Ermenistan’da gözler Türkiye’de

2 Haziran’da Almanya’nın Ermeni Soykırımı’nı resmi olarak tanıması Türkiye kadar olmasa da Ermenistan gündemini de etkiledi. Ermenistan’ın ilgisi, Almanya’nın kararından ziyade Türkiye’deki tepkilere yönelmiş durumda. Türkiye’deki üst düzey devlet temsilcilerinin Ermeni Soykırımı’nı inkar eden söylemleri Ermenistan’da ilgi ve bazen de gülümsemeyle takip edildi.

Sharjum Media adlı yayın kuruluşu Türkiye’nin Almanya’nın aldığı karara olan büyük ilgisini google arama sitesi üzerinden bir araştırma yaparak göstermeye çalıştı. Sharjum Media, Nisan 12 2015 tarihinde Papa’nın 1915 olaylarının Ermeni Soykırımı olarak nitelediğinde bile konuya bu kadar büyük ilgi olmadığını yazdı ve 2015’de konu ile ilgili (Papa Ermeni Soykırım) 118,000 arama kaydı bulunurken, son 1 haftada arama motoruna “Almanya Ermeni soykırımı” yazanların sayısının 1,080,000 olduğunu açıkladı.

Özdemir’in Unutma Beni  Çiçeği

Almanya'da Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir’in,  100. Yılda  Ermeni Soykırımı  sembolü haline gelen “unutma beni çiçeği” rozeti ile kürsüye çıkması bir çok Ermenistanlı ve Ermeni yayın organlarının dikkatinden kaçmadı. Oylama öncesi konuşma yapan Özdemir’in Talat ve Enver Paşalardan katiller olarak söz edip, “Ben katillerin torunu değilim” demesi Ermenistan’da oldukça yankı buldu. Türkiye'de Hristiyanların dinlerinden dolayı dışlandıkları ve "Ermeni" ifadesinin insanları aşağılamak için kullanıldığını hatırlatan Özdemir, bu hafta Ermenistan’ın en konuşulan isim oldu.

Ermenistan’da ilk yorum Dışişleri'nden geldi

Ermenistan Dısişleri Bakanı Edvard Nalbandyan ''Ermenistan, Bundestag tarafından resmi olarak Ermenilere ve diğer Hıristiyan halklara karşı işlenen suçların Soykırım olarak tanınmasını memnuniyetle karşılıyoruz'' dedi. Bakanlığın yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“Avusturya ve Almanya, Osmanlı İmparatorluğu'nun müttefikleri olarak Ermeni Soykırımında kendi sorumlulukları olduğunu da kabul etmişlerdir. Türkiye ise hala Ermeni Soykırımı gerçeğini inkar etmeye devam ediyor.  Uluslararası toplum 101 yıldır Türkiye'nin kendi tarihi ile yüzleşmesini bekliyor''.

Demoyan: Karardan sonra Türkiye yalnız kaldı

Ermeni Soykırımı Müze-Enstitüsü Müdürü Hayk Demoyan “Bu karardan sonra Türkiye işlediği ağır suçunun yükü ile yalnız kaldı, çünkü Almanya sadece Ermeni Soykırımını değil aynı zamanda kendi  suç ortaklığını da kabul etti” şeklinde konuştu.  

Türkolog Ruben Melkonyan Ermenistan tarafından verilen tepkileri orantılı olarak değerlendirirken, toplumun bazı kesimlerinin karara gereğinden fazla tepki verdiklerini ve bu tip sevinç gösterilerine gerek olmadığını söyledi. Melkonyan hukuki yaptırım süreci için henüz iyimser olmadığını da ekledi. 

Giro Manoyan: Vebal dönemin kadrolarına aittir

Taşnak Partisi Siyasi Büro Temsilcisi Giro Manoyan soykırım suçunun işleyenlerin sorumluluğunun bugünkü Türkiye halkına yüklenmemesi gerektiği görüşünde. Manoyan, “Bu suçun vebali konusunda da açıklama yapılmış olması, bunun o dönemin kadrolarına yüklenmiş olması önemli.” dedi.

