Eylisli: Böyle giderse Azerbaycan’ı terk etmem gerekecek

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından ülkesinin tarihini tahrif ettiği gerekçesiyle Azerbaycan Halk Yazarı unvanını geri alınan Ekrem Eylisli, Rusya’da yayımlanan ‘Vızglad’ gazetesine konuştu. Eylisli, kitabı hakkında yapılan eleştiriler hakkında “Bu eseri yazdığıma pişman değilim. Ben halkımı aşağılamadım, aksine yücelttim” dedi.

Hakkınızda her gün daha sert açıklamalar yapılıyor. İçinde bulunduğunuz durumu değerlendirebilir misiniz?

Devlet televizyonu kitaplarımı yakan insanların görüntüsünü yayımladı. Eski askerler ekranlarda hain olduğumu söylüyorlar. Yarın ne göreceğimi bilmiyorum. Nerede yaşadığımı unuttum artık. Eşimi ve oğlumu işten çıkardılar. Ne yapabilirim ki? Onlar ne dediğimi duymak bile istemiyorlar.

Muasır Müsavat Partisi Başkanı Hafız Haciev tarafından şiddet çağrıları da yapılıyor.

Onlarla adli makamların ilgilenmesi gerekiyor. Öyle adamlara cevap vermeye niyetim yok.

Siz bu tahammülsüzlüğü nasıl açıklıyorsunuz?

Doğrusunu söylemek gerekirse, ben de anlamıyorum. Bence burada başka hesaplar var. Birileri ülke gündemini değiştirmek, kamuoyunun dikkatini başka yöne çekmek niyetinde. Diğer yandan ben Ermeniler ve Azeriler arasında düşmanlık üretilmesine her zaman karşı oldum. Benim eserim siyasi değil, halklar arasında düşmanlığı kışkırtanlara karşı. Tarihte insanların gerçekleri gördüğü nadir zamanlar vardır. Yazarların söylediği gerçekler sonradan anlaşılır.

Size yöneltilen eleştiriler sadece Azerilerin işlediği suçları gördüğünüz, Ermenilerin suçlarını görmediğiniz yönünde.

Bu doğru değil. Kitap tanınmış bir Azeri’nin yaşlı bir Ermeni’yi ölümden kurtarma çabasını anlatıyor. Onu da Ermeni sayıyorlar ve döverek komaya sokuyorlar. Sonraki gelişmeler onun bilinçaltında yaşanıyor. Bu eser Ermenilere mesaj veriyor, amacı halkları birleştirmek, “Ben bizim hatalarımızı görüyorum. Siz de kendi hatalarınızı görün, sizin yazarlarınız da konuşsunlar” demek istedim. Sanırım Ermeniler arasında böyle insanlar var. Sonuçta ben yaşadığı zamana uymayan bir adamın hikâyesini yazdım.

Bu düşüncede yalnızlaşıyor musunuz? 

Hayır, bana destek olan pek çok insan var. Birçok dayanışma telefonu alıyorum son günlerde.

Ermenice yayın yapan haber ajansları hikâyenizi hararetle karşıladılar. Eserinizde nedamet, pişmanlık görüyorlar.

Ben de tam böyle görüyorum. Rus edebiyat eleştirmeni Lev Aninski de bunu bir pişmanlık, nedamet olarak değerlendirdi.

Sizi savunan Boris Agunin’e Azeri halk yazarı Cengiz Abdullaev’in yanıtı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Okudum, kitabıma öyle çamur atmış ki, yaksa daha iyi olurdu. Rus yazarlara karşı olduğumu, milliyetçi olduğumu yazmış. Ne yapayım, kimsenin ağzını kapatamam ki.

Gelişmeler tehlikeli olursa ülkeyi terk edecek misiniz?

Eğer bir solukluk oksijen bulamazsam, çok sevdiğim ülkemi terk etmek zorunda kalabilirim.

Böyle sonuçlar olacağını bilseydiniz, yine de yayımlar mıydınız bu hikâyeyi?

Böylesi bir tepki beklemiyordum, ama pişman değilim. Bu da yaşamımın bir parçası. Onlar pişmanlık belirtmemi bekliyorlar. Ama ben halkımı aşağılamadığımı, aksine yücelttiğimi düşünüyorum.

Kitapta anlatılanlar gerçek mi?

Her şey tamamen gerçek. Köyümde yaşandı bu anlattıklarım. Niyetim ne olabilir ki? Ermenilere yaranmak mı? Bu düzeysizliktir ve hiçbir onurlu yazar böyle bir şey yapmaz.

(Ermeniceden çeviren Pakrat Estukyan)

Fatih Gökhan Diler'in konuyla ilgili haberi için tıklayın: