Allahım, neler oluyor

Aslında çok doluyum yine, neler var beni çileden çıkaran. O kadar da niyetlenmiştim bir süre belgesellere takılmaya, başımı derde sokacak konulara bulaşmamaya ama beynimde “yaz, yaz” diye yankılanmalar yaratıp duruyor her biri. Böyle olunca da kendi kendime konuşuyorum boyuna, kafayı yiyeceğim böyle giderse. Azıcık içimi dökeyim ama fazla detaya girmeyeyim diyorum. Mesela geçen akşam bir kadın, Bayaz Show programına bağlanıp Doğu’da olanlara dikkat çekti, âdeta feryat ederek barış mesajı verdi ve de vatan haini oldu. Kanal, hiç beklemediği böyle bir feryat karşısında telaşlanıp, olayı, çekemeyenlerin provokasyonu olarak nitelendirdi, kendini müdafaaya sıvandı. Daima devletin yanında yer aldığı savunmasını yapıp, iftiralarla çizgisini bozmayacağı sözü verdi. Ben anlamadım, ne demek “devletin yanında olmak”? Bir televizyon kanalı olarak, dünya batsa da aldırmayıp eğlenceyle insanları oyalamak mı? Şimdi o kadın araştırılıyor, bir dolu perde arkası senaryoları üretiliyor, hukuki süreç başlatılıyor filan falan. Bu yazı çıkana kadar belki tutuklanır bile... Niye? “Çocuklar ölmesin, barış olsun” dedi diye mi? Bunu söylerken ne amacı olabilir? Hatta aslında geçmişi karanlık bir insan bile olsa, verdiği o mesajın neresi zararlı? Hiç ortada öyle bir şey yok da yalan mı söyledi? Bu konuda bu kadar yazacağım, daha fazla bulaşmayacağım. 

Rize’de, Kızılay Şube Başkanı, erkek çocukları taciz ediyor, avukat olan oğlu bile babasını savunmuyor. Daha bir dolu cinsel istismar ve şiddet konusu ve cezasız kalan davalar var. Sonuçsuz bunlar, bulunamıyor çaresi. Peki, “Bir babanın kızına şehvet duyması haram değildir” fetvasına ne demeli? Bari bunu yapmasalardı. “İslam’da ensest yoktur” denmişti. E yoktur tabii, kimse aksini iddia etmiyordu zaten, hangi dinde vardır ki? Ama ülkede var. Bu yeterince ciddi bir sorunken, bu anlamsız fetva da ne? Cinsel konular bu derece tu kaka iken, Din İşleri Yüksek Kurulu, “Nişanlılık döneminde ele ele tutuşmak, yalnız kalmak bile caiz değildir” derken, bir babanın kızına şehvet duyması nasıl haram olmuyormuş? Bu arada, altı yaşındaki kız çocuğunun evlenmesi de mümkünmüş ama cinsellik için dokuz yaşına kadar beklenmeliymiş. Tamam, bunu da burada kestim. Zaten sinirlerim dayanmıyor.

Karlar altında, kendi kanında öylece donarak gömülmeyi bekleyen cenazeler, sevdiklerinin ölüsüne pencereden bakıp uzaktan ağlayan insanlar içimi acıtıyor. O vurulan insanların bazılarına hemen müdahale edilebilseydi belki de ölmezlerdi, kan kaybından gitti kimi. Cumhurbaşkanı’nın dediğine göre, “akademisyen denen güruh” yani “karanlık aydın müsveddeleri devleti” suçluyormuş ama o insanların evlerinden dışarı çıkamamaları, terör örgütlerinin engellemesi yüzündenmiş. Peki, halka ateş açan polis kimden yana? Amanın, bu konuya çok bulaştım galiba.

Bir de lodos fırtınası oldu arada, vapurlar falan çalışmadı. Marmaray’da o kadar izdiham olmuş, millet o kadar tıkış tıkış üst üste binmiş ki, namuslar elden gitme tehlikesi geçirmiş. Bak sen... İnsanlar artık kadınlara ayrı, erkeklere ayrı bölmeler istiyorlarmış. Eh, bize de o yakışır tabii.

Bir ilahiyatçı da (hadi, adını vermeyeyim) “Kardan adam, malzemesi kar olan bir puttur, yasaklanmalı” dedi, duydunuz mu? Buna “Yuh” demezsin de ne dersin şimdi? Daha ne kadar fesat doldurulacak içimize acaba, din bahane edilerek? Aaa, o zaman tarlalardaki korkulukları da kaldırmak lazım demek ki. Onlar da malzemesi tahta ve saman olan putlar olmalı, hem de kardan adam gibi oynamak için değil tarlayı korusun diye medet umularak dikilmiyorlar mı? “Neler oluyor Allahım, daha neler olacak? Nasıl mümkün olacak itidalimizi korumak?” derken, İstanbul’dan bir canlı bomba haberi daha geldi. Sultanahmet’te gene beyni yıkanmış biri kendini patlattı, ölenler yaralananlar varmış. Ay, dayanmak ne mümkün... Neler olmuş, nasıl olmuş demeye kalmadan da yayın yasağı geldi. Olacak şey değil. Daha bunu sindirememişken sosyal medyadaki paylaşımlara da yasak geldi. Bu yazı yayımlanana kadar ne değişir bilmiyorum. Yazarken, ulaşabildiğim en son, ‘son dakika’ haberi 12 saat öncesinin. Canlı bombanın Suriye uyruklu olduğu söyleniyor, 10 kişi ölmüş, ikisi ağır şekilde olmak üzere 15 kişi de yaralanmış. Adam turistleri hedef almışmış. Hepsi bu. Tabii ki çok üzgünüm ve içimden geçenleri söylemeye dilim varmıyor. Eh, korkuyorum da doğal olarak, neme lazım, olmayacak bir şey kaçar ağzımdan belki. Bu hale geldik işte. Ama ekiplerimiz süreci iyi yönetmişmiş. Aferin onlara. Başka sözüm yok.