KÜLTÜR SANAT
Açık yaralara bienal müdahalesi
Cumartesi günü izleyicilere kapılarını açacak olan 14. İstanbul Bienali’nin basın toplantısı 2 Eylül Çarşamba günü Özel İtalyan Lisesi’nde yapıldı. Bienalin küratörü Carolyn Christov-Bakargiev’in, uzun açılış konuşmasını Türkçe olarak seslendirmesiyle, sadece sanat yapıtlarının değil, Bakargiev’in yüksek enerjisinin de şehrin dört bir yanına yayılacağını anlamış olduk.
‘İlgilendiğimiz tek konu soykırım değil’
Küratörlüğünü Silvina Der-Meguerditchian’ın yaptığı ‘Torunlar’ başlıklı karma sergi 3 Eylül’de DEPO’da açılıyor. İstanbul Bienali’nin paralel etkinliklerinden biri olan sergide Türkiye’den, Ermenistan’dan ve diasporadan toplam 13 sanatçının, resim, heykel, enstalasyon ve video işleri yer alacak. Söyleşimizde, serginin Ermeni Soykırımı’nın 100. yılına ithaf edilmediğinin altını çizen küratör Der-Meguerditchian, bu sergiyle topluma el uzattıklarını söylüyor: “Bütün sanatçılar çok uzak yerlerden geldik. Buradaki varlığımızla, topluma sanatımızla bir el uzatıyoruz. Soykırımı unutmadan, Türkiye’nin şu anki durumunu unutmadan uzatıyoruz bu eli. Şu anki durumun herkes için çok zor olduğunun da farkındayız. ‘Yaşadığınız tüm gerginliğe, korkuya rağmen gelin, siz de bize elinizi uzatın’ diyoruz.”
İstanbul Bienali’nde Ermeni meselesi
İstanbul Bienali'nin açılışı yaklaştıkça, bienalde Ermeni Soykırımı ve onun sonrasında gelişen süreçlere gönderme yapan çok sayıda iş olduğu açığa çıkıyor.
“Hissettiğim bu belirsizlik nasıl bilince kavuşur?”
Bu, Agos’un kapısını çalan bir kadının hikâyesi. Babası Vietnamlı, annesi Ermeni olan Annie Nguyen Thi, soykırımdan kaçarak Fransa’ya yerleşen anneannesi ve dedesinin izinde, Türkiye’ye geldi. Thi, belki ailesinin köyünün nerede olduğunu öğrenebilmek umuduyla, belki de sadece bizimle tanışmak için Agos’a uğramıştı. Bir sanatçı ve mimar olarak köklerine döneceği bu yolculuğu bir film haline getirecek olan Thi’ yle, Elazığ ve Merzifon seyahati öncesinde konuştuk. Thi, sessizliğin gücünü, kendisi için mahrem olan Ermeniliğin ne anlama geldiğini, belleğindekileri ve nesilden nesle aktarılan travmaları anlattı.
Montreal Film Festivali’ne Türkiye’den üç film
27 Ağustos - 7 Eylül arasında 39.’su düzenlenecek olan Montreal Film Festivali’ne Türkiye’den üç film, ana yarışmaya seçildi.
Ara Güler’in yaşam öyküsü yeniden raflarda
Nezih Tavlaş’ın, ‘Foto Muhabiri Ara Güler’in Hayat Hikâyesi’ adlı biyografik kitabı, Yapı Kredi Yayınları tarafından yeniden basıldı.
Charles Aznavour: Türkiye gençliği bitkin, Soykırımın tanınması iki milleti de rahatlatacak
Ermeni müzisyen Charles Aznavour, pleineive.fr’ye verdiği söyleşide Türkiye ve Ermenistan ilişkileri hakkında soruları da yanıtladı.
Yaşlı denizciler evi
Belge Yayınları Yayın Yönetmeni Ragıp Zarakolu, son dönemde yitirdiğimiz üç usta, Agop Haçikyan, Dr. Hermon Araks ve Panayot Abacı için yazdı.
Suskunluğun ortasını biçip geçen bir makas
Uzun bir suskunluk hayal edin! Umay’sız bir 11 yıl geçiren bizler ve müzik piyasası…
Rising Star’ın jürisiyle yıldız olunmaz
‘Rising Star Türkiye’nin daha önceki benzerlerinden daha feci olmasının sebebi, içeriği değil sadece, birbirinden sevimsiz jürisi...