Fatih Altaylı tutuklandı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteci Fatih Altaylı’nın sosyal medya kanalındaki sözleri nedeniyle "Cumhurbaşkanını tehdit" suçlamasıyla başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alındığını duyurmuştu. Altaylı Pazar günü çıkarıldığı mahkemece mahkemece tutuklandı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 21 Haziran'da yapılan yazılı açıklamada, gazeteci Fatih Altaylı’nın Cumhurbaşkanını tehdit suçlaması kapsamında gözaltına alındığı belirtildi. Başsavcılıktan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Fatih Altaylı hakkında kendi ismiyle anılan 'Youtube' sosyal medya kanalında 20/06/2025 tarihli yayında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan tehdit içerikli sözleri nedeniyle Cumhurbaşkanını Tehdit (TCK md. 310/2 delaletiyle 106/1) suçundan re’sen soruşturma başlatılmış olup adı geçen şahıs İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne verilen talimat gereği bugün yakalanarak gözaltına alınmıştır."

Gazeteci Fatih Altaylı kendi YouTube sosyal medya hesabında "Geçmişine bak bu millet yakın geçmişinden de söz etmiyorum. Uzak geçmişine bak. Abi bu millet padişahını boğmuş bir millettir. Hoşuna gitmediği zaman, istemediği zaman. Az uz değildir öldürülen suikaste kurban giden Osmanlı padişahı. Ya boğazlanan veya intihar etti süsü verilen” şeklindeki sözlerine Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, "Altaylıııı!Suyun ısınmaya başladı" yorumunu yapmıştı.

Fatih Altaylı, 22 Haziran'da savcılıkta ifade verdikten sonra tutuklama talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Altaylı hakkında tutuklama kararı verildi.

Sevk yazısında "tehdit suçunun fiili saldırı kavramına dahil olduğu, bu haliyle şüphelinin eyleminin TCK 310/2 maddesi delaleti ile TCK 106/1 maddelerinde düzenlenen suçu oluşturduğu" belirtildi. Söz konusu yayına işaret edilen sevk yazısında, "suçun işlendiğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığı" gerekçesiyle Altaylı'nın yasadaki üst cezadan tutuklanması talep edildi.

Halk TV yazarı İsmail Saymaz'ın haberine göre, Altaylı emniyette 'Cumhurbaşkanına tehdit ve hakaret' suçlamasından ifade verdi. Altaylı, Kamu Güvenliği Büro Amirliği'nde verdiği ifadesinde şunları söyledi:

"Söz konusu yayın ve cümleler bana aittir, ancak Cumhurbaşkanını ne tehdit nede hakaret maksadım vardır. Bir araştırma şirketinin yapmış olduğu ankette vatandaşlara Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kaydı Hayat şartı ile Cumhurbaşkanlığı yapmasına onay verip vermedikleri sorulmuş, vatandaşların yüzde yetmişi de böyle bir Anayasa değişikliğine onay verip vermeyeceklerini söylemişti. Bende bu konu ile ilgili yorumumda Türk halkının tanzimattan bu yana oy kullanarak devlet yönetiminde etkin olmayı sevdiğini ve benimsediğini ve herhangi bir kişiye kendi isteği ve denetimi dışında devlette üst düzey görev yapma iznini peşinen vermekten hoşlanmadığını söyledim.

Ve Türk halkının kendini yönetenlere karşı her zaman eleştirisel bir tutum takınabildiğini Padişahlık döneminde bile Cuma selamlıklarında Padişahları eleştirdiğini tarihe meraklı bir Erhan Afyoncu gibi yakın tarihimiz üzerine uzman bilim insanları ile de defalarca televizyonlarda entelektüel kimliğimle ifade ettim. Bu gibi örnekleri daha önce gerek Murat Bardakçı gerek Erhan konuşmuşluğumuz vardır. Açıkçası bu tarihi bilgilerden mevcut Cumhurbaşkanına bir tehdit algısı çıkabileceği aklımdan dahi geçmezdi.

Olayın bu şekle büründürüldüğünden ve sadece tarihi bilgi vermeye yönelik sözlerimin bilinçli bir çarpıtma ile sanki Cumhurbaşkanını tehdit ediyormuşum gibi algılatılmasından ben sorumlu değilim. 45 yıllık meslek hayatımda son 30 yılda sayısız televizyon programı ve sayısız köye yazısı kaleme aldım.

Bunların herhangi birisinde bırakın Cumhurbaşkanını herhangi bir vatandaşı dahi tehdit etmişliğim yoktur.

Bu suçlama ile hakkımda dava dahi açılmadı. Burada da tehdit maksadım olmadığı gibi şahsen tanıdığım Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik herhangi bir tehdit veya hakaret aklımın ucundan dahi geçmez eleştiri hakkımı her zaman kullanmışımdır ancak tehdit benim asla yaptığım bir şey değildir.

