KÜLTÜR SANAT
Dünya gözüyle Tigran Hamasyan
Tigran Hamasyan, şef Harutyun Topikyan yönetimindeki Yerevan Devlet Oda Korosu’yla beraber, Ermeni Kilise Müziğini cazla harmanladığı ‘Luys i Luso’ turnesine Haziran ayında başladı. Bu turne kapsamında Ani’de ve Akhtamar’da konser veren Hamasyan, Diyarbakır, Kayseri ve Vakıflı’dan sonra İstanbul’a gelecek. Sanatçı, İstanbul Caz Festivali’nin etkinliği olarak, 30 Haziran’da Aya İrini’de ‘Luys i Luso’ repertuvarının, 1 Temmuz’daysa son albümü ‘Mockroot’tan şarkıların yer aldığı iki konser verecek. Ani ve Akhtamar’da canlı olarak izleme şansı bulduğum Hamasyan’ın sözleri ve o iki günün izlerinden bir sayfaya sığan kadarı burada.
‘Baba ve Piç’in ardından
Bu sezon ikincikat’ın sahnelediği ‘Fü’ adlı oyunla izleyiciyle buluşan Serra Yılmaz, aynı zamanda Floransa’da Teatro di Rifredi’de Elif Şafak’ın ‘Baba ve Piç’ kitabının uyarlaması olan ‘La Bastarda di Istanbul’da başrol oynuyor. Mart ayında prömiyer yapan oyun, önümüzdeki sezon da devam edecek.
Duyguların ressamı Verşa
Verjin Şapçıyan’la (sanatçı ismi Verşa, namıdiğer Verjin Şapçı), evinin salonunda, portakallı naneli drajeler eşliğinde sohbet ettik. Resim anlayışını “tuvale felsefe nakşetme” olarak tanımlayan Verşa, resim hayatını anlatıyor.
Dilin döndüğü kadar Aziz Nesin’i anlatmak
Aziz Nesin’in henüz noktalanmayan yaşamöyküsü, Depo’da açılan ‘Ömrüne Sığmayan Adam: Aziz Nesin 1915-2015’ başlıklı serginin konusu oldu. Nesin, hikâyesini, arşivlerinden çıkan yazı, belge, fotoğraf ve notlar aracılığıyla, kendi anlatıyor.
Tarihsel değil politik bir film
Carla Garapedian’ın 2006 yılında çektiği ‘Screamers’ (Haykıranlar) isimli belgeseli, Türkiye’de ilk defa Documentarist Festivali kapsamında gösterildi. Aynı zamanda bir müzik belgeseli olarak görülebilecek filmin ekseninde, inkâr karşıtı duruşuyla dikkat çeken Amerikalı rock grubu System of a Down var. Garapedian yine de belgeselin asıl meselesinin sadece Ermeni Soykırımı’nın değil, bütün soykırımların özünde yatan evrensel problemi anlatmaya yönelik olduğunu söylüyor. Festival vesilesiyle İstanbul’a gelen Garapedian’la 10 yıl önce çekilen bu belgeseli, bugünden geriye bakarak değerlendirdik.
Bu sezonun da yıldızı alternatif sahneler
Oyuncular Edip Tepeli, Ece Dizdar, Tuğrul Tülek, Alican Yücesoy ve yönetmen Hira Tekindor, geçtiğimiz tiyatro sezonunun öne çıkan prodüksiyonlarını değerlendirdi.
Զուգահեռներ այժու եւ անցեալի միջեւ
Հայաստանի հեռուստաընկերութիւններու շրջանակներէ ներս ծանօթ անուն մըն է Արթիւր Բաղտամեանը։ Երբ առաջին անգամ արբանեակի դրութեամբ կարելի եղաւ «Հ1» հեռուստակայանի հաղորդումներուն հետեւիլ, օրուայ ուշ ժամերուն ամենահաճելի հաղորդումը դարձած էր Բաղտամեանի վարած «Կէսգիշերային Ճեպընթաց»ը։ Իր հիւրերու հետ վարած զրոյցները ուսուցողական յատկութիւն ունէին բոլորին համար։
Ve Florence dinlenebilir simyayı yarattı: How Big, How Blue, How Beautiful
Doğru turuncuyu bulmak kadar, kırık bir kalbin hikayesini anlatmanın doğru yolunu, üslubunu ve makamını da bulmak önemliydi Florence için. İşte pop, rock, soul ve barok esintileri taşıyan albüm How Big, How Blue, How Beautiful böyle doğdu.
Kim Kashkashian: Dâhi değilim sadece yorumcuyum
Viyola virtüözü Kim Kashkashian ve piyanist Péter Nagy, 43. İstanbul Müzik Festivali kapsamında 10 Haziran akşamı Surp Vortvots Vorodman Kilisesi’nde bir konser verdiler.
Tigran Mansuryan: Ben Ermeni dilinin müzisyeniyim
Yaşayan en büyük Ermeni besteci olarak anılan Tigran Mansuryan özel bir davet için İstanbul'daydı. Mansurian’ın karşısında başta nutkum tutulsa da, içtenliği ve sevecenliği sayesinde söyleşimiz tatlı bir sohbete dönüştü.