ARA
Elmalar kızarıyor yine
Cumhurbaşkanlığı’nın çektirdiği videolara bakıyorsunuz, her saniyesi asker, savaş, silah, ölüm dolu. Bunlardan biri de Altun’un mesajının iliştirildiği dört dakikalık video. Asırlar içinde seçilen farklı zamanlar bir hat üzerinde birleştirilmiş; o hat da, Türklerin savaşçılığı.
“Yes hay em! Hay çem?”*
Müslümanlaş(tırıl)mış Ermeniler ve Ermeni kimliği üzerine sosyal medyada başlayan tartışma yeni boyutlar kazanarak sürüyor. Jbid Arsenyan konuyla ilgili yayınlanan iki yazıyı merceğine alıyor ve konuya başka bir pencereden bakıyor.
Ölüm orucundaki avukat Ebru Timtik hayatını kaybetti
Adil yargılanma talebiyle 238 gündür ölüm orucunda olan avukat Ebru Timtik bugün akşam saatlerinde hayatını kaybetti.
Esir düşen Ermeni subay için Kızılhaç devrede
Azerbaycan'da bulunan Ermeni subay için Kızıl Haç Komitesi taraflarla görüşmeler gerçekleştiriyor. Azerbaycan'a göre sınırı geçen subay bir sabotajcı. Ermenistan ise iddiaları yalanlıyor.
Dişle, tırnakla adalet aramak
Yargının siyasallaşmasına çok tanık olduk, hele ki son yıllarda. Ancak böyle bir vakada bu derece bir siyasallaşmayı görmüş müydük, bilmiyorum. Muhtemelen o karanlık 90’lı yıllarda malum coğrafyada çok daha ağır ihlaller olmuştu ama 2020 yılında, tecavüze uğramış ve hayatını kaybetmiş bir genç kızın üzerinden böylesi bir süreç yaşanması, gerçekten çok ağır.
“Loose cannon” diye bir terim duymuş muydunuz?
Zaten bizim için para önemli değil. Önemli olan, artık bir “dünya devleti” olduğumuz. Fakat ne yapacağı, nereye ve kime ne zaman bulaşacağı hiç bilinemeyen bir dünya devleti. Böyle olmak bir mazhariyet midir, biraz şüpheli. Başta ünlü The Times olmak üzere okuyabildiğim bütün kaynaklarda Erdoğan’ın dış politikası artık “loose cannon” diye geçiyor
Uzman Çavuş Musa Orhan'ın tahliye edilmesine tepki
18 yaşındaki İpek Er'e tecavüz etmek ve ölümüne sebep olmakla suçlanan uzman çavuş Musa Orhan'ın tahliye edilmesi tepki yarattı.
Rus uzman: Bulunan doğal gaz Türkiye pazarının % 15'ini karşılar
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçtiğimiz hafta Karadeniz'de doğal gaz rezervi bulunduğu yönündeki açıklamasının yankıları sürüyor. Bulunan rezervin Türkiye'nin ihtiyaçların ne derece karşılayacağı yönünde farklı görüşler var.
Flor’un kaçırılma travmasıyla geçen hayatı
Henüz 13 yaşındayken, ismi kaçırılmaya çalışılan Ermeni kızların listesine dahil oldu. 45 yıl önce kendisini kaçırmak, hayatına, bedenine uzanmak isteyen ellerden kurtulmayı başarmış olsa da yıllar boyu kan ter içinde uyandığı kâbuslarında tekrar tekrar kaçırılarak, atıldığı yılanlarla dolu kör kuyulardan çıkmak için çırpınıp durdu. Bu konu hakkında konuşulmasına dahi tahammül edemedi. Ancak kendisine göndermiş olduğum Muhsin Kızılkaya'nın yazısını okuduktan sonra, o 'sıradan' acıları yaşamış olan tüm kaçırılan kadınların sesi olmayı kabul etti. Ricası üzerine röportajda kendisinden “Flor” olarak bahsederken, olayların geçtiği köy ve şahıs isimlerini de tümüyle değiştirdim. Olay Türkiye’nin güneydoğusunda, Ermeniler’in, Araplar’ın, Kürtler’in bir zamanlar birlikte yaşadığı bir coğrafyada geçmekte diyeyim, gerisini anlayın. Bu, aynı zamanda Ermeniler’in doğup büyüdükleri toprakları, çok yakın tarihte,1975’lerde bile ne şartlar altında terketmek zorunda kaldıklarının hikayesi. İşte Flor’un hikayesi.
Gülizar’ı hala kimler taşlıyor?
Ne yazık ki Muhsin Kızılkaya, François Georgeon'un kitabından seçtiği bölümde, Ermeni kızların kaçırılma vakalarının, gündelik hayatın bir parçası boyutuna gelecek kadar çok olduğunu anlatan bölümü es geçerek, vakaların çokluğuna atfen kullandığı ‘sıradan’ tanımına farklı bir anlam yüklenmesine neden olmakta.