Lice 22 yıldır yanıyor

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde, 1993 yılında dönemin Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın da aralarında bulunduğu 16 kişinin öldürüldüğü Lice katliamı davasının ikinci duruşması, İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Altı tanığın dinlendiği duruşmada mahmeke sanık emekli Albay Eşref Hatipoğlu’nun 16 Mart 2016'ya ertelenen davaya getirilmesine hükmetti.

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde, 1993 yılında dönemin Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın da aralarında bulunduğu 16 kişinin öldürüldüğü Lice katliamı davasının ikinci duruşması, İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. İkinci duruşma, Lice mağdurlarının avukatı olan öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçisiz yapıldı. Duruşma başlamadan önce avukatlar Tahir Elçi’yi andı ve avukatlar yakalarında Tahir Elçi’nin fotoğraflarıyla duruşmada hazır bulundu. İkinci duruşma da sanık Albay Eşref Hatipoğlu’nun yokluğunda görülürken, mahkeme, 16 Mart 2016’ya ertelenen dava duruşmasına sanık Albay Eşref Hatipoğlu’nun katılması yönünde karar verdi.

Altı tanık dinlendi

Sabah 10.30’da başlayan duruşmayı CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, Lice Adalet Arıyor Platformu takip etti. Mahkeme başkanı duruşmayı, avukatlara başsağlığı dileyerek açtı. Mağdur avukatları Elçi’nin önceki duruşmada yaptığı savunmayı okudu ve Tahir Elçi’nin yaptığı talepleri tekrar etti. Duruşmada katliam sırasında Lice Demir Çelik İlkokulu’nda öğretmenlik yapan Mahmut Cantekin olmak üzere altı tanık dinlendi.

Öğretmen Cantekin'in tanıklığı 

Cantekin, tanıklığını şöyle anlattı: “Bizim okulun bahçesi yüksek olduğu için tabur komutanlığını çok rahat görürdük. Olay günü saat 08.00’te üç kızımla evden çıktım. Bir kızımı okula bıraktık. Büyük kızım liseye gitti, küçük kızım da misafir olarak benimle geldi.

Okulun bahçesinde gezdik. Askerlerin hepsi birbirleriyle şakalaşıyordu, hiçbir şey yoktu. Birinci dersten çıkarken, top atışları başladı. Top atışları her zaman yapılırdı, ama dağa doğru yapılırdı. Hademeye sorduğumda atışların aşağıya ilçeye doğru yapıldığını gördüm. Diğer öğretmen arkadaşları çağırdım.

Lice'yi yakacağız

Atış yapılan yere baktığımda hiçbir şey göremedim, diğer öğretmenler de göremedi. Bir öğrencimi evime göndermek istedim, dürbünümü getirsin diye.

Okulun çıkışında bir asker öğrenciyi durdurup ‘Oğlum biz bugün Lice’yi yakacağız git öğretmenine söyle’ demiş. Öğrencim geldiğinde anlattıklarına inanamadım. İlk önce panzer ve komandolar ateş açtı, sonra taburdan ateş edildi. Çocukları ve öğretmenleri korunaklı bir yere aldık.

Pencereden baktığımı gören bir asker bana da ateş etti, son anda kendimi yere atıp canımı kurtardım. Çevredeki bazı binaların yandığını gördüm. Havadan helikopterin açtığı ateş sonucu çok sayıda ev yandı. Ben kendimi yere attım. Sırtımdan vurulmuştum. Sabah 09:00'da başlayan silah sesleri saat 16.00'ya kadar sürdü. O sırada öğrenciler birer duvar kenarına sığınmış ağlıyorlardı. Ortada hiçbir çatışma yoktu. Asker ortada rahatlıkla gezdiğini gördüm. Ama evlerin neden yakıldığını anlayamadım. Birçok kişi hayatını kaybetti. Bugün bu olayı anlatırken sanki o anları yaşıyorum.

Orada vahşet vardı

Taburdan roket atıldı okula. Saatlerce mahsur kaldık. Acıkan öğrencilere kesme şeker verdim. Saat 16.00 sıralarında ateş kesildi. Bu sırada öğrencilerle liseye geçtik. Binanın üçüncü katında yakılan ve talan edilen dükkanları gördük. Ertesi gün sabah saatlerine kadar okulda mahsur kaldık, artık ölümü göze alıp iki çocuğumu yanıma alıp saklanarak eve gittim.

Rütbeleri sökülmüş subaylar ve askerler evleri yakarak sokakta ilerliyordu, benim evime de geldiler Mersinli ve öğretmen olduğumu söyleyince arama yaptılar, daha sonra gittiler. Orada vahşet vardı, insanlar diri diri yakıldı. Öğrencilerimden Hüseyin ve onun kardeşi olaylarda öldürüldü, hala onu koruyamadığım için vicdan azabı çekiyorum.”

Sanık Hatipoğlu'nun gelmesine hükmedildi

Avukatlar, yeni tanıkların da dinlenmesini talep etti. Öte yandan Lice mağdurlarının avukatı Yunus Muratakan, sanık Hatipoğlu’nun mahmekeye gelmemesine tepki gösterdi ve “Artık sanıkla ilgili heyetiniz bir karar versin. Bu sanık buraya getirilecek mi?” diye sordu. İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti ara kararında, sanık Hatipoğlu’nun duruşmaya gelmesine hükmetti. Ancak sanığın tutuklanması talebini bir kez daha reddetti.

Kategoriler

Güncel İnsan Hakları