BİRCAN YORULMAZ
Sırrı’ya barış borcumuz var
2020 yılının Eylül ayında Kobani Davası’nda birlikte gözaltına alındık. Günlerce Ankara TEM’de kaldık. Hücremin önünden her geçişinde mazgal ardından göz göze geldiğimizde aynı dostlukla, yoldaşlıkla bakıştık. Ankara Adliyesi’nde pandemi ortamında duvarda “koridorda en fazla 40 kişi olması gerekir” yazısı altında çevremizi sarmış yüzlerce polisin ortasında kararı beklerken, Sırrı’nın çevresine konuşlanmış halde onun hikâyelerine kulak verdik. Kahkahalarımız yükselirken neredeyse çevremizdeki tüm polislerin ondan gözünü de kulağını da ayıramadığını, onun esprilerine gülmemek için kendilerini zorladıklarını gördük.
Hrantsız geçen 15 yıl
Eski Şişli Adliyesi önü. Hrant’ın 301’den yargılandığı davanın bir duruşmasında ona destek için, pek çoğunu o zaman tanımadığım, epey bir küçük topluluk olarak bekliyoruz. Ülke -her zamanki gibi- konu Ermeni olunca milliyetçi duyguların depreştiği bir ruh halindeydi. Bunun sonucu olarak ve bundan aldıkları güçle bizden daha kalabalık bir faşist grup, karşı kaldırımdan bize karşı slogan atıyordu.