Kavala yine tahliye edilmedi

Çarşı ve Gezi Parkı davalarının birleştirilmesinden sonraki ikinci duruşma bugün İstanbul 13’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 52 sanığın yargılandığı davada mahkeme heyeti, 1488 gündür Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına oy çokluğu ile karar verdi.

Mahkeme heyetinin Kavala kararıyla birlikte Türkiye, Avrupa Konseyi‘nin yaptırımlarına maruz kalma tehlikesi ile karşı karşıya.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 16-17 Eylül’de yaptığı toplantıda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararına karşın iş insanı Osman Kavala’nın serbest bırakılmadığını hatırlatıp, bir sonraki toplantıya kadar AİHM kararının uygulanmaması durumunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46’ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği Türkiye hakkında yasal süreç başlatılacağını duyurmuştu. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin bir sonraki oturumu 30 Kasım, bir sonraki duruşma ise 17 Ocak’ta yapılacak. 

Kararın ardından açıklama yapan Kavala’nın avukatlarından Deniz Tolga Aytöre, "Bu Türk yargısı için büyük bir şanstı. Bağımsızlık konusundaki endişeleri gidermek için bir şanstı. Ama yargı bunu kullanamadı" diye konuştu. Müvekkilinin meşru olmayan delillerle anayasal hakkının elinden alındığını savunan Aytöre, " Bu  artık sadece yanlış hukuki bir karar olarak değerlendirilmemeli. Bu, kamu yetkisini kötüye kullanma sorunu haline geldi" diye konuştu.

Kavala’nın eşi Ayşe Buğra da kararın ardından yaptığı açıklamada, "Dört yıldır aynı kelimelerle kararlar veriliyor. Savcılar soru sormuyor. Hangi somut eylemlerle suç işlenmiş, sormuyorlar… Endişem bu durumun normalleşmesi. Kesinlikle normal olarak kabul edilmemesi gereken bir durum" değerlendirmesinde bulundu. 

Bir sonraki duruşma 17 Ocak 2022'de görülecek.

Kararın ardından bir açıklama yayımlayan Uluslararası Af Örgütü, Avrupa Konseyi ülkelerinin başkanlarını, Salı günü Strasburg’da yapılacak toplantıda Türkiye’ye karşı ihlal prosedürünü başlatmaya çağırdı.

Duruşmanın başında söz alan Çarşı grubunun avukatları hem davaların birleştirilmesinin hem dosyada bulunan delillerin hukuki temelleri olmadığını savundu.  

Çarşı grubundan Ayhan Güner'in avukatı "Emniyet müdürü Ayhan Güner ve arkadaşlarını çağırıp Beşiktaş'taki olayları yatıştırdıkları ve hiçbir yere zarar vermedikleri için plaket verdiler. Böyle örgüt mü olur? Terör örgütüne plaket veren emniyet müdürleri de yargılansın o zaman" beyanında bulundu. 

Çarşı grubu avukatlarından Yıldız İmrek de " Bu davada karar verilmesinin engellenmesi için ve aşırı şekilde uzatılarak siyasi iradenin çıkarları doğrultusunda birleştirildi. Bu şekilde müvekkillerin aklanma hakkı ihlal ediliyor" dedi. 

Duruşmada sanık sıfatıyla söz alan Can Atalay, Osman Kavala’nın tutukluluk haline dikkat çekerek, kendisiyle beraber diğer sanıklar Mücella Yapıcı ve Tayfun Kahraman’ın savunmalarını önümüzdeki celsede hep beraber yapacaklarını söyledi. 

Aytöre: Kozmik odaya girenlere beraat kararı verildi

Daha sonra söz alan Kavala’nın avukatları müvekkillerinin AİHM kararına rağmen, delil bile olmadan dört yıldır cezaevinde tutulduğunu savundu. Kavala’nın "casusluk" ile suçlanmasının bir dayanağı olmadığını ifade eden Avukat Deniz Tolga Aytöre, "Bu ülkenin kozmik odasına girildi. Odaya girenlere beraat kararı verildi. Osman Kavala’ya gelince sivil toplum kuruluşu faaliyetleri suçlama oldu. Casusluk suçlaması kapsamına sokuldu" ifadelerini kullandı. 

Aytöre "MASAK raporu Gezi davasına yönelik hazırlanmış bir rapor. Bu raporda casusluk suçlamasıyla ilgili bir tespit mi var bizim göremediğimiz? Bu rapora dayanarak tutuklama kararı verilmesini anlamıyoruz.İddianame yalan söylüyor Henri Barkey ile Kavala arasında yoğun iletişim kaydı olduğunu iddia ederek. Böyle bir şey olmadığına ilişkin rapor var." dedi. 

Kavala'nın avukatlarından Köksal Bayraktar da "Türkiye'deki yargı organları AİHM kararlarına uymak zorundadır. Buna dayanarak bundan üç yıl önce avukatlar olarak müracaat ettik karar kesinleştiğinde. Buna rağmen uymama devam ediyor. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi, istinaf mahkemesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve mahkemeniz sanki AİHM kararı yokmuş gibi kendi kanunlarımız arasında dönüp duruyoruz. Böyle Türkiye'yi giderek uçurumun kenarına getiriyoruz." dedi. 

Kavala duruşmaya katılmadı. Osman Kavala geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamada bundan sonra duruşmalara katılmayacağını söylemişti. Kavala şöyle demişti:

"Bana yöneltilen suçlamalar herhangi bir delile dayanmıyor olmasına rağmen dört yıldır tutukluyum. Cumhurbaşkanı’nın hüküm giymemiş ve yargılaması devam etmekte olan bir kişiye yönelik aşağılayıcı ve lekeleyici ifadeleri, insan haysiyetine saldırı niteliğindedir. Bunlar suçlu olduğum algısı yaratan ve yargıyı doğrudan etkileyen mesajlardır.

Bu şartlar altında adil bir yargılama yapılmasına imkân kalmadığından, bundan sonra duruşmalara katılmamın ve savunma yapmamın anlamsız olacağına inanıyorum.

Hukuk devletini savunan bir yurttaş olarak, yargının maruz kaldığı bu durumu meşrulaştırıcı bir edimde bulunmanın doğru olmadığını düşünüyorum."

(DW Türkçe, BBC, Ajanslar)

Kategoriler

Güncel