ARA

Wasafiri’nin “Armenia(n)s: Elevation” Sayısı Üzerine Düşünceler – Dil ve Kültür

Boyadjian, Batı Ermenicesinin yalnızca bir hayatta kalma aracına indirgenmesini sorunlu buluyor. Ona göre bu yaklaşım, dilin tarihsel coğrafyası olan Batı Ermenistan ve Kilikya’dan koparılmasının yarattığı bir travma tepkisi. Eğer dil esasen iletişim içinse, Batı Ermenicesini konuştuğunu iddia eden bazı bireylerin bu iletişimde nezaket ve sabırdan yoksun oluşu dikkat çekici. Boyadjian bu nedenle, dil aktarımında sabır ve anlayışın özellikle diaspora bağlamında ne kadar gerekli olduğunu vurguluyor. Onun bu tespitleri, İstanbul ve Beyrut’taki deneyimlerle de örtüşüyor.
DOSYA “AKP siyasi geleneği yok etti, gençliğin tepkisi milliyetçilik oldu”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla beraber üniversiteliler kitlesel olarak sokaklara çıktı.“Apolitik” olarak yaftalanan Z kuşağının attığı sloganlar ve taşıdığı pankartlardaki milliyetçi ton ise dikkat çekiciydi. “Milliyetçiliğin Dönüşümü ve Genç Yüzleri” araştırması tam da bu zamana denk geldi. İstanbul Gençlik Araştırmaları Merkezi tarafından Doç. Dr. Özlem Avcı Aksoy, Dr. Begüm Uzun Taşkın ve Dr. Cihan Erdal tarafından yürütülen, İstanbul, Uşak, Kayseri, Trabzon, Antep ve Van’da yapılan görüşmeler ile sosyal medya analizlerini içeren araştırma, incelenen vakalar ekseninde altı milliyetçilik tipi sıralıyor: Türk milliyetçiliği, Atatürk/Cumhuriyet milliyetçiliği, dindar/muhafazakar milliyetçilik, sınır/hudut milliyetçiliği, radikal milliyetçilik ve tekno-milliyetçilik. Özlem Avcı ile yeni neslin milliyetçilik algısını konuştuk.
Türkiye ABD krizinde fırsat görüyor

Türkiye için burada tehlike, Amerika Birleşik Devletleri, İsrail ve Azerbaycan arasında oluşabilecek olası bir stratejik ittifaktır. İran’a karşı yönlendirilmiş böyle bir ittifak, sadece İran’ı izole etmekle kalmaz aynı zamanda Rusya’nın bölgesel emellerini de engeller. Ancak en önemlisi, bu ittifak Türkiye’yi kenara itebilir. Potansiyel ortakların çıkarlarının farklı olması nedeniyle böyle bir kırılgan ittifak zor görünse de, son dönemde bu tür bir senaryonun ve Türkiye’nin kenara itilmesinin mümkün olabileceğini gösteren birkaç gelişme yaşanmıştır.
Tanju Özcan’ın sözleri ve Türkiye’de ırkçılık

19 Mart sonrası sokağa çıkanlar arasında Ermenilerin de olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Çıkmasalar bile İmamoğlu’nun önünün siyasi olarak kesilmesine tepki duyan Ermeniler olduğunu haydi haydi varsayabiliriz. Tüm Türkiye’de olduğu gibi… Bu da çok normal çünkü Türkiye Ermeni toplumu ayrı bir dünyada yaşamıyor. Tablo bu iken CHP’deki sessizlik, tarif etmesi zor bir yarılma, çelişki yarattı Türkiye Ermeni toplumunda. Özetle CHP’nin bu konuda bir açıklama yapması şart, bu çok açık. Beri yandan şunu da not etmeden geçemeyiz. Özcan’ın çıkışı tam da TCK 216/1’de tarif edilen “halkın bir kesimini diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa tahrik” suçu.
Bilmiyorum daha ne kadar götürebilirler böyle

Dış politikada, Trump adlı hasta kişinin “Erdoğan’ı seviyorum, o da beni seviyor, o çok güçlü ve zeki biri” deyip ağız dolusu övmesi ve ardından da “Sert adamı oynama. Aptallık etme!" diyen 2019 tarihli hakaret mektubuyla Rahip Brunson’ı nasıl geri aldığını hatırlatması zaten başlı başına vahim bir gösterge. Ama geçtiğimiz son 8-9 günün dış politika bilançosu fazla ürkütücü.