DOSYA

DOSYA “Vur dediler vurduk, kır dediler kırdık

6-7 Eylül pogromunun üzerinden 64 yıl geçti. Aralarında din adamlarının da bulunduğu çok sayıda insanın hayatını kaybettiği, öncelikle Rumlar sonra da Ermeniler başta olmak üzere gayrimüslim toplumların dehşet günleri yaşadığı bu pogromla ilgili hala kamuoyuna mal olmamış belgeler var. Araştırmacılar Hüsnü Gürbey ve Mahsuni Gül dönemin Anadolu Ajansı çalışanı Selçuk Emre’nin o vakitler yazdığı bir rapordan yola çıkarak o iki günde neler yaşandığına ışık tutuyor.
DOSYA Ermenileri imha kararı: 1 Aralık 1914

Soru çok basit: Ermenilerin imha edilmesi doğrultusunda ilk karar ne zaman alınmıştır? Cevabı da basit: Eldeki Osmanlı arşiv belgelerine göre, ilk imha kararı 1 Aralık 1914 tarihinde alınmıştır.
DOSYA Gönüllerde ve tarihte yerini aldı

İstifa etmemesi için kendisini ikna etmeye çalışmıştım. Bugün düşünüyorum da istifa etmesi, cemaat için olmasa da, kendisi için, sağlığı için çok daha iyi olurdu. Başka şartlarda, farklı bir hayatta yine alanının en iyisi olacağı muhakkaktı.
ORTA SAYFA Ermeni tarihine adanmış bir hayat: Anahide Ter Minassian

Tarihçi Anahide Ter Minassian Ermeni tarihi üzerine çalışmalarıyla bilinen özel bir isimdi. Fransa’da yaşıyordu ancak kökü bu topraklardaydı, neredeyse tüm aile büyüklerinin Anadolu’daki Ermeni tarihiyle önemli ve kopmaz bir bağı vardı. Bu sayımıza katkıda bulunan yazar, yayıncı ve akademisyen dostlarımız Anahide Ter Minassian’ın hem ilginç hayat hikayesine hem de çalışmalarının Ermeni tarihinde ne kadar önemli bir yer tuttuğuna dair makaleleriyle Minassian’ın hayatına ışık tuttular.
ORTA SAYFA Anahide Ter Minassian'ın ardından: Tarihyazımı Ermenice Sopranosunu Kaybetti

Bu dünyada büyük isimlerle dolu bir aileye doğmak ne ağır bir yüktür! Birçok insan, hayat boyu peşlerini bırakmayan soyadları, hikayeler, beklentiler altında eziliverir, büzüşür, silikleşir. Pek az kişi, 11 Şubat günü kaybettiğimiz tarihçi Anahide Ter Minassian gibi ailesinin mirasını yemeden, o isimle kavga etmeden köklerinden yeşermeyi başarabilir. Malumunuz, Anahide Ter Minassian Abdülhamid Osmanlısı’nda hem Doğu vilayetlerindeki Ermenilere yapılan zulmün, hem de bu zulme direnişin sembolü olmuş Muşlu Gülizar’ın torunudur. Büyükbabası ise 1880’lerin sonundan soykırım günlerine kadar ömrünü adalet mücadelesine adamış, 1908’den 1915’e kesintisiz vekillik yapmış, mecliste her söz aldığında ‘Bizim Muş ovasında…’ diye başlayıp doğduğu toprakların acılarına ses olmuş cefakâr bir o kadar da renkli bir sima, Ermeni Devrimci Federasyonu (EDF) üyesi Keğam Der Garabedyan’dır.
ORTA SAYFA Anahide Ter Minassian'ın ardından: Hayatın ötesine

Aras’ta çalışmaya ilk başladığımda, üniversite yıllarımda Ardaşes Margosyan okumamı salık vermişti, onun ‘Ermeni Devrimci Hareketi’nde Sosyalizm ve Milliyetçilik’ kitabını. İletişim’in Cep Üniversitesi serisinden çıkan o minicik kitaba sığdırmayı başardığı onca bilgiden, tarihsel perspektifinden, olayları anlatış biçiminden çok etkilenmiştim. 20 yaşına varmamış, dünya ve memleket ahvaliyle yakından ilgili Türkiyeli bir Ermeni genç için, hiçbir şeyin bizlerle başlamadığını, mücadele ruhunun zamanları ve hayatları aşan bir yanı olduğunu apaçık gösteren bir hediyeydi.
DOSYA 1915 öncesi  Van Gölü kuzeyinde kadim bir Ermeni yurdu: “Fılıstan”

Bitlis’in Akçıra köyündeki eski Ermeni manastırı “Akmanastır”ın taşlarının korunması için çağrıda bulunan ve bu çağrısını sürdüren akademisyen Sedat Ulugana bölgedeki Ermenilerin varlığına dair bir makale de kaleme almıştı. Hrant Dink Vakfı’nın 2016 yılında düzenlediği “Van ve Çevresi, Toplumsal, Kültürel ve Ekonomik Tarihi” başlıklı konferansa da sunulan bu makaleyi özetleyerek yayınlıyoruz.