Aşura günü/lensler konuşabilseydi

Fotoğrafçı Berge Arabian, Agos'un kültür sanat sayfalarında kaleme aldığı 'lensler konuşabilseydi' başlıklı köşesinde, çektiği fotoğrafların hikâyelerini anlatıyor.

Bazen, keşke İstanbul’a çok daha önce taşınsaydım diyorum. Sürekli, eski İstanbul yaşamına ve bu yaşama renk katan kişilere dair hikâyeler duyuyorum. O insanlarla hiç karşılaşmadım, onların fotoğraflarını hiç çekmedim. 60’ları, 70’leri, ben gelmeden önce bu şehrin kültürünü şekillendiren tüm olayları kaçırdım. Ama yine de, geç de olsa buraya taşındığım, tüm bu yıllar boyunca İstanbul’a tanıklık ettiğim ve şehrin fotoğraflarını çekebildiğim için minnettar hissediyorum kendimi.

On yıl içinde her şey bir şekilde değişti. Örneğin, 2011’de Hz. Hüseyin’i anma törenlerini izlemek için Halkalı’daki Aşura Meydanı’na gittiğimde karşılaştığım manzarayı bugün tahayyül dahi edemezsiniz. Binaların cephelerinde devasa, siyah örtüler; karalar giymiş insanlarla dolup taşan, büyük bir meydan; bir tarafta erkekler, diğer tarafta kadınlar... Bırakın dolaşmayı, adım atacak yer yoktu. Her yerde fotoğrafçılar vardı; her zamanki gibi, fotoğraflanabilecek bir şey bulduklarında, aynı noktada uzun süre duruyor, aynı şeyin sonsuz sayıda fotoğrafını çekiyorlardı. Hiçbiri tuttuğu yerden bir milim olsun kıpırdamadığı için, sizin de uzun uzun beklemeniz gerekiyordu. Sık sık düşünürüm, insan neden, hareketsiz bir nesnenin önünde durup elli tane fotoğrafını çeker ve o alanı başka bir fotoğrafçıyla paylaşmayı reddeder? Gerçekten, dertleri nedir?

Her neyse; son derece etkileyici ve dokunaklı bir manzarayla karşı karşıyaydım. Özellikle de kadınların olduğu tarafta olanlar çok etkileyiciydi; bazı kadınlar gerçekten yas tutuyordu. Bir gösteriden ibaret değildi olup bitenler. İnanç, insanoğlunun müthiş bir yönü. Yüzyıllar geçiyor ve yeni kuşaklar ataları gibi, aynı inançla gözyaşı döküyor. Bunu Hıristiyanlar, Budistler ve Hindularda da defalarca gördüm. O gün meydanda çok fotoğraf çektim. Bir sonraki yıl gittiğimde her şey aynıydı; meydan yine, her fotoğrafçıyı cezbedecek nitelikteydi, siyahlara bürünmüş o kalabalıkta yakalanabilecek birçok kare vardı.

Açık alanlarda yapılan bu tür etkinlikler görsel açıdan o kadar güzel oluyor ki, her seferinde, bir sonraki yılki etkinliğe de katılıp fotoğraf çekmek için kendi kendime söz veriyorum. Ama birçok başka etkinlik gibi, Aşura anmaları da değişti. Törene en son birkaç yıl önce gittim. Etkinlik büyük ölçüde kapalı alana alınmıştı. Oysa benim için, fotoğraf çekerken açık hava ve doğal ışık, olmazsa olmaz.

İngilizce'den çeviren: Altuğ Yılmaz

Etiketler

Muharrem Aşura


Yazar Hakkında