Ermeni Soykırımı’na bütüncül bakış

Aydın Çubukçu, Nevzat Onaran, C. Hakkı Zariç ve Onur Öztürk’ün derlediği ‘Utanç ve Onur: 1915–2015 Ermeni Soykırımı’nın 100. Yılı’, soykırımı öncesi ve sonrasıyla birlikte pek çok farklı veçhede ele alıyor.

EMRE CAN DAĞLIOĞLU

2015, Ermeni Soykırımı’na yönelik merakın ve ilginin arttığı bir yıl olurken, bu ilgiye cevap verecek yeni birçok eserin Türkçeye kazandırıldığı bir yıl oluyor. 1915’e dair külliyatın bazı değerli eserleri Türkçeye çevrilirken, bütünlüklü özgün eserler de okuyucuyla buluşuyor. Bu değerli kitaplardan birisi de 17 Nisan’da Evrensel Basım Yayın’dan çıkan ‘Utanç ve Onur: 1915–2015 Ermeni Soykırımı’nın 100. Yılı’. Aydın Çubukçu, Nevzat Onaran, C. Hakkı Zariç ve Onur Öztürk’ün derlediği kitap, soykırımı öncesi ve sonrasıyla birlikte pek çok farklı veçhede ele alıyor. ‘Paramaz’a, Hrant’a ve yitirilenlere’ adanan kitap, yazıların yanı sıra daha önce yayımlanmamış fotoğraflara da sahip.

‘Acılarını unutturmak istemeyenler için’

Soykırım’ın mimarı Talat Paşa’nın 24 Nisan 1915 tarihinde imparatorluğun çeşitli yerlerindeki vilayetlere ve mutasarrıflara gönderdiği Ermenilere ait siyasi teşkilatların kapatılması ve ileri gelenlerinin tutuklanmasını emreden telgrafıyla açılan kitap, Aydın Çubukçu’nun giriş yazısıyla devam ediyor. Soykırımla yüzleşmeyle ortaya çıkacak onurun geçmişten duyulan utancı yeneceğini yazan Çubukçu, ‘acılarını unutturmak istemeyenlerin yanında olacaklarını’ vurguluyor.

Kitapta soykırımda işlenen suçların sorumluluğuna dair iki makale dikkat çekiyor. Erdoğan Aydın, ‘Sorumluluğu nerede aramalı?’ sorusuna merkez yönetim nezdinde cevap ararken, Fırat Aydınkaya, soykırım ve öncesindeki şiddet dalgasına Kürtlerin iştirakini inceliyor. Fethiye Çetin de, kitaptaki makalesinde soykırımın hukuksal boyutunu ele alıyor.

24 Nisan 1915’te İstanbul’da tutuklanan Ermenilere ve öldürülen mebusların kısa biyografilerini Nesim Ovadya İzrail kaleme alırken, 1915 Haziranı’nda Siverek’te öldürülen Osmanlı mebusu ve yüzyılın gereği olarak birçok alanda faaliyet gösteren bir bilim adamı olan Sivas mebusu Nazaret Dağavaryan’ı Karin Karakaşlı anlatıyor. Kadir Akın ve Ragıp Zarakolu ise yazdıkları makalelerde 1915 öncesinde gayet aktif olan Osmanlı Ermeni sosyalistlerini ve sosyalist grupların kırsal ve kent gerilla eylemlerini konu alıyorlar. Kitapta soykırımın Cumhuriyet dönemine yansımaları da ele alınıyor. Nevzat Onaran ve Sebu Aslangil, yüz yıllık inkara temel oluşturan emval-i metrukelere el konulmasını kolaylaştıran yasal düzenlemeleri ve Ermenilere ait mallara nasıl el konulduğunu yazarlarken, Ümit Kurt inkar siyasetinin toplumsal boyutlarına odaklanıyor. Yetvart Danzikyan da Cumhuriyet’in ‘makbul vatandaş’ parantezinde ele alınan ‘iyi Ermeniliğin’ yakın tarihini kaleme alıyor.

Psikolojik ve kültürel boyutlar

Kitabı diğer çalışmalardan farklı kılan ise soykırımın psikolojik ve kültürel boyutlarını da ele alması. Bu anlamda, Sinan Birdal, yüzleşme siyasetine odaklanırken, Ulaş Başar Gezgin, soykırımdan sonra geçen yüz yılda, coğrafyada Ermenilerin artık var olmamasının politik psikolojisini yazıyor. Kitapta yok edilen mimari eserleri ve yazılı basın külliyatını Zakarya Mildanoğlu’nun, Osmanlı’nın Ermeni ressamlarını ise Burhan Kum’un kaleminden okuyoruz. Mehmet Fatih Uslu ise soykırım öncesindeki edebiyatta Osmanlı Ermenilerinin rolüne ve Osmanlı Türkleriyle edebi anlamda yaşadıkları çatışma ve uzlaşılara odaklanıyor. Hacı Orman, Cumhuriyet döneminde üretilen edebiyatın Ermeni Soykırımı’nı unutturma siyasetine katkısını yazarken, Evrim Kaya, yüz yıl boyunca Fatih Akın’ın ‘The Cut’ (Kesik) filmini ‘Soykırımın filmi çekilir mi?’ ve ‘Ermeni Soykırımı’nın filmi neden çekilemedi?’ soruları bağlamında ele alıyor. Kitabın en ilginç makalelerinden biri de Melissa Bilal’e ait. Bilal, Anadolulu Ermeni aydınların 19. yüzyılda başlattığı ‘hayrenagan yergir’i (kadim vatan) İstanbul Ermenilerine tanıtma hareketi kapsamında üretilen Ermenice ninnileri ele alıyor.

Utanç ve Onur
Kolektif
Evrensel Basım Yayın
392 sayfa.