Agos’un önünde ‘Hrant için, Suruç için Adalet’

Suruç katliamı birinci yılına yaklaşırken, SGDF’nin başlattığı ‘Suruç ve herkes için adalet’ kampanyası devam ediyor. Adalet mücadelesinin simgeleştiği 33 noktada gerçekleşen kampanyanın bugünkü durağı, Dink'in önünde öldürüldüğü, Agos Gazetesi'nin eski binasıydı.

Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), ‘Suruç için adalet, herkes için adalet’ kampanyası kapsamında Şişli’de bulunan Eski Agos Gazetesi binası önünde, Hrant Dink’in vurulduğu yer ve saatte bir basın açıklaması yaptı.

SGDF öncülüğünde ‘Hrant için adalet Suruç için adalet’ denilerek Şişli’de bulunan Eski Agos Gazetesi önünde yapılan basın açıklamasına Agos Gazetesi genel yayın yönetmeni ve yazarı Yetvart Danