Riskli binalar ve semtlerde oturanlar ne yapmalı?

Silivri açıklarında Marmara Denizi’nde 23 Nisan’da meydana gelen 6.2’lik deprem ve sonrasında yaşanan artçı sarsıntılar İstanbulluları hayli korkuttu. Deprem nedeniyle binalarda herhangi bir yıkım yaşanmadı ancak bazı binalarda hasar oluştu. “Deprem tehlikesi geçti” diyen uzmanlar olsa da pek çok bilim insanı, İstanbul için meydana gelen depremin ‘Büyük İstanbul Depremi’ olmadığı konusunda uyarılarda bulunuyor. TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nden Arda Keşişyan da, Avcılar, Adalar ve Çınarcık segmentlerinde uzun zamandır büyük deprem olmadığının altını çiziyor. Keşişyan ile 23 Nisan’daki deprem ve İstanbul’un zemin durumu üzerine konuştuk.

23 Nisan’da meydana gelen 6.2’lik deprem, İstanbulluları korkuttu. Deprem sonrası artçı sarsıntılar devam uzun süre devam etti. İstanbul için güçlü bir deprem riski sizce devam ediyor mu?

Artçı sarsıntılar her büyük depremden sonra beklenen bir olaydır. Artçı depremlerin tabii birkaç ay sürmesi ve yavaş yavaş büyüklüklerinin düşmesi normal karşılanır. Büyük deprem Kumburgaz segmentinde gerçekleşmişti. Daha sonra iki gün boyunca gerçekleşen artçıların aynı segment üzerinde devam etmesi ve herhangi bir fay zonuna sıçramamış ve tetiklememiş olması sevindirici oldu. Ta ki iki gün sonra Beylikdüzü-Avcılar hattında küçük depremler meydana gelmeye başlayana kadar. Takibimizde olan küçük depremlerin şimdilik herhangi başka bir fay zonunu tetikleyeceğine dair bir bulgu oluşmamış durumda. Bunların korkulacak bir düzeyde olmadığını söylememiz gerekiyor. Tabii bu durum tetiklemeyeceği anlamına gelmiyor, her ne olursa olsun takip edilmesi gereken bir durum olduğunu düşünüyorum. Bu deprem İstanbul'da beklenen büyük deprem değildi. Marmara bölgesinde 7  üzeri büyüklükteki depremlerle kırılan 1912 Mürefte ve 1999 Gölcük olmak üzere, bu depremlerin olduğu yerler arasında kalan aktif olan Tekirdağ ve Kumburgaz segmentleri bulunuyor. Yakın zamandaki deprem de burada gerçekleşti. 

Buradan Gölcük’e kadar uzanan daha pasif olan başta Avcılar ve Adalar segmentlerinde, daha sonra Çınarcık segmentinde uzun süredir büyük deprem olmadığını ve olası büyük bir depremde İstanbul’u yakından ilgilendirecek ve etkileyecek kısımların buralar olduğunu söyleyebiliriz. 

Sık sorulan bir soru: Sizce İstanbul halkı depreme karşı hazırlıklı mı?

Bu yaşadığımız depremde can kaybı olmaması, depremin süresinin kısa olması, İstanbul’un yerleşim yerlerinin uzağında olması sevindirici. Tatbikat niteliğinde bir depremdi. Üzücü yanları da vardı, halen insanlar ne yapacağını bilmiyor, birçok kişinin deprem öncesi hazırlıkları tam değil, deprem anında da ne yapacağını bilmiyor. Bu depremde 151 kişi yaralandı. Yaralanmaların çoğu ya balkondan atlamayla oluştu ya da merdivenden düşerek. Halkın bu konuda yeterince bilinçlenmediğini bu depremde de bir kez daha görmüş oluyoruz.

İstanbul’un sahil kesiminin zemin bakımından tehlikeli olduğu bir gerçek. 6.2’lik deprem sonrası insanlar vakit kaybetmeksizin bina ve zeminlerini incelemeli mi? Ne yapmalılar?

