Bir günde 150 kişi öldü

Suriye’de gerginlik her geçen gün daha da tırmanıyor. Esad rejiminin güçleriyle Özgür Suriye Ordusu arasındaki savaşın şiddeti artıyor. Geçtiğimiz çarşamba günü, yarısı Halep'te olmak üzere 150 kişi öldü. Neredeyse tamamı bir çatışma alanı haline gelen Halep'te yaşamak gittikçe zorlaşıyor.

VAHAKN KEŞİŞYAN
vahaknk@agos.com.tr

Suriye’de gerginlik her geçen gün daha da tırmanıyor. Esad yönetimine ait uçaklar, Özgür Suriye Ordusu tarafından vurulurken, resmi ordu kuvvetleri de takviye edilmiş güçlerle karşı saldırılarını artırıyor. Mısır Cumhurbaşkanı Mursi’nin Esad yönetimine açıkça tavır koyması Şii-Sünni eksenindeki gerilimi şiddetlendirdi. Suudi Arabistan - Katar - Türkiye eksenine karşı, Esad rejimine desteğini sürdüren İran - Lübnan - Irak cephesi Ortadoğu’da yeni bir saflaşmayı işaret ediyor. Öte yandan, son bir ay içinde, 100 bin Suriyeli, ülkesinden kaçtı. Ölüm oranlarında da büyük bir yükseliş gözleniyor. Sadece geçen çarşamba günü ölenlerin sayısı 150’yi buldu. Bu ölümlerin yarısı Halep’te oldu.

Çatışmaların her geçen gün  yoğunlaştığı Halep’te bir-iki mahalle dışında, şehrin tamamı artık çatışma alanı haline geldi. Suriye’yi terk edenlerin çoğunluğu pek çok zorlukla karşılaşmaları muhtemel Lübnan’a gitmekten başka çare bulamıyorlar. Göçmen ailelerin çoğu kendi imkânlarıyla başının çaresine bakmaya çalışıyor. Örneğin Beyrut’a ulaşan bir Ermeni aile, altı aylığına bir ev kiraladı ve halen çocuklarını buradaki Ermeni okuluna kaydettirmeye çalışıyor. Bir otele yerleşen başka bir aile ise ekonomik sıkıntılar yüzünden, mümkün olan en kısa süre içinde yeniden Halep’e dönmek niyetinde.

Öte yandan Zavaryan Öğrenci Birliği, öğrenimini Lübnan’daki üniversitelerde sürdürmek isteyen Suriyeli Ermeni öğrencilere yardım edebileceğini açıkladı. Lübnan Kızılhaçı da gün boyu maddi yardım taleplerini kaydediyor ve ellerinden geldiğince, ihtiyacı olanlara konut temin etmeye çalışıyor. Ancak fiyat artışları yardım örgütlerinin işini daha da zorlaştırıyor. Lübnan hükümeti, sayıları 11 bini bulan öğrencileri okullara nasıl yerleştireceğini düşünüyor. 1 Eylül itibarıyla yeni eğitim dönemine başlayan Ermenistan’da ise Suriyeli Ermeni öğrenciler ders başı yaptı. Bu arada Yerevan’da Suriye göçmeni ilk bebek de dünyaya geldi.

Göçmenler, haberleri de beraberlerinde getiriyorlar. Örneğin herkesin dilinde, Şam’da bütün bir ailenin katledildiğine dair bir hikâye var. Söz konusu haberi Halep’teki Episkoposluk merkezi teyit edemedi. Ancak Ermenilerin de bu bombardımanlardan kendi paylarına düşeni aldıkları, ölenlerin veya yaralananların sayısının hiç de az olmadığı söylenebilir.

Halep’te yaşamak imkânsızlaşıyor

Hükümet ordusu Halep’i tümüyle “temizlemek” için 10 güne ihtiyacı olduğunu açıkladı. Bunun için, şehre her gün yeni birlikler sevk ediliyor. Halep’ten Lübnan’a gelen bir göçmen, durumun kendileri için günden güne daha da ümitsiz bir hal aldığını, şehirde yaşamanın imkânsızlaştığını, internetten cep telefonlarına kadar bütün iletişim imkânlarının kesildiğini ve ansızın bir telefon sesi duyduklarında çok şaşırdıklarını anlatıyor. Ermeniler, Özgür Suriye Ordusu’nun Hıristiyanları iktidara karşı kışkırtmak istediğini, bu yüzden de geçen hafta, Ermenilerin yaşadığı ‘Villalar Mahallesi’ndeki bir eve bir bomba isabet ettiğini ve mucize eseri, kimsenin ölmediğini söylüyorlar. Diğer yandan, iktidar da Hıristiyan nüfusu kendi yanında tutabilmek için elinden geleni yapıyor ve yüksek düzeydeki görevlileri vasıtasıyla ordunun onların yaşamını koruyacağını ilan ediyor. Oysa daha iki gün önce, Humus’taki Süryani kilisesi çok ağır hasara uğradı.

Bugün Nilsat uydusu, Suriye devlet kanallarının yayınını tümüyle kesti. Bu durum, Amerikan ve Türk şirketlerinin internet bağlantılarını kesmesinin doğal bir sonucu. Bu iletişim ambargosu her ne kadar yönetime karşı olsa da, gerçekte halkın da iletişim imkânlarını kesintiye uğratıyor. Bir Şamlının tespitiyle, insan için en zor şey iletişim kuramamak, yurtdışındaki aile üyelerine sağ ve salim olduğunu duyuramamak. Suriye, bu aralar hayatı en zor yanından yaşıyor.