ARA
‘Hayat bir kere yaşandığı için yargılanamaz’*
Son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Engin Geçtan’ın Metis Yayınları’ndan çıkan ‘Rastgele Ben’ isimli kitabı çok güzel yazılmış, okunup üzerinde bolca düşünülmesi gereken bir kitap.
Kadının yeniden doğuşu
‘Bir Annenin Doğuşu’, kadınların doğal ve son derece olağan tepkilerinin anormalleştirildiği ve baskılandığı, isyan bayrağını açmasın diye anneliğinin kutsandığı, fedakârlık yapmanın onandığı bir toplumda yanlış giden bir şeyler olduğunu düşünen bütün kadın ve erkeklerin okuyup üzerine tartışabilecekleri bir eser.
İyinin ve kötünün ötesinde
Eylül ayında Harper Lee’nin ünlü romanı Bülbülü Öldürmek’in Sel Yayıncılık tarafından Ülker İnce çevirisiyle yeniden yayımlandığını gördüğüm an, bu yazıyı yazacağımı biliyordum.
Pessoa’nın ‘aykırı’ bankeri
Pessoa, ‘Anarşist Banker’de ideolojilerden, paranın gücünden ve insan hayatında yarattığı çelişkilerden söz ederken aslında kitabın arka planında insan ırkının kendi eliyle yarattığı sistemlere nasıl köle olduğunu, ince ve alaycı bir dille insanlığın yüzüne vurmayı başarmış.
Aydın Karakalem’i medya mı öldürdü?
Türkiye’de Anarşizm: Yüz Yıllık Gecikme’ kitabından tanıdığımız gazeteci Barış Soydan’ın ilk polisiye romanı ‘Boruotu Cinayeti’nin kahramanı, büyük bir gazetede editör olarak çalışan Ufuk Lodos, 2011’de ‘Anti-Otoriter Hareketlerin Eleştirel Tarihi’ diye bir kitap yazmış, kitabını da Türkiye’nin ilk anarşistlerinden ‘Deli’ Aydın Karakalem’e adamıştır.
‘Diyarbakır Kürt şehri demek doğru ama eksik’
Bugüne kadar şarkılarından ve güzel sesinden tanıdığımız Mehmet Atlı’nın ‘Hepsi Diyarbakır: Herkesin Bildiği Kimsenin Bilmediği’ isimli kitabı geçen ay İletişim Yayınları tarafından yayımlandı. Kitap, şehrin çeşitli bölgelerinin mimari tarihine farklı açılardan bakışı merkeze alan makalelerden oluşuyor. Atlı’yla kitabını ve kitabından yola çıkarak Diyarbakır’ın tarihini ve bugününü konuştuk.
Bataklığın ortasında bir yaşam
Amerikan rüyasına bambaşka bir açıdan bakan ‘Timsah Park’, kurduğu dünyası, garip ama canlı karakterleri, ustalıklı dili ve anlattığı yolculuğuyla Pulitzer’e aday olmuş gencecik bir yazarın romanı.
Bilimin edebiyat hali
Parçalanmış, topluma ve kendine yabancılaşmış modern bireyin; öteki-arzu nesnesi ve kitle psikolojisi sarmalındaki yalıtılmışlığını bir dehanın ayak izleri eşliğinde takip etmek Girard’ın mazoşizmi anlamak için önerdiği tavsiyesini de ister istemez akla getiriyor; kuramlar bir tarafta dursun, Dostoyevski okumalı.
Google’da çalışmayı kim ister?
NTV Yayınları’ndan çıkan ‘Google’da Çalışacak Kadar Akıllı mısınız?’ adlı kitabı iki farklı açıdan okumak mümkün.
Cevabını bulması zor soru
Alanlarında yetkin beş ünlü sosyal bilimci; Immanuel Wallerstein, Randal Collins, Michael Mann, Georgi Derluguian ve Craig Calhaun alışılmadık bir kitap yazmak için bir araya gelmişler. Amaçları ise gayet açık: Büyük durgunluktan çok daha büyük, çok daha derin bir sorunlar ve dönüşümler döneminin habercisi olacak olan bir kriz yaklaşmaktadır. Bunu aydınlatabilmek için tek bir sorunun peşine düşerler. Kapitalizmin geleceği var mı?