Depremin yapı yıkım gücünde büyüklük, süre, ivme ve bahsettiğiniz faya uzaklık önemli faktörler. Artık hepimizin yerini ezberlediği Marmara Denizi içinden geçen Kuzey Anadolu Fayı, İstanbul’un güney kesimlerine yakınlığından dolayı buraları 1.dereceden riskli bölgeler haline getiriyor. 2018 Deprem Yönetmeliği ile birlikte artık ivmeleri konuşur olduk, aslında AFAD deprem tehlike haritasından herkes kendi evini etkileyecek ivmeyi öğrenebilir. İvme ne kadar büyükse o kadar çok etkilenecek diyebiliriz. Tabii bunların yanında yapı açısından etkileyecek olan, zemin durumu ve binanın durumu. 

Burada neye bakılmalı? 

Zemin ne kadar gevşekse deprem anında binaya o kadar fazla kuvvet etki edecektir, zemin ne kadar sıkıysa o kadar az kuvvet etkileyecektir. Bu yüzden bir jeofizik mühendisine zemin etüdünü yaptırıp elde edilecek değerlerle uzman inşaat mühendisine bina kontrollerini sağlatmaları gerekiyor. Tabii burada yapılabilecek bir çok seçenek var, birincisi nispeten maliyeti yüksek olan ‘bina performans analizi’, ki bunları yıkıma gitmeyecek güçlendirme yapılacak binalar için öneriyoruz. İkincisi ‘riskli yapı tespiti’,  bunları kentsel dönüşüme girecek binalar için öneriyoruz, üçüncüsü ise ücretsiz olan büyükşehir belediyesinin yaptığı ‘hızlı tarama testi’. Bunlardan riskli yapı tespiti ve hızlı tarama testinin sonucunda, binanızın tahliye ve yıkım sürecine gidebilecek bir yaptırımı olduğunu unutmamak gerekiyor.

Kiracı konumunda olanlar deprem sonrası oturdukları binayla ilgili denetim firmasına başvurabilir mi? Mal sahiplerine sormadan inceleme yaptırabilirler mi?

Riskli yapı tespitine kiracılar başvuruda bulunamıyor çünkü sonucunda binanın tahliye ve yıkım sürecine gideceği bir yaptırımı olduğunu vurgulamak lazım. Hızlı tarama testine başvurabiliyorlar ancak yine mal sahiplerinin oluru aranıyor. 
Dolayısıyla yapılan işlemler geri dönüşü olmayan bir süreci doğurabiliyor,  kiracı olarak yapacakları şey mal sahipleriyle anlaşıp süreci yönetmek olmalı. 
Arda Keşişyan
İstanbul’un zemini ile ilgili çeşitli haberler ve makaleler kaleme alınıyor. Hangi ilçeler zemin bakımından depremi az hasarla atlatabilir? İstanbul’un Marmara sahil kesimi ciddi tehlike altında mı?

İstanbul’un Anadolu yakası, Avrupa yakasına göre daha yaşlı jeolojik birimler üzerinde olduğu için daha sağlam zemine sahip. Avrupa yakasının Boğaz kesimleri yine sağlam zeminler. Ancak bu bölgelerde eski dere yatakları alüvyon birimler üzerinde oturan binalar risk altında. Avrupa Yakası için Beyoğlu’ndan Sarıyer’e uzanan Boğaz kesimleri daha sağlam, fakat Fatih’ten Beylikdüzü’ne uzanan sahil kesimleri, daha zayıf zeminlere sahip, daha çok risk altında. Tabii bu sınıflandırma geneli kapsıyor ve büyük ölçekli. Daha küçük ölçekli parsel ve yapı bazlı zemin etüdü yapıp binanın temelinin nereye oturduğunu öğrenmek çok önemli ve irdelenmesi gereken bir durum. Örneğin altta kaya birimler olsa dahi, sizin binanız temeli dolgu veya gevşek malzemeli birimlerin üzerinde kalıyorsa yine binanız risk altında demektir. Zemin bina etkileşimi ayrıntılı olarak jeofizik ve inşaat mühendislerince değerlendirilmesi gerekiyor.

Kategoriler

Güncel


Yazar Hakkında