Bir ressamın resimle hiç bitmeyen derdi

İstanbul Modern, Türkiye modern ve çağdaş sanat sahnesinin en özgün isimlerinden Mehmet Güleryüz’ün hayranlarını sevindirecek bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Sergi, sanatçının son 50 yılda ürettiği yapıtlarını bir araya getirerek, bilinen ve bilinmeyen yönlerini ortaya koyuyor.

İstanbul Modern’de 8 Ocak’ta açılan ‘Ressam ve Resim: Mehmet Güleryüz Retrospektifi’ sergisi, Güleryüz’ün 1960’lı yıllardan bugüne kadarki sanatsal üretimine ışık tutuyor. Levent Çalıkoğlu’nun küratörlüğünde düzenlenen ve 28 Haziran’a kadar sürecek olan serginin başlığı ‘Ressam ve Resim’ olsa da, Güleryüz burada sadece bir ressam değil, aynı zamanda bir heykeltıraş, oyuncu ve performans sanatçısı olarak çıkıyor karşımıza. 

Sanat hayatına, Türkiye’de henüz bir güncel sanat ortamının ve piyasasının varlığından bile söz edilemezken başlayan ve kendi çizdiği yolda ısrarla devam eden Güleryüz, nerede görseniz tanıyacağınız üslubunu, yıllar içinde sabırla ve titizlikle oluşturmuş. Boyayla, figürle ve insanla derdi hiç bitmeyen sanatçı, bu unsurlarla yıllarca, gittikçe daha da detaya inerek uğraşmış. Derinlere daldıkça önünde başka kapılar açılmış ve belki de vardığı noktadan hiçbir zamanda tatmin olmamış. Kısacası Güleryüz, resimle derdi hiç bitmemiş bir sanatçı. Dolayısıyla, ressam ile resim arasındaki ilişkiyi anlamak için ondan daha iyi bir örnek bulmak zor.

Figüratif resme getirdiği dışavurumcu yaklaşımla Türkiye sanat ortamında kendine özgü bir yer edinen Güleryüz’ün yapıtları, üretildikleri dönemlerin sosyal ve politik koşullarının etkilerini taşıyor. Eserlerinde insanı ve toplumu eleştirel bir yaklaşımla ele alan sanatçının yaşamında, resmin özel bir yeri var. Heykeli, resimlerine ve desenlerine yansıyan iki boyutlu sahneleri üçüncü boyuta taşımak için bir fırsat olarak gören Güleryüz’ün performans sanatı alanında verdiği ürünler ise, eleştirel yaklaşımını en güçlü şekilde yansıtan çalışmaları.

 

Kategoriler

Kültür Sanat Sergi

Etiketler

Sergi Resim ressam


Yazar Hakkında