Fukara Perver Cemiyeti’nin izinde Topkapı

Bugün hâlâ ayakta olan Topkapı Fukara Perver Cemiyeti’nin temeli tam 106 yıl önce Eczahane-i Onnik Mardirosyan’da atıldı. Ancak, cemiyetin 6 kurucu üyesinden de biri olan Mardirosyan’ın izine bugün kulaktan kulağa yayılan ismi dışında rastlamak mümkün değil. Belli ki, Onnik Efendi de Topkapı’dan sessiz sedasız ayrılanlardan…

ELİF ATALAY
elifatalayposta@gmail.com

Bugün hâlâ ayakta olan Topkapı Fukara Perver Cemiyeti’nin temeli tam 106 yıl önce Eczahane-i Onnik Mardirosyan’da atıldı. Ancak, cemiyetin 6 kurucu üyesinden de biri olan Mardirosyan’ın izine bugün kulaktan kulağa yayılan ismi dışında rastlamak mümkün değil. Belli ki, Onnik Efendi de Topkapı’dan sessiz sedasız ayrılanlardan…

“İstanbul’un ışıklarını içimizde her gün biraz daha kıstılar” der Ahmet Hamdi Tanpınar 'Beş Şehir' eserinde ve ekler “Ne çıkar, İstanbul semtleri bütün vatan gibi orada duruyor.”

Topkapı semti tam da Tanpınar’ın tarif ettiği türden bir ışıktır İstanbul için. Her gün biraz daha kısılan, solan. Türkiye’nin de özetidir biraz. Kale Kapısı’ndan girince solda Surp Nigoğayos Kilisesi, biraz ileride Sinan’ın eseri Kara Ahmet Paşa Camii, bir arka sokağa geçince Agios Nikolaos Kilisesi, sırtında Fatma Sultan Camii… Soldaki ilk yokuş ise Sulukule’ye iner.  

1453 sonrası uzun yıllar boş kalan Topkapı’ya Fatih Sultan dönemimde Rum ve Ermeniler yerleştirilir. 16. yüzyılda camii, medrese ve mekteplerin yapılması ile Müslümanlar da buraya yerleşmeye başlar. Sulukule sakinleri ise Fatih döneminde getirilir semte.

1920’lerde İstanbul’dan Anadolu’ya silah yardımlarının ilk örgütlendiği semtlerden olan Topkapı, büyük sosyal kırılmanın yaşandığı 1950’lerden de nasibini alır. 6-7 Eylül’de önce mahallenin Rumları evlerini, dükkanlarını terk etmek zorunda kalırlar.

“Yani Baba’nın çocukları Simon ve Dodo’nun büfeleri de yağmalananlar arasındaydı. Atina’ya gittiler” dedi, Topkapı Spor Kulübü’nde konuştuğum, yaşı 90’a yakın eski bir Topkapılı. Ardından o yılların muhtarı Oksen’i anlattı. “Ahmet Paşa Camii’nin içindeydi muhtarlık, senelerce Oksen yaptı muhtarlığımızı. Sonra Ermeni komşularımız da yavaş yavaş Kurtuluş gibi semtlere taşındılar, eski ahenk, tat kalmadı.”

Eczahane’den Cemiyet’e

Topkapı, sivil toplum hareketlerinin tarihi açısından da çok önemli bir yere sahip. Bugün birçok vakıf ve derneğin faaliyet sınırlarının kültür, din ve mezhep çizgileriyle belirlenmiş olduğu göz önüne alındığında toplumsal dinamiklerdeki değişim kronolojisini de semt özelinde bir anda yakalayabilmek mümkün. Bu açıdan Topkapı Fukara Perver Cemiyeti'nin örneği ibretlik bir hikâyedir.