Genç Türkolog Hayk Darbinyan ise Almanya’nın bu kararı neden şimdi aldığı konusu üzerine duranlardan. Darbinyan tasarıyı olumlu bulmakla beraber bu kararın Ermenistan Cumhuriyeti’ne bir yarar sağlamayacağını düşünüyor. 

Dini Temsilciler ve Tasarı

Kilikya Katolikosu Aram I, Almanya Parlamentosu tarafından Ermeni Soykırımını tanıyan yasa tasarının kabul edilmesi için Başbakan Angela Merkel’e  teşekkür mektubu gönderdi. Kilikya Katolikosluğu Basın Dairesinden yapılan açıklamaya göre Aram I, “Almanya, tasarıyı kabul ederek insan haklarına bağlılığını ortaya koydu ve dünyaya geçmişe sorumlulukla bakmayı hatırlattı” dedi. 

Mektupta ayrıca Kilikya Katolikosluğu’nun da Osmanlı İmparatorluğu tarafından uygulanan soykırımın kurbanı olduğu ve Sis'teki (Kozan) Katolikosluğu 700 yıl sonra terk etme zorunda kaldığı hatırlatıldı.

Ateşyan’ın Mektubu

Türkiye Ermenileri Patrik Genel Vekili Aram Ateşyan’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yazdığı ve tasarının kabulünü “Ermeni Milletinin emperyalist güçler tarafından kullanılması” olarak betimlediği mektup da Ermenistan’da büyük yankı yarattı. 

Sosyal paylaşım sitelerinde tüm İstanbul Ermenilerini zan altında bırakan “İnkarcı İstanbul Ermenileri” söylemleri,  “Agos’tan Ateşyan’a mektup: Zat-ı Alilerinize akıl, fikir, izan diliyoruz” metnini okuduktan sonra değişti. Ermenistan ve Diaspora’nın büyük kısmı Ateşyan’ı suçlarken küçük bir azınlık “Bu Türkiye’nın yarattığı baskı ortamında normaldir, Ateşyan dini lider olarak cemaatini, okulları ve kiliseleri korumak için bu adıma gitmiştir, onu anlıyoruz” şeklinde yorumlarda bulundular.

İlk tepki Ermenistan’dan Türkiye’yi yakından izleyen etnograf Hranuş Kharatyan’dan geldi. “Türk korkusu bile İstanbul Ermeni Patrikhanesi Vekili Ateşyan’ın bu yaptığına bahane olamaz” diyen Kharatyan, mektupta yer alan “Türkiye Ermenileri Patrikliği, vatandaşlık bağlarıyla bağlı olduğu Devlet’e karşı yükümlülüklerini kusursuz yerine getirir” vurgusunun  bugün hala Türkiye’de Jön Türk yönetimimin yarattığı azınlık refleksinin varlığının en büyük kanıtı olduğunu söyledi.

Eçmiadzin’den eleştirilere yanıt

Ermenistan Parlamentosu Müreffeh Ermenistan grup temsilcisi milletvekili Naira Zohrapyan konuyu gündeme getirenler arasında oldu. Zohrapyan Ateşyan’ın yaptığının daha önce Ermeni tarihinde görülmemiş aşağılıkta bir davranış olduğunu söylerken Eçmiadzin’e çağrıda bulundu , “Bu kişi görevden alınmalıdır, bu aynı zamanda bana farklı kanallar ile ulaşan birçok İstanbullu Ermeninin de arzusudur” şeklinde konuştu.

Zohrapyan’ın bu çağrısına Eçmiadzin’den cevap geldi. Mayr Ator (Ana Merkez) Eçmiadzin  Haberleşme Bölümü Müdürü Kahana Vahram Melikyan “Bolis Ermeni Patrikliği orada yaşayan insanlar yani Ermeni cemaati için sorumludur. Bugün o ülkede ne kadar büyük bir korku ortamı olduğunu hepimiz biliyoruz. Ateşyan’ın bu adımı cemaatini korumak  ve Türk milliyetçilerin olası saldırılarını engellemek  için atılmıştır. Kısaca bu adımı ihanet olarak değil, bir koruma adımı olarak görmek gerekir” şeklinde konuştu.



Yazar Hakkında