‘Suriyeli Ermenilere evimizi de kalbimizi de açarız’

Patrikhane’nin çağrısı üzerine, Suriye’de savaşın durması ve bir an önce barış sağlanması için dua eden İstanbul Ermeni toplumu, Suriyeli Ermenilere yardım elini uzatmaya hazır. Suriyeli Ermeniler için “Onlara evimizi de, kalbimizi de açarız” diyen İstanbul Ermenileri, toplumun önde gelen kurumlarından aktif tutum bekliyor.

Suriye’de başlayan iç savaş, ülkede yaşayan tüm halklar gibi Ermenileri de tehdit ediyor.  Halep’te yoğunlaşan ve şehirdeki Ermeni mahallesine de ulaşan savaşta, geçen hafta, 76 yaşındaki Adelina Haçeryan, vücuduna isabet eden bir kurşun nedeniyle yaşamını yitirdi. Halep Episkoposluğu Basın Sözcüsü Jirayr Reisyan’ın Armenpress’e yaptığı açıklamaya göre, Ermeni mahallesine yakın bir parkta çıkan çatışmada, kurşunlardan biri, parkın dışında bulunan Haçeryan’a isabet etti. Hastaneye kaldırılan Haçeryan, tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi.

Suriyeli Ermeniler, savaş nedeniyle evlerini, yurtlarını bırakıp başka ülkelere göç etmeye başladı. Lübnan’a ve Ermenistan’a giden Ermenilerin sayısı son haftalarda arttı. Suriye Ermenilerinin, hem coğrafi, hem de kültürel olarak en yakın ülkelerden biri olan Türkiye’ye de yoğun bir şekilde göç etmesi, ihtimal dahilinde. Geçen hafta konuştuğumuz vakıf yöneticileri, Suriyeli Ermenilerin İstanbul’da ağırlanabileceğini ifade etmişlerdi. Patrikliğin çağrısı üzerine, 19 Ağustos Pazar günü Suriye’de savaşın durması ve bir an önce barış sağlanması için dua eden İstanbul Ermeni toplumu da, Suriyeli Ermenilere yardım elini uzatmaya hazır. Görüştüğümüz cemaat üyeleri, Suriyeli Ermeniler için “Onlara evimizi de, kalbimizi de açarız” diyor.

Sasnuhi Muşliyan: Onlara, her şeyden önce, yanlarında olduğumuza dair güven vermeliyiz. Bence Patrikhane, vakıf yöneticileri, tüm cemaat inisiyatif almalı. Herkes elinden geleni yapacaktır.

Rober Ağdere:  Maddi yardım toplanabilir. Gelenleri okul ve dernek binalarında ağırlayabiliriz. Gerekirse ben evimde ağırlamaya hazırım.

Sevan Ataoğlu: Kurumsal yardım ve katkının organize edilmesi, bireysel, teksesli bir destekten daha önemli. Bunun için, vakıflardan Patrikhane’ye kadar, imkânı olan tüm kurumlarımızdan yüksek ses bekliyoruz. Hareket planının ikinci etabında, bu gibi durumlarda başvurulan müsait evlerde ailelerin, bireylerin barındırılması gerekir.

Arman Pınarbaşı: Sadece maddi yardım çözüm olmaz, manen de destek olmalıyız. Vakıflara ait, kullanılmayan, boş binalarda gerekli tadilatlara bir an önce başlanmalı.

Arşo Akayvaz: Bu toplum 20 yıl önce Irak’tan gelen Ermenilere elinden gelen yardımı yaptığı gibi, bugün de Suriyelilere gereken yardımı yapacaktır. Öncelikle onların ihtiyaçlarını belirlemek lazım. Hazırlıklı olmalıyız.

Armen Veryan: Türkiyeli Ermeniler ve Ermenistan devleti, her duruma karşı hazırlıklı olmalı. Kimsenin elinden gelecek yardımı esirgemeyeceğini düşünüyorum. 

Vartivar Antepliyan: Ben aslen Lübnanlıyım. Lübnan Ermenileri tüm imkânlarıyla Suriyeli Ermenilere yardımcı oluyor. Zaten büyük kısmı akrabadır. Suriyeli Ermenilerin şu aşamada daha çok manevi desteğe ihtiyacı var bence.

Garo Karataş: Hükümetin de üzerine düşen sorumluluklar var, Türkiyeli Ermeniler olarak bizim de... Kiliselerde Suriye Ermenileri için yardım toplanabilir, onlara geçici barınma imkânı sağlanabilir.

Sarkis Arık: Eskiden, Doğu’daki aileler asimile olmasınlar diye, Patrikhane vasıtasıyla İstanbul’a yerleştirilirdi. Bu insanlara sahip çıkıldığı gibi Suriyeli Ermenilere de sahip çıkılabilir. Oradaki aileler boş vakıf dairelerine, kapalı okullara yerleştirebilir. Yazlığı bulunanlar yazlık evlerini tahsis edebilir. Özellikle Kınalıada’da doğalgaz da olduğundan kışın sorun yaşanmayacaktır.