1908’de karlı bir kış günü, Topkapı meydanındaki Eczahane-i Onnik Mardirosyan'da eczacı Onnik Efendi ve hastalarını bu eczanenin arka odasında tedavi eden Dr. Galip Hakkı Bey, dışarıda giyimi mevsime pek de uymayan birini görürler. Soba başında “Bu sefaletle mücadele edilmeli” diye başlayan sohbet, aynı gün Galip Bey ve Onnik Efendi’nin eczanede bir sigara tablasına koydukları sermaye ile cemiyet kurma fikrine dönüşür. İkinci Meşrutiyet’in henüz ilan edilmediği bu aylarda Osmanlı Fukaraperver Cemiyet-i Hayriyesi’nin kurulmasına müsaade edilince, cemiyetin Topkapı şubesini açmak üzere izin alınır. Cemiyet, Osmanlı Fukaraperver Cemiyet-i Hayriyesi Topkapı Şubesi ismi ile kurulur. Cemiyetin kurucu üyeleri; Dr.Galip Hakkı Bey, Eczacı Onnik Efendi, Nafiz Bey, Bodos Efendi, Hakkı Efendi ve Cemil Efendilerdir. 

İlk yılın sonunda 498’i Ermeni ve Rum, 489’u Müslüman olmak üzere 987 hasta muayene ve tedavi edilip, 120 fakir aile ise himaye altına alınır. 30 Haziran 1911’deki raporda 114’ü Müslüman, 103’ü Ermeni, 50’si Rum olmak üzere 267 hastanın muayene edildiği belirtilir.

Cemiyet, Balkan ve 1. Dünya Savaşları’nda Balkan göçmelerine yardım eder, mütareke yıllarında yine bu işbirliği dahilinde Topkapı Yenibahçe’de aşhaneler kurarak asker ailelerine ve fakir halka her gün sıcak yemek dağıtır.

‘Onlar gittiler’

İstanbul’un bir mahallesinde 106 yıl önce Eczahane-i Onnik Mardirosyan'da kurulan Cemiyet, bugün hâlâ ayakta ve işlevine devam ediyor. Yine Topkapı Meydanı’nda Dr. Galip Bey’in bağışladığı binada haftanın iki günü yardımlarını sürdürüyor. Cemiyet merkezinde Onnik Efendi’nin eczanesini sorduğum yetkili, pencereden karşı kaldırımda bir oteli gösterip “Eczane burada imiş” cevabını verdi. Onnik Efendi’yi tanıyan birilerini sorduğumda ise “Onlar buralardan gittiler, o mahalle düzeni bozuldu” dedi.

Topkapı Fukara Perver Cemiyeti’nden bugün resmi olarak yardım alanlar 296’sı Müslüman, 4’ü Ermeni vatandaş olmak üzere toplam 300 kişi. İlk yıllarında cemiyetten faydalananların Müslüman ve Müslüman olmayan oranı yüzde 50 iken, günümüzde yüzde 2’yi dahi bulamayan, dengesizlik olarak bile bahsedilemeyecek bir kayboluş söz konusu… Aynı zamanda bugün resmi yollarla açılım adı altında oluşturulmaya çalışılan sosyal entegrasyonu; ortak alan-mekân kullanımı, duygu birliği ile doğal yollardan gerçekleştirmiş bir toplum yapısının yok ediliş hikâyesi bu.

Hatırası yitip gitmiş bir hayırsever: Onnik Mardirosyan

Ardında bugün halen faaliyette olan bir hayır kurumu bırakan Onnik Mardirosyan ile ilgili olarak Arsen Yarman’ın 'Osmanlı Sağlık Hizmetlerinde Ermeniler' isimli çalışmasındaki kısa bir biyografi dışında bilgi yok. Van’da, tespit edilemeyen bir tarihte doğan Mardirosyan, Topkapı’da Mardirosyan Eczanesi’ni işletmiştir. Diş hekimliği diploması da almış, 1928’de eczanesi kapandıktan sonra Tıp Fakültesi’ne devam etmiş ancak mezun olamamıştır. Topkapı Levon-Vartuhyan Okulu’nun da kurucusu olan Mardirosyan’ın 1939’da İstanbul’da öldüğü biliniyor.