ARA

İstanbul’un Türklerin olmasını sindiremeyen gerçekten var mı, pek emin değilim. “Türksüz Tuna, Tunasız Türk düşünülemez” diyenlerin partisiyle kader birliği yapan Sayın Cumhurbaşkanımın böyle demesi gülümsetti doğrusu beni. Kim neyi sindiremiyor acaba?

Ermenistan merkezli haber ajanslarının aktardığı bilgilere göre Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta 4 Ağustos tarihinde meydana gelen patlama sonucunda 11 Ermeni hayatını kaybetti. 250 Ermeni ise yaralandı.

Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta 4 Ağustos günü akşam saatlerinde meydana gelen patlama tam bir yıkım yarattı. Patlamada 135 kişi hayatını kaybetti, 4.000 kişi yaralandı. Ölü sayısının artmasından endişe ediliyor. Ermeni toplumundan da ölü ve yaralılar var.

Farkındaysanız, Türkiye bu Siyasal İslam belasına karşı aşılanmakta. Şu anda yaşadığımız ıstıraplar, her aşının yaptığı ateş. Dahası, dahası, “içeriden” muhalefet başladı ve aldı başını gidiyor. Dikkat buyurun: Kadın muhalefeti.

Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta meydana gelen patlamada 100 kişi hayatını kaybetti, 4.000 kişi yaralandı. Ermeni toplumundan da ölü ve yaralılar var.

3 Ağustos, Ezidi toplumunun altı yıl önce Irak topraklarında IŞİD eliyle yaşadığı soykırımın yıldönümü. Ermenistan Parlamentosu Başkanı yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayınladı. Almanya'da anma töreni düzenlendi. Uluslararası Af Örgütü raporu ise travmanın izlerinin hala sürdüğünü ortaya koyuyor.

Ortadoğu’daki ‘su anlaşmazlıkları’nın tek kaynağı Nil değil. Sosyal ağlarda, Fırat’ın bir noktasında, neredeyse tamamen kurumuş durumda olan yatağının videoları dolaşıyor.

Halk Sağlığı uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala ile 5 Haziran tarihli Agos’ta yayımlanan söyleşimizde, pandemi sürecinde ‘yeniden açılma’ dönemine dair konuşmuştuk. “1 Haziran’da salgın açısından riskli bir döneme girdik” diyen Pala ile Agos'un 17 Temmuz'da yayınlanan "Pandemiyle Yaşamak" eki için yeniden konuştuk. Pala "Yüzeysel ve yanlış bilgilendirme nedeniyle insanların kafası karıştı", "Eylül, Ekim aylarında pandemi açısından daha zor günlerle karşılaşabiliriz", "Salgınla mücadelede sorumluluk tek başına bireye indirgenemez" diyor.

“Udi Hrant, Yorgo Bacanos hepsi 8. Cadde’deki Rum mahallesinde çaldılar; Ermenice, Türkçe bütün şarkılar karışırdı. Bunların hepsi yok oldu. Hem New York’ta Ermeni ailelerin toplantılarında, düğünlerinde çalıyordum hem de Ermenilerin lokantalarında.”

Milliyetçiliğin anlamı üzerine epey kafa yormuşumdur. Tam olarak tanımlanması güç bir kelime bu. Kaç kişi tarafından kullanıılyorsa, o kadar anlamı var. Hatta anlamının, onu kullanan kişinin verdiği anlam neyse o olduğunu söylemek muhtemelen yanlış olmaz.