Söz konusu suçlama ile ilgili olarak da görmüş olduğum savcılık sevk yazısında TCK 310/2 uygulanabilmesi için fiili bir hakaret olması gerekir, bu durumda bile herhangi bir tehdit ve hakaret kastım olmamasına rağmen savcılığın bu talebi hukuksuzdur ve yasaya uygun değildir.

Şunu da göze almak gerekir ki suç olduğu iddia edilen konuşmam da ilk cümlem Türk halkı sandığı sever olmuştur, bu bile demokrasiye olan inancımızın ve konuşmamızdaki niyeti göstermektedir. Bu yüzden de hakkımda kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesini talep ederim."

Emniyetteki işlemlerinin ardından savcılığa çıkarılan Altaylı'nın ifade işlemi sona erdi. Altaylı'nın savcılıkta da benzer ifade verdiği belirtilirken, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi.

Altaylı, savcılık ifadesinde şunları söyledi;

"Yukarıdaki kimlik bilgileri bana aittir ve doğrudur. Üzerime atılı suçlamayı anladım. Emniyette vermiş olduğum ifadeyi aynen tekrar ederim. @fatihaltayli isimli- rumuzlu youtube hesabı tarafıma aittir, 20/06/2025 tarihinde yapmış olduğumuz yayında Cumhurbaşkanına karşı herhangi bir tehdit veya hakaret maksadım yoktur. Araştırma şirketinin yapmış olduğu anketlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaydi hayat şartıyla Cumhurbaşkanlığı yapmasına onay verip vermedikleri yönünde araştırma yapılmış, vatandaşların yüzde 70'i de böyle bir anayasa değişikliğine onay vermeyeceklerini söylemiştir. Yapmış olduğumuz bu yayında da, bu konu ile ilgili Türk halkının tanzimattan bu yana oy kullanarak devlet yönetiminde etkin olmayı sevdiğini ve benimsediğini ve herhangi bir kişiye kendi isteği ve denetimi dışında, devlette üst düzey görev yapma iznini peşinen vermekten hoşlanmadığını beyan ettim, Türk halkının kendini yönetenlere karşı her zaman eleştirisel bir tutum takınabildiğini, padişahlar döneminde dahi padişahların eleştirildiğini, tarihe meraklı entelektüel kimliğim ile ifade ettim.

Söylemiş olduğum şeylerin aynıları ya da benzerleri daha önceki tarihlerde, Murat Bardakçı ve Erhan Afyoncu gibi yakın tarihimiz üzerine uzman olan bilim insanları tarafından da defalarca söylenmiştir. Burada kesinlikle Cumhurbaşkanına tehdit veya tehdit algısı çıkarılacak beyanım yoktur. Herhangi bir ima dahi yoktur. Olayın bu şekilde anlar bütünlüğü değiştirilerek saptırıldığını, sadece tarihe bilgi vermeye yönelik beyanlarımın bilinçli bir şekilde Cumhurbaşkanını tehdit ediyormuşum gibi yansıtıldığını görmekteyim. Bu algı bozulmasından ve sözlerimin çarpıtılmasında şahsım sorumlu değildir. Zira sayın savcılık makamına sunmuş olduğum USB içerisinde bulunan suça konu edilen videolar izlendiğinde, yaklaşık 3 dakika olan orijinal video benim açıklama yaptığım ve tarihsel bilgi verdiğim videodur, diğer yaklaşık 30 saniyelik kısa olan video ise bu videoların kesilerek anlam bütünlüğü oluşturulacak şekilde sanki Cumhurbaşkanını tehdit ediyormuşum algısı yaratmak için kurgulanmış ve kamuoyuna sunulmuş videodur. Orijinal olan video izlendiğinde herhangi bir şekilde Cumhurbaşkanını kastederek halk nazarında tehdit vari bir konuşma yapmadığım, konuşmanın tamamen tarihsel olduğu açıkça görülecektir. 45 yıllık meslek hayatım boyunca sayısız televizyon programına katıldım ve köşe yazıları yazdım. Bunların herhangi birisinde bırakın Cumhurbaşkanını herhangi bir vatandaşı dahi tehdit etmişliğim yoktur.

Bu suçlamalar ile daha önce herhangi bir adli soruşturma yada kovuşturma dahi geçirmedim. Burada kesinlikle tehdit maksadım yoktur, şahsen tanımış olduğum Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik eleştiri hakkımı kullandım, tehdit benim asla yaptığım bir şey değildir. Ayrıca savcılık sevk evrakında TCK 310/2 maddesi uyarınca suçlandığımı gördüm. Ancak bu suçun oluşabilmesi için fiili bir hareket gerekliliği açıkça belirtilmiştir. Bu nedenle sadece sözlerimden dolayı, suçun maddi unsurları oluşmamıştır. Bu nedenle hakkımda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesini arz ederim."


Kategoriler

Güncel