BASIN

Büyük politikacı Hasan Celal Güzel, büyük felaketi anlattı. Güzel’e göre 24 Nisan 1915’te tutuklanmış ‘Ermeni teröristler’den tek bir tanesinin dahi burnunun kılına zarar gelmemiş. Sayın Güzel dönemi bitmiş bir politikacı kuşağını başarıyla temsil ediyor (!) Bu politikacılar nehir olmayan yere köprü yaparlar, gariban vatandaşa da bir güzel boğaz köprüsü diye satarlar…

Foti Benlisoy’un makalesi bugün (30 Ocak Pazartesi) Bianet’te yayınlandı - “Hoşgörünün son sınırı Tom Amca'nın kulübesidir. Hrant gibi o kulübeden ayağını dışarıya atmaya cüret eden, 'Tom Amca rolünü kabul etmeyen 'yabancıların' katli vaciptir.”

Milliyet, New Yorker dergisinin internet sitesinde yayınlanan Jenna Krajeski imzalı yazıdan kısaltılarak alıntıladı. “Hrant Dink suikastinden sonra başlayan protestolar Türkiye’de liberalleri, Ermenileri, gazetecileri, Kürtleri, Alevileri, kadınları, eşcinselleri, kısacası marjinalize edilmiş tüm grupları biraraya getirdi”

Araştırmacı, yazar Alin Ozinyan’ın makalesi ZAMAN’ın yorum sayfalarında yayınlandı (30 Ocak Pazartesi)

Türkiye'de 1950'ler ile ilgili kimsenin fikri yok. Sanki 1950'ler burada hiç yaşanmamış...' Bu sözler, İstanbullu Ermeni fotoğrafçı Maryam Şahinyan'ın 1935-1985 yılları arasında Foto Galasaray stüdyosunda çektiği 200 bin siyah beyaz kareyi 3 yıllık teknolojik bir çalışmayla gün ışığına çıkaran sanatçı, araştırmacı yazar Tayfun Serttaş'a ait...

Hürriyet okur temsilcisi Faruk Bildirici, 30 Ocak günü yayımlanan yazısında, gazetesi Hürriyet’in Hrant Dink cinayetinde oynadığı rolü irdeledi. Bildirici’ye göre, Hürriyet Sabiha Gökçen haberini olması gerektiği gibi verse de, sonraki süreçteki yayını ‘problemli’ydi.

Fatih üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim görevlilerinden Dr. Nil Mutluer’in kaleme aldığı makale, dün (29 Ocak Pazar), Star Gazetesi’nde yayınlandı; “Yanlış hayatı doğru yaşamaya başlayabilmek için Hrant Dink davasının adil çözümüne her zamankinden çok ihtiyacımız var.”

Nazlı Ilıcak'ın SABAH'ta dün (27 Ocak Cuma) yayınlanan köşe yazısı; 'Milli Güvenlik Kurulu (MGK) 2001'de, misyonerliği 'tehdit' olarak Milli Güvenlik Siyaset belgesine koydu. MGK Genel Sekreterleri (Tuncer Kılınç ve Şükrü Sarıışık) konunun takibini yaptılar.'

Hrant Dink davası kararı büyük şaşkınlık yarattı. Şaşkınlık iyidir, güzeldir, saflığın ve duruluğun alametidir. Vicdanların hâlâ temiz olduğunu gösterir ve karşıdakinden en azından, sıradan, insani olan birşey beklemenin son derece doğal olduğuna inanan bir ruh halini yansıtır.

Hürriyet Gazetesi yazarlarından Yalçın Bayer, bugünkü (27 Ocak Cuma) köşe yazısında; Agop Martayan'ın ne denli kıymetli bir dil bilimci olduğunu bir güzel anlatan ve Martayan'ın Atatürk için Atatürk soyadını önererek bir nevi isim babası olduğunu aktaran Abdullah Bıçakcıgil'in yazısını aynen paylaştı. Yazar ve Bayer aynı fikirde olsa gerek, bu örnekle soykırımın olmadığını bir kalemde ispat ediyorlar...