ARA

İstanbul’u seyretmek değil seyreltmek lazım artık

Dar gelirli, kiracı veya tek bir evi olan yüzbinlerce ailenin böyle bir durumda çaresiz kalması söz konusu. Evet, devlet binaların depreme dayanıklılık testini zorunlu tutmalı ama dar gelirli vatandaşlara da hem bu testi yaptırma konusunda, hem de sonrasında tahliye veya güçlendirme zorunluluğu doğarsa bu konularda destek olmalı. Alternatif konut sağlamak, kira yardımı yapmak gibi... Evet, tüm bunlar para, zaman ve iş gücü olarak devasa kaynaklar gerektiriyor ama büyük devlet böyle olunuyor.
DOSYA Ankara’nın yok olmaya yüz tutmuş hafızası KarDes’te

Hrant Dink Vakfı’nın hayata geçirdiği “KarDes: Çokkültürlü Hafıza Turları Rehberi” mobil uygulaması içeriklerine Ankara’yı da eklemişti. Böylece uygulamayı kullananlar için Ankara’nın Hisar, Ulus Meydanı, Yahudi Mahallesi ve Kavaklıdere bölgelerindeki semt sakinlerinin ve yapıların çokkültürlü hikâyeleri ve elbette kentin Ermeni mirası artık ulaşılır oldu. Ankara turuna geçtiğimiz günlerde “Kızılay” da eklendi. KarDes’daki yenilikleri projeye emek verenlerden Mehmet Polatel ve Atom Şaşkal ile konuştuk.
GÜNCEL Birincil tehlike deprem, ya sonra?

K. Maraş depremlerinin yarattığı büyük yıkım, Türkiye’yi bundan sonra neyin beklediği sorusunu da gündem getirdi. Jeofizik Mühendisi Arda Keşişyan, mevcut tabloyu ve olası senaryoları Agos için kaleme aldı.
Devlet kendi işine bakıyor

Enkazın bir kısmı yerinde durur, binlerce insan yakınlarının akıbeti hakkında hâlâ bilgi edinemezken iktidarın ‘inşaat’ propagandasına devam etmesi, hayır kurumlarının kendilerini ticarete vermesi, AFAD gibi kuruluşların içinin boşaltılması bize şunu gösteriyor: Devlet kendi işine bakıyor. Bir şirket gibi.
Depremden (kara) mizah örnekleri

Kızılay’ın genel müdürü Kerem Kınık başlı başına bir fenomen. Olaya önce “Büyütülecek bir hadise değildir” demesi, ardından “Sonunda vatandaşımıza hizmet gitmiş” diye gevşemesi, ardından “Ahlakidir, akılcıdır, yasaldır” diye sahip çıkması, ardından “Haberim yoktu, öğrenince arkadaşları eleştirdim” demesi, sonunda şurada karar kılması: “Satış medyaya düşünce ben arkadaşları arayıp satışı durdurdum." Hele bu son söylediği “çok iyi” diyordum ki, ardından şöyle bi “mükemmel”i geldi.