ARA

Bu hale getirilen bir Yargı’yla ne yapacağız?

Başsavcı İ. Uçar’ın HSK’ye ihbar ettiği, T. Soykan ve G. Tahincioğlu gibi yazarların aktardığı, B. Terkoğlu, O. G. Ertekin , C. Bursalı gibi yazarların ilettiği vahim durumu burada özetle dahi olsa tekrarlamam imkansız çünkü fevkalade ayrıntılı. Lütfen bu linkleri hayretten hayrete düşme pahasına okuyunuz. Ben burada, bu rüşvet tarifesine tâbi rezaletler dışındaki Yargı vahametini özetlemek istiyorum. Ama bu kaynakların söylediklerinin özünü başlık olarak yine de iki kelimeyle aktarayım...
GÜNCEL Aktivist Maarastawi Geri Gönderme Merkezi’nde tutuluyor

İnsan hakları aktivisti, Sığınmacı Hakları Platformu Üyesi Adem (Abdulmalik) Maarastawi, 12 Ekim Perşembe günü İstanbul’da gözaltına alındı. Tuzla geri gönderme merkezine götürülen Maarastawi, Cumartesi gününden bu yana Urfa-Harran Geçici Barınma Merkezi’nde tutuluyor. Adem’in durumunu Sığınmacı Hakları Platformu’ndan Yıldız Önen’le konuştuk.
Kürtler niye Lozan’da azınlık hakları istemedi?

Müslüman olmaları hasebiyle “Millet-i Hâkime”ye mensup olan Kürtlerin, Gayrimüslimlere yani “Millet-i Mahkume”ye Lozan’da tanınan azınlık haklarını istemeleri mümkün değildi; bu kendi kendilerini vahim bir tenzil-i rütbeye uğratmak olurdu. Kaldı ki, Kürtler azınlık hakkı isteselerdi ne fark edecekti? Türkiye Lozan Kesim III’le Gayrimüslimlere verdiği azınlık haklarının hiçbirine riayet etmedi. Kaldı ki bu Kesim III’te Kürtler için dil hakları vardır, ama uygulanmamıştır.
Ortadoğu’da hiçbir şey eskisi gibi olmamalı

Bu saldırıyla ‘Artık yeni bir döneme giriyor muyuz?’ sorusu herhalde gündeme gelebilir. ABD ve ağırlıklı olarak Batı dünyası, genel olarak Ortadoğu meselesinde İsrail’i destekleyegeldi. Bugün de böyle. Hastane saldırısı sonrasında ABD Başkanı Biden İsrail’e destek verdi. Ancak bilgi ve haberin çok hızlı yayıldığı şu dönemde artık bu destekler eskisi kadar geçerli olmuyor. Batı medyası da bu anlamda sert bir eleştiri altında. Bir yandan da “doğru haber” arayışı sürüyor.
KÜLTÜR SANAT Hikâyenin fotoğrafçısı

Manuel vizörden baktığında başkalarının hikâyelerini görürdü. Yahut da tam tersi onun baktığı yerde insanlar bir hikâye edinirlerdi. Her fotoğraf sanatçısına nasip olmayan bu özellik onun istisnasız her karesinde vardır.
“Benim milletim katliam yapmaz” mı?

Başka bir husus, kolektif cezanın kabul edilemezliği. Bir cürüm, bir katliam işlendiğinde o suç için sadece failleri cezalandırılabilir; bütün bir topluluğu veya halkı sorumlu tutup cezalandıramazsınız. Son yaşananlarda örneğin, Hamas’ın sergilediği vahşet için bütün Filistinlileri cezalandırmazsınız.