ARA
“Türkler ve Ermenilerin dünya üzerinde yapabilecekleri çok şey var”
Türkiye –Ermenistan normalleşme sürecinde ilk somut adımlar atıldı, özel temsilciler buluştu, Ermenistan Antalya Diplomasi forumuna davet edildi. İş insanları ise çoktan karşılıklı altyapı araştırmalarına başladılar. Röportaj serimizi takip eden Antepli bir iş insanı geçtiğimiz hafta Ermenistan'a PVC pencere ihracatı yapabilmek için kendine ortak aradığını duyurdu. Türkiye ve Ermenistan arasında iş ve ticaret deyince akla ilk olarak TABDC (Turkish Armenian Business Development Council-Türk Ermeni İş Geliştirme Konseyi) gelir. 30 yıla yakın bir süredir ikili ilişkiler için çaba harcayan bu inisiyatifin kurucuları olan Soyak ailesinin gayretleri yadsınamaz. Sadece ticari değil kültürel alanda da çalışmalara önayak oldu bu kuruluş. TABDC bugünlerde ne yapıyor sorusuna yanıt aramak için kurucu ve Eş Başkan Yardımcısı Noyan Soyak'a ulaştım.
Ortadoğu’da ‘modern hurafeler’ ve gerçekler
Hukukçu, yazar Orhan Gazi Ertekin’in derlediği “Kürd’ü Savunmak: ‘Kürd’e Hukuk’ ve ‘Kürd’ün Hukukuna Giriş’ başlıklı kitap Epos Yayınları’ndan çıktı. Kitapta, Ertekin’in yanı sıra Melek Göregenli, Ayşegül Kars Kaynar, Hülya Özevin, Neşet Girasun, İhsan Kurt, Rahşan Yazar, Seda Alçınar, Hatice Demir ve İsmet Yüce’nin yazıları yer alıyor. Orhan Gazi Ertekin ile kitaptan yola çıkarak dünyada ve Türkiye’de ‘hak mücadelesi’nin geçirdiği dönüşümü konuştuk.
Gazze'den Türkiye'ye uzanan bir hak ihlali
Filistinli Mohammed Alzaza 15 yaşındayken, 12 yaşındaki kuzeniyle Gazze’de sokakta oynarken İsrail devletinin insansız hava aracının saldırısına uğradı. Kuzeni öldürülürken Mohammed ağır yaralandı. Şu an Türkiye’de yaşayan Mohammed, Kanada’ya gidebilmek için uzun süredir Ankara’daki Kanada Konsolosluğu’ndan cevap bekliyor. İltica başvurusu onaylandığına rağmen konsolosluktan hâlâ cevap gelmiyor.
Tepeden normalleşme
Ermenistan-Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin normalleşmesi ve sınırların açılması, ilişkilerin tamamen olmayışına ve savaş durumuna kıyasla olumlu bir ilerlemedir. Ancak, şimdi de bu üç ülkenin ilişkilerinin normalleşmesinin elitler düzeyinde gerçekleştiğini görmezden gelmek mümkün değil.
Felaketten devşirilen siyaset
18 milyonluk nüfusu ve dağınık, plansız yerleşimiyle, İstanbul’un her türlü sıradışı duruma hazırlıksız olduğu da bir kez daha ortaya çıkıyor. Ülkenin ekonomi ve turizm başkenti olan İstanbul göz göre göre bu hâle getirildi. Kendi kaderiyle baş başa bir kent. İktidarın bu kentle ilgili tek kaygısı, nereden rant çıkarılabileceği.
Ordu Ermeni Kilisesi Papazı Movses Sarkisyan’ın öyküsü
Raymond Kevorkyan’ın ‘The Armenian Genocide: A Complete History’ kitabında Ordu Ermeni Kilisesi’nin 1852’de inşa edildiği, Movsesyan Ermeni Okulu binasının ise 1857 yılında inşasına başlandığı yazıyor. 1915 Ermeni Tehciri’nden kurtulup dönebilen 135 aileden bugün Ordu’da yaşayan sadece üç kişi kaldı. Doktor Dikran Toraman, kız kardeşi eczacı Ardem Toraman ve Anjel Ömürbek. Harutyun Artun son üç yıldır sağlık sorunları sebebiyle kızı ile birlikte İstanbul’da yaşıyor. 1958’e kadar Ordu Ermeni Kilisesi Papazı olarak Ordu’da yaşayan Movses Sarkisyan’ın 97 yaşında olan oğlu Mıgır Bey ile o günlere dair konuştuğumuz her şey Ordu’daki Ermenilerin üstü örtülen hikâyelerini gelecek kuşakların doğru yorumlaması açısından çok değerli.
Din ve ifade özgürlüğü
Son yıllarda Türkiye’de dini, onun sembollerini, şahsiyetlerini, uygulamalarını eleştirmenin zorlaştığı da sır değil. Öyle bir hava var ki, bunların ‘kutsal’, dolayısıyla eleştirilemez olduğu baştan kabul edilmiş. “Kutsal değerlerime saygı göstermek zorundasın” ifadesi bir ezber cümle olarak ağızdan ağıza dolaşıyor.
S. Aksu ve S. Kabaş bağlamında “Diktatör” kavramı
TDK sözlüğü “diktatör”ü “Bütün siyasi yetkileri kendinde toplamış bulunan kimse” diye tanımlıyor. Bence bu kavramın en basit tanımı şöyle: Kendi koyduğu kurallara uymayan kişi.
"Sınırın açılmasından korkmamak gerekir"
Normalleşme süreci ile ilgili söyleşi serimizin ilk iki bölümünde geçmişte bu süreçlerde aktif rol oynamış Türkiye’den isimlerle konuştuk. Bu hafta ise Ermenistan'da bu süreçleri yakından takip eden gazeteci yazar Tatul Hakopyan'la konuşuyoruz. Hakopyan, benim Ermenistan'a ilk gittiğim yıllardan bu yana Türkiye ile ilişkileri çeşitli boyutları ile inceleyen bir gazeteci. Sözü ona bırakalım.
Ermenistan'ın yeni İnsan Hakları Savunucusu, Kristine Grigoryan
Eski Adalet Bakan Yardımcısı Kristine Grigoryan, Ermenistan'ın yeni İnsan Hakları Savunucusu (Ombudsman) olarak seçildi. Görev süresi dolan Arman Tatoyan, hükümeti sık sık eleştiren bir isim olarak biliniyordu.