ARA
Definitely Maybe: İhtişamından hiçbir şey eksilmeyen albüm
Uğur Kılıç, bir zamanlar İngiltere’yi sallayan ‘britpop’un en önemli temsilcisi Oasis grubunun efsane albümü Definitely Maybe’yi, albümün 20. yılı onuruna yazdı.
Dedeler, torunlar, ‘Bizim Ermeniler’ ve lobiler
Özge İspir, Ermeni Soykırımı’yla ilgili ‘inkâr habitusu’nu ailesinin hikâyesini hatırlatarak kırıyor: ‘Sakladık-kurtardık masalı, Ermeni Soykırımı’nın suç olduğunu anlayan ve nasıl bir vahşet olduğunu idrak eden sonraki jenerasyonun masalıydı’
Bayram gelmiş neyime?
Fatma Hazan Türkkol, annesinin kıyafeti sebebiyle okulda ‘ders materyali’ olmasından, kendi başörtüsü sebebiyle üniversiteden atıldığı süredeki 23 Nisanları anlatıyor.
‘1915, Kürtler açısından daha temel ve kurucu bir yere sahip’
Emre Can Dağlıoğlu, Diyarbakır ve civarındaki Kürtlerle 1915’e dair sözlü tarih çalışması yapan Namık Kemal Dinç ve Adnan Çelik’le konuştu.
Polisiye roman tadında yakın tarih
Kitap/Kirk’in Nisan sayısı tüm içeriğiyle agos.com.tr’de!
O meşhur soru: Büyüyünce ne olmak istiyorsun?
Çocukken en sık maruz kaldığımız sorulardan biri nedir? Hani şu “Anneni mi yoksa babanı mı daha çok seviyorsun?” sorusundan hemen sonraki. Tabii ki “Büyüyünce ne olmak istiyorsun?” sorusu!
Tüketim tanrısı benlikleri ele geçirdiyse…
Küresel kapitalizmin son hali, —en hafif tabirle— etrafa pis kokular saçan geniş yüzey(ler)e yayılmış bir bataklığa dönüşmüş bulunuyor. Zira dünya nüfusunun yüzde doksanı, aşırı zenginleşmiş yüzde onun karşısında sefalete itilmiş durumda.
Ölümün tesellisi
Ölüme Övgü’nün yazarı Marcus Tullius Cicero, Romalı bir filozof, hatip, politikacı ve devlet adamıdır. Yunan düşünürlerin eserlerini okuyan ve bu düşünürlerin fikirlerinden yararlanan Cicero, Yunan felsefi terimlerinin Latince karşılıklarını bulup, felsefenin Roma’da da yayılmasına çabalamıştır
Hayat matematikten çok daha zor
Amerikalı yazar Aimee Bender tarafından kaleme alınan ‘Kendime Ait Görünmez Bir İşaret’ Türkçeye, bugüne kadar birçok kitabı dilimize kazandıran Sibel Sakacı tarafından çevrilmiş. Konusuyla ABD’de dikkat çeken kitap, 2010’da ise ‘An Invisible Sign’ (Aşkın Logaritması) adıyla sinemaya uyarlanmış.
160 yıl önce Harput’ta bir Amerikalı
Crossby H. Wheeler, 1850’de ABD’den kalkıp Harput’a Hıristiyanlığı anlatmak için geldiğinde, elbette 160 yıl sonra Elazığ ve yöresinde yaşayan Ermenilerin ve diğer Hıristiyanların yaşam biçimleri, kültürleri ve yaşadıklarıyla ilgili son derece değerli bir tanıklık anlamına gelen bir kitap yazacağın aklından geçirmiyordu.