Her ülkede yolsuzluk oluyor, değil mi? Dönem dönem bunlar basında konu ediliyor. Türkiye’de yolsuzluk olayları bugünlerde pek gündeme gelmese ve çoğu kez yolsuzluklardan haberimiz olmasa da, az ya da çok, işte o yolsuzluklar devam ediyor.
Adeta tabiat kanunu gibi bir şey bu; küçük çaplı yolsuzluklar neredeyse her ülkede görmezden geliniyor. Hele hele meşrebi rüşvete yatkın memleketlerde, yolsuzluk yapanlardan, ucu her yere dokunan gizemli güçlerden çekiniliyor, yeri geliyor iktidarların şerrinden korkuluyor. Peki ya büyük çaplı yolsuzluklar? Maalesef, büyük çaplı yolsuzluklar da çoğu zaman büyüklüğü nispetinde gündeme getirilmiyor, suçlular cezalandırılamıyor.
Ekonomik kriz baş gösterdiğinden bu yana Yunanistan’da geçmiş dönemlerde yapılan yolsuzluklar basına daha fazla yansımaya, suçlular afişe edilmeye başladı. Henüz büyük çaplı yolsuzluklardan dolayı verilmiş bir ceza, halkı tatmin etmiş pek bir sonuç yok gerçi, ama ümidimizi koruyoruz, yolsuzluk yapanların cezalandırılacağını, halktan çaldıklarını geri ödeyeceklerini umuyoruz.
Yunanistan’da alınan rüşvetleri ve yaşanan yolsuzluk olaylarını, isminizi açıklamadan, rahatça yazabileceğiniz bir internet sitesi geçen hafta hizmet vermeye başladı. edosafakelaki.org, yolsuzluk olaylarını önlemek amacıyla oluşturulmuş, kâr amacı gütmeyen bir platform. Anlayacağınız, artık her Yunanistan vatandaşı, ismini vermeden, başından geçmiş ya da şahit olduğu yolsuzluk ve rüşvet olaylarını internet sitesinde yazma imkânına sahip.
Söz konusu internet sitesine ilgi gösterilirse ve halktan yazmaları istenen yolsuzluk olayları eklendiğinde elde edilecek verilerden belki de ilk kez Yunanistan çapındaki rüşvet ve yolsuzluk olaylarının gerçek boyutu hakkında bir şablon elde edebileceğiz. Gerçi ben bu konuda biraz karamsarım. Ülkede yolsuzluk yapan veya yolsuzluğa karışan o kadar çok insan var ki, durduk yere kendilerini deşifre edeceklerine veya başkalarının aktardıkları yolsuzluk iddiaları baz alınarak, doğruluğu araştırılmadan elde edilecek verilere inanasım gelmiyor. Fakat şu gerçeği de vurgulamadan geçmeyelim: Yunanistan’dan sadece 2003 ile 2011 yılları arasında 207 milyar Euro yurtdışına çıktı. Ve büyük ihtimalle, yurtdışına çıkarılan bu paranın ciddi bir oranı yolsuzluklar sayesinde kazanılmış kanun dışı paraları içeriyor.
Yolsuzlukların ne boyutta olduğunu ve nasıl tabana kadar yayıldığını göstermek açısından, geçenlerde basına yansıyan ve herkese bir kez daha “Olur da, bu kadar olmaz!” dedirten Ferrarili çiftçiden bu köşede de bahsetmesek olmaz. Önce ulusal basında okuduk, Livadya şehrinde yaşayan ve zeytinyağı üreticisi olan basit bir çiftçinin 4.500 cc’lik kırmızı Ferrari’sinin olduğunu! Azınlıkça’da Fatih Nazifoğlu uzun uzun dile getirdi bu Ferrarili çiftçinin hikâyesini. Özetini aktarayım: Maliye’ye yıllık 19 bin Euro geliri olduğunu beyan eden çiftçi, aynı zamanda devletin çok çocuklu ailelere tanıdığı yardımlardan yararlanan ve kâğıt üzerinde sıradan tarım üreticisi olarak görünen biridir. Maliye müfettişleri çiftçinin mali durumunu inceler, Ferrari’sinin olduğunu görür. İş bununla bitmez, adamın banka hesaplarında 10 milyon Euro’nun üzerinde nakit parası olduğu tespit edilir. Sonunda, sözde çiftçinin hem Ferrari’sine, hem de bankadaki parasına el konur.
Kör olmayanların kör olduğunu beyan ederek engelli maaşı aldığı, basit çiftçilerin Ferrari’sinin olduğu, Maliye’ye açlık sınırında olduklarını beyan eden kimi sahtekârların İsviçre’de milyon dolarlarının bulunduğu Yunanistan’dan, Türkiye’deki okurlarıma bir nasihat vermek isterim: Küçük yolsuzluk olaylarında dahi anında tepki göstermekten çekinmeyin, sessiz kalmayın; sonunda gerçekten mağdur edilenler sizler oluyorsunuz, yani sade vatandaşlar!