Sarkisyan'ın 'Çanakkale' cevabı: Öncelikli sorumluluğunuz anma etkinliği düzenlemek değil, Soykırımı tanıyıp kınamak

Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkiysan'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ‘Çanakkale davetine’ verdiği yazılı cevabın tamamını yayımlıyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her yıl Ermeni Soykırımının başlangıç tarihi olarak anılan 24 Nisan’da, Çanakkale savaşlarının yıldönümü töreni yapılacağını açıkladı ve bu anmaya diğer dünya liderleriyle birlikte Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan’ı da davet etti.

Sarkisyan cevap mektubunda, ‘barış ve dostluğun her şeyden önce geçmişle yüzleşme cesareti’ gerektirdiğini vurguluyor;  Yerevan’da yapılacak Soykırımın 100. Yılı anmasına Erdoğan’ı çağırdığını hatırlatarak, ‘davet edilenden cevap almadan davete misafir olmanın adetten olmadığını’ belirtiyor. Devlet başkanlığı resmi sitesinde yayımlanan mektubun İngilizce’den çevirisi şöyle:

Saygıdeğer Cumhurbaşkanı,

Çanakkale Savaşı’nın 100. yıldönümü anma törenlerine davetiniz elime geçti.

Birinci Dünya Savaşı gerçekten de milyonlarca masum insanın hayatına mal olan ve kaderlerini körelten, insanlık tarihinin korkunç sayfalarından biridir.

Ermeni kökenli Topçu Yüzbaşı Sarkis Torosyan da Çanakkale Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğu ordusunda görev yapanlar arasındaydı. Torosyan, İmparatorluğun savunma ve güvenliğine hayatını adamış bir subaydı, sadakat ve kahramanlığı Osmanlı ordusunun askeri nişanlarıyla ödüllendirilmişti. Ancak, aynı yıl, Osmanlı İmparatorluğu tarafından önceden planlanan ve uygulanan kitlesel cinayetler ve zorunlu yer değiştirmeler de en yoğun noktasına ulaştı ve katliam dalgası Sarkis Torosyan’ı bile kuşattı. Gaddarca öldürülen annesi ve babası ve Suriye Çöllerinde yitip giden kızkardeşi Soykırımın 1,5 milyon Ermeni kurbanı arasına katıldı.

Raphael Lemkin, benzeri daha önce hiç görülmeyen bu katliamdan hareketle “soykırım” terimini icat etti. Ve bu katliamın cezasız kalması Holokost’a ve Ruanda, Kamboçya ve Darfur’daki soykırımlara uzanacak yolu hazırladı.

Sizin görüşünüze göre, Çanakkale Savaşı, savaştan doğan bir dostluğun, savaş meydanından doğan ve savaşın acı mirasını hatırlatan sonsuz bir barış ve dostluk anıtının Türkiye ve Dünya’ya gösterilmesi için eşsiz bir fırsat sunuyor. Çanakkale Savaşı’nın iyi bilinen anlamını, veya Türkiye’nin Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’ndaki tartışmalı rolünü bir yana bırakırsak, barış ve dostluğun her şeyden önce geçmişle yüzleşme cesareti, tarihsel adalet ve asla seçici bir yaklaşımı kaldırmayan, tamamen olgunlaşmış evrensel bir hafızanın tanınması üzerine kurulabileceği hatırlanacaktır.

Ancak maalesef Türkiye geleneksel inkar politikasını sürdürüyor. Tarihi saptırma araçlarını her geçen yıl “geliştiren” Türkiye, 18 Mart 1915’te başlayıp 1916 yılının Ocak ayının sonuna kadar devam etmesine rağmen, bu yıl ilk defa, Çanakkale Savaşı’nın yıldönümünü 24 Nisan’da kutlayacak. Üstelik, İtilaf Devletlerinin kara çıkartmasının tarihi de 25 Nisan 1915’tir. Bu tarihin seçilmiş olması, uluslararası topluluğun dikkatini Ermeni Soykırımının yüzüncü yılını anan etkinliklerden inceliksiz bir tavırla uzaklaştırmaya çalışmaktan başka hangi amaca hizmet etmektedir? Dahası, bir anma etkinliği düzenlemeden önce, Türkiye’nin hem kendi halkına, hem de tüm insanlığa karşı çok daha önemli bir görevi var, o da Ermeni Soykırımının tanınması ve kınanması.

Dolayısıyla, uluslararası barış çağrısı yaparken size tavsiyem dünyaya Ermeni Soykırımını tanıması için bir mesaj göndermeyi de unutmamanızdır, bu sayede 1,5 milyon masum kurbanın anısına da saygınızı ifade etmiş olursunuz.

Her birimizin yükümlülüğü, bizden sonraki kuşaklara hakiki ve gerçeklere dayalı bir tarih bırakmaktır, ancak bu şekilde bu tür suçların tekrarını engelleyebilir, barışa, ve uluslar, özellikle de komşu uluslar arasında daha fazla işbirliğine zemin hazırlayabiliriz. 

Hamiş: Ekselansları, birkaç ay önce sizi 24 Nisan’da Yerevan’da Ermeni Soykırımının masum kurbanlarının anısına düzenlediğimiz törene davet etmiştim. Bizde davete yanıt almadan davet edilenin evine misafir olmak adetten değildir.

Mektubun İngilizcesi için tıklayınız.

Mektubun Ermenicesi için tıklayınız

Mektubun Rusçası için tıklayınız.