Galatasaray’ın kasası Dikran Gülmezgil’e emanet olacak

Yeni başkanını seçmeye hazırlanan Galatasaray Spor Kulübü'nün başkanlık adayları arasında ismi geçen Alp Yalman'ın listesinde sürpriz bir isim yer alıyor. Türkiye Ermeni toplumunun önemli vakıflarından Karagözyan Yetimhanesi Vakfı’nın başkanı olan ve iyi bir Galatasaraylı olarak bilinen iş adamı Dikran Gülmezgil.

Galatasaray Spor Kulübü, yeni başkanını seçmeye hazırlanıyor. Son dönemlerde transfer politikasıyla eleştirilerin odağında olan başkan Ünal Aysal’ın istifasının ardından kulüp hareketli günler yaşamaya devam ediyor. 25 Ekim’de yapılacak seçim için iki adayın ismi geçiyor: Duygun Yarsuvat ve Alp Yalman. Yalman’ın listesinde sürpriz bir isim de yer alıyor. Türkiye Ermeni toplumunun önemli vakıflarından Karagözyan Yetimhanesi Vakfı’nın başkanı olan ve iyi bir Galatasaraylı olarak bilinen iş adamı Dikran Gülmezgil, Yalman’ın yönetim kurulu listesi için oluşturduğu isimler arasında. Sivaslı yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Gülmezgil, uzun yıllar boyunca finans sektöründe gösterdiği başarılarla adından söz ettirdi. Aynı zamanda Galatasaraylı İş Adamları Derneği İkinci Başkanı olan Gülmezgil, küçük yaşta başlayan Galatasaray sevdasını ve seçim sürecini konuştuk. Deneyimli iş adamı, Galatasaray’ın mali sorunlarına çözüm bulmak konusunda bir hayli iddialı. ‘Galatasaray’a hizmet etmek istiyorum’

  • Galatasaray sevginiz ne zaman başladı?

Galatasaray sevdam çocuk yaşta başladı. Karagözyan’da yatılı okuyordum. O dönemdeki imkânlar sınırlıydı, geceleri yatakhane sohbetleri dışında hiçbir faaliyetimiz yoktu. Çok nadiren slayt gösterileri olurdu. Tüm görsellik bundan ibaretti, film vs. seyretme imkânımız da yoktu. Yatakhane sohbetlerinde de, en önemli konu futboldu. O dönemde bende bir Metin Oktay sevgisi oluşmuştu. Yatakhanede kaçak olarak, maçları radyodan dinlerdik. O gün bugündür Galatasaraylıyım, ve iyi bir Galatasaraylıyım.

  • Gittiğiniz ilk maçı anlatır mısınız?

İlk gittiğim maçı hiç unutmam. 13 yaşımdayken, Dolmabahçe Stadı’nda yapılan Galatasaray-Beşiktaş maçına gittim. Bir heyecan, arkadaşlarla bilet sırasına girdik, stada girince hava kararmaya başladı. Tedirgin oldum, çünkü anneme haber vermemiştim. Bu sefer stattan çıkmak istedim, fakat kapılar kapandığı için çıkamadım. Normalde her gün aynı saatte evde olurdum, maça gidince geç kaldım tabii. Annem telaşlanmış, ortalığı ayağa kaldırmış. Epey sinirlenmişti.

  • Adaylık sürecinizden söz edebilir misiniz?

Beş yıldır, Galatasaraylı Yönetici İşadamları Derneği (GSYİAD) 2. Başkanı olarak görev yapıyorum. Kısa süre önce seçim oldu, tekrar seçildik. Son dönemde Galatasaray Spor Kulübü yönetiminde bir boşluk oluştu, bunun üzerine sevgili Alp Yalman abimiz adaylığını koyarak sorumluluk üstlendi. Benden listesinde olmamı istedi. “Galatasaray’a faydalı olabileceksem neden olmasın” diye düşünerek kabul ettim. Birlikte seçime gidiyoruz. Takdir, Galatasaray Kongresi üyelerinindir. Tabii ki zor bir görev, mali yönden güçlükler var. Her şey UEFA kriterlerine göre olmak zorunda. Galatasaray’ın ayyuka çıkmış sorunları var. Seçilmemiz durumunda, bizi zorlu şartlar bekliyor. Zaten iki grup var; Alp Yalman’ın ekibi ve Duygun Yarsuvat’ın ekibi. Kim seçilirse seçilsin, nihayetinde kulübe hizmet edecek.

  • Kulüpte Galatasaray Liseli ve liseli olmayanlar hegemonyası var. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Galatasaray’da maalesef, Galatasaray Lisesi mezunları ile diğerleri arasında çekişme var. Galatasaray Kulübü’nün haklarının kendilerinde olduğuna inanan bir liseli grubu var. Bu şundan kaynaklanıyor: Galatasaray Lisesi’ni bitiren, arzu ederse kulübe doğrudan üye olabiliyor. Liseli olmayanlara ise belli bir kontenjan tanınıyor. Galatasaray’ın yapısı diğer kulüpler gibi değil. Beşiktaş veya Fenerbahçe’ye üye olmak isterseniz, parası neyse verip olabilirsiniz; ama Galatasaray Kongresi’ne her isteyen üye olamıyor maalesef. Dolayısıyla, seçimler de diğer kulüplerden farklı bir şekilde yapılıyor. Yönetime gelen kişi istediği kadar üye alamaz; diğer kulüplerde, seçilen başkan istediği kadar üye alıyor, dolayısıyla o başkanı seçimlerde devirmek zorlaşıyor. Böyle bir yapı Galatasaray’da yok. Daha demokratik oluyor ama seçimlerde liselilerin ağırlığı var. Aslında, Galatasaray’ın daha da büyümesi için bunun bir şekilde kırılması lazım. Liselilere ait bir spor kulübü değil artık Galatasaray; 25 milyon taraftarı olan, hemen hemen Türkiye’nin yarısını temsil eden bir kulüp.

  • Kulübün en temel sorunu sizce nedir?

Kulübe üye olmama rahmetli Özhan Canaydın vesile oldu. Kendisi çok beyefendi, asil bir insandı. Onun vasıtasıyla kongre üyesi oldum. 10 yıla yakın bir süredir üyeyim. GSYİAD’daki görevim ise beş yıldır sürüyor. İlginç olan bir nokta var; GSYİAD Başkanı İsmail Sarıkaya, Duygun Yarsuvat’ın listesinde aday, ben ise derneğin ikinci başkanı olarak karşı listede yer alıyorum. Tabii ki aramızda herhangi bir sorun söz konusu değil. Sonuçta bu bir bayrak yarışı. Onlar “Biz emanetçiyiz, Mayıs’a kadar görevde kalırız” diyorlar, biz ise seçildiğimiz takdirde bir sonraki seçime kadar çalışacağız. Biz Galatasaray’ı yönetmeye talibiz; aramızdaki fark bu. Bana göre Galatasaray’daki sorun, para sorunu değil, yönetim sorunu. Kulüp iyi yönetilmiyor. Bütün sezon yaptığınız transferlerin %80’i çöpse, ne sportif ne de ekonomik anlamda başarı sağlayabilirsiniz. 17 tane futbolcu transfer edilmiş, 14’ü ortada yok. Galatasaray’ın sıkıntısı bu.

Futbolda dün yoktur. Dünkü başarınızla övünemezsiniz. Taraftar günlük başarı ister; ekonomiyle, kulübün mali durumuyla çok ilgilenmez. Taraftar şampiyonluk ister. En büyük problem, son sene çizilen transfer politikası. Transferlerin hiçbiri tutmadı. Bu, mali durumun da bozulmasına neden oldu ve istifa kaçınılmaz hale geldi. Ünal Bey istifa etti belki ama, Duygun Yarsuvat, onun bir uzantısıdır. Madem Mayıs’a kadar göreve gelecektiniz, niye istifa ettiniz, niye yerinize başkalarını getiriyorsunuz? Mayıs’a kadar siz devam etseydiniz. Bu da bir çelişki. Mayıs’ta asıl seçim yapılırdı, o zamana kadar başka adaylar da hazırlanabilirdi. Zaman kısa olduğu için insanlar iyi bir liste kuramadı. Bir aylık bir süre zarfında başkan adayları hazırlanamaz. Bence yanlış bir karardı, ama hayırlısı...

  • Kulübün mali yapısı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Gayrimenkul satarak kulübü mali dertten kurtarmak doğru değil. Gerçek bilançoları görmek lazım. Alp Yalman’ın başkan olarak seçilmesi durumunda kulübün tüm mali yapısını elden geçireceğim; aramızda böyle bir mutabakat var. Bir ay çalışıp, Galatasaray’ın gerçek mali yapısını ortaya çıkaracağım ve bunu hem camiayla, hem de kamuoyuyla paylaşacağım. Herkes Galatasaray’ın ne durumda olduğunu, ne kadar borcu olduğunu bilmeli; şeffaf olmak gerek. Enkaz edebiyatı yapmayacağım, bir durum tespiti yapacağım. Borsaya açık olduğu için, kulübün mali açıdan şeffaf olması şart. Çeşitli söylentiler var, bunların ne denli gerçek olduğunu bu sayede anlayacağız. Sonrasında da Galatasaray’ı sağlıklı bir yapıya kavuşturacağım. Bu konuda kendime güveniyorum.

Kategoriler

Toplum Vakıflar Spor