbe nasıl olduysa öyle olmasını beklemezsiniz. Zaten olan askeri bir darbe de değil. Ama, nasıl ki totaliter rejimler hâlâ varlar ama 1930’lardaki gibi değillerse, darbeler de varlar ama yeni çağın mantığına, teknolojisine, sosyal medyasına, uygun olarak işliyorlar. Öyle iddialar duyuyoruz ki “Bu çağın darbesi de böyle oluyormuş” demekten de kendimizi alamıyoruz.
Dünya görseydi… Görüyor zaten
Gazze’deki kıyım tabii ki birçokları üzerinde ruhsal ve duygusal manada etkili oluyor. Yazar, ressam ve stand-up aktörü Vahe Berberian da 17 Ağustos’ta kendi bloğunda, “Ben Hâlâ Bu Soykırımın Suç Ortağıyım”, başlıklı bir yazı yazdı. Şöyle diyor Berberian: “Ermeni Soykırımı’ndan sadece 40 sene sonra doğdum. Ailemin iki tarafı da katledilmiş…Sadece yayam o zamanlar bir yaşında olan babamla sağ kalmış…Çocukluğum soykırım hikayeleri dinlemekle geçti. Yayamın sesi hep aynı şaşkınlık ve acıyı yansıtırdı: ‘Dünyanın bunun olmasına nasıl izin verdiğini hiçbir zaman anlamayacağım. Nasıl olur da bütün bir milletin katledilmesini seyrederler ve hiçbir şey yapmazlar?’”