OHANNES KILIÇDAĞI

Ohannes Kılıçdağı

MUHALEFET ŞERHİ

Sevelim sevilelim, hayat bayram olsun

 

Uludere katliamından sonra, yılbaşı kutlamalarının iptal edilmemesini, böyle bir ortamda eğlenilmesini eleştiren birçok yazı ve yorum okudum. İlk bakışta son derece haklı ve yerindeymiş gibi görünen bu yorumlarda, belki yanılıyorum veya yanlış anlıyorum ama, bana ters gelen bir şeyler var. Her şeyden evvel, bu yorumlar bana “Sınıfsız, imtiyazsız, kaynaşmış bir kitleyiz” veya “Millet, sevinçte tasada bir olan topluluktur” gibi Kemalist tezleri fena halde çağrıştırıyor. Bu yorumlar, millet denen ‘şey’in beraber hareket etmesi gereken organik bir bütünlük olduğunu zımnen kabul ediyormuş gibime geliyor. Oysa milliyetçilik çalışmaları çok net bir biçimde gösterdi ki, ister soya dayalı etnik versiyonu, isterse asimilasyona açık liberal versiyonu olsun, ‘millet’ bir kurgudur, bir icattır (koca bir literatür var bu konuda, hangi birine referans vereyim). Bizim algıladığımız büyüklük ve kapsamda, aynı şekilde düşünen ve hisseden bireylerden oluşmuş millet diye bir şey yoktur. Sadece varmış gibi düşünmemiz istenir.

Peki, insanların aynı şeye sevinmeleri, aynı şeye üzülmeleri kötü mü olur? Dolayısıyla, Uludere’de 35 kişinin katledilmesinin yasını bütün ülke tutsa yanlış mı olurdu, fena mı olurdu? Tabii ki hayır. Tam tersine, ulaştığımız ahlak ve empati olgunluğunun olumlu bir göstergesi olarak kayda geçerdi. Ne mutlu o durumda olan topluluklara... Benim söylemeye çalıştığım, siyasi oluşumların ve birlikteliklerin, ki millet böyle bir oluşumdur, bu tür duygusal beklentiler ve temeller üzerine kurulmaması gerektiğidir. Bunun Türk veya Kürt olmakla da bir ilgisi yoktur. Nitekim, yılbaşında Van ve Diyarbakır’da da kutlamalar oldu, orada da insanlar eğlendi; Kürtler ‘millet’ olmaktan çıktı mı?

Yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için bir kez daha altını çizeyim: Uludere katliamı karşısında duyarsız, ilgisiz kalanları tabii ki onaylamıyorum ve bu tavrı sorunlu buluyorum. Zaten bu gibilerin asker ölümleri karşısında gösterdikleri tavır düşünülecek olursa içine bulundukları çifte standart da gün gibi ortada. Fakat, bu insanların tavırları ülkenin hak hukuk sorunun çözümünde bir öncül, bir önkoşul olarak görülmemelidir. Bu, aslında geçen hafta değindiğim sevgi meselesine benziyor. Nasıl Kürt sorunun halledilmesi için Türklerin Kürtleri sevmesini bekleyemezsek, bütün insanların aynı şeye aynı anda üzülmesini de bekleyemeyiz, bu bir katliam bile olsa. Sevgi, üzüntü, bunlar temel olarak bireysel duygular. Bu gibi bireysel duyguları ve bu duygulardan kaynaklanan eylemleri kolektivitelere atfetmenin veya toplumsal birliğin temeli yapmaya çalışmanın hata olduğunu düşünüyorum. İnsan, birini neden sevdiğini, sevginin nereden çıktığını, ne zaman başlayıp ne zaman bittiğini, ne mene bir şey olduğunu açıklayamazken, siyasi birlikteliğimizi, toplum düzenimizi sevgi üstüne kuracağız, öyle mi? Birbirimizi sevelim... İyi, güzel, sevelim de, nasıl seveceğiz? Bunun bir reçetesi mi var? Varsa bir sevgi hapı, sabah akşam tok karna alalım, gelene geçene kucak dolusu sevgi dağıtırız, Kürtlerin hak hukuk meselesi de hallolur. 

Peki, insanları bir arada tutacak, devleti benimsemelerini sağlayacak temel etkenler nelerdir, neler olmalıdır? Adaletin buradaki önemini daha evvel vurgulamıştım. İnsalar tabi oldukları devletin adalet dağıtacağına, ayrıca, o devlet altında ötekilerle beraber yaşamanın kendileri için en iyi seçenek olduğuna, bunun hak ve özgürlükleri için en sağlam güvence olduğuna inanmalılar. Devletlerinin kendilerine insanca yaşama koşullarını sağlamak için çalıştığını görmeli, zor şartlar altında kaderlerine terk edilmeyeceklerinden emin olmalılar. İnsanları devlete ve birbirlerine bağlayacak olan bağlar bunlar olmalıdır. Gelirse sevgi, merhamet, şefkat arkadan gelsin, bir diyeceğim yok.


not: Biliyorsunuz, Türkiye yeni bir anayasa yapmaya çalışıyor ve bu müstakbel anayasa, bu toprakların tarihinde halk katılımına en açık anayasa olmaya aday. Türkiyeli Ermeniler de anayasanın hazırlanması sürecine katılmalılar. Vatandaşların anayasa ile ilgili görüşlerini toplamak amacıyla www.esityurttaslik.com adlı bir site açıldı. Bu fırsattan yararlanın ve görüşlerinizi, beklentilerinizi bildirin. Katılın ki sonra şikâyet etmeye hakkınız olsun.