Türkiye, Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 159. sıraya geriledi

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) 2025 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ni yayımlandı. Geçen sene 180 ülke arasından 158. sırada yer alan Türkiye, bu sene bir sıra daha gerileyerek 159. sırada yer aldı.

Paris merkezli, Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü her sene olduğu gibi bu sene de 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü öncesinde küresel endeks verilerini yayımladı. Türkiye, geçen seneki konumundan bir sıra gerileyerek 159. Sırada yer aldı, “çok vahim” kategorisinde kaldı.

Türkiye, 2002 yılında 99. sırada kendine yer bulduğu sıralamada 2016’da 151, 2017’de 155, 2018 ve 2019’da 157’inciliğe kadar gerilemiş; 2020’de 154, 2021’de 153, 2022’de 149, 2023’te 165, 2024’te 158. sırada gösterilmişti.

RSF Endeksi, uzmanların yanıtladığı soru kitapçığının “Politik,” “Güvenlik,” “Ekonomik,” “Sosyo-kültürel” ve “Yasal” olarak 5 göstergeye yansıtılması ve katsayılara bağlanmasıyla ortaya çıkıyor. Hem Türkiye hem de dünya geneli için gerileme gösteren “Politik” gösterge, devletin ve diğer politik aktörlerin giriştiği siyasî baskılar karşısında medyanın bağımsızlığına yönelik destek ve saygının derecesini belirliyor. Geçen yıl skor olarak 31,60 puan toplayan Türkiye, özellikle ekonomik ve yasal şartların etkisiyle bu yıl 29,40’a geriledi.

RSF Endeksi’nde, dünya nüfusunun yarısından fazlasını (yüzde 56,7) temsil eden, basın özgürlüğü tamamen yok olduğu veya gazetecilik yapmanın tehlikeli olduğu 42 ülkede durum “çok vahim” olarak değerlendiriliyor. İsrail ordusunun 18 ayı aşkın bir süredir gazeteciliği katlettiği Filistin’de (163.) durum bu şekilde. İsrail ordusu en az 43'ü görev başında olmak üzere 200'e yakın haberci çalışanını öldürdü ve kuşatma altındaki bölgede medya karartması uyguladı. Endekste 11 sıra düşen İsrail, 112. sırada gösterildi.

Tehlikenin sesi: Medyada tek seslilik

RSF Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, Türkiye’nin endeksteki dizginlenemeyen gerilemesini endişeyle karşıladıklarını açıkladı. Önderoğlu şunları söyledi: “Medya sermayesinin ilan ve reklam gibi yollarla kamu eliyle ayrımcı tarzda desteklenmesi, eleştirel yayın kuruluşlarının keyfî tarzda para cezalarıyla hedef alınması, dijital çağda bağımsız medyanın gelir modellerinin desteklenmemesi gibi faktörler Türkiye medyasını da son yıllarda endişe verici bir kırılganlığa taşıdı. Yasal ve fizikî süregiden baskılardan usanan gazetecilik, uzun yıllar demokratik düzenleme ve güvenceden yoksun kaldıktan sonra, şimdi de ekonomik istikrarsızlığın getirdiği darbeyle zayıflama gösteriyor. Karşı karşıya bulunduğumuz tehlike, medyada tek seslilik.”

Kategoriler

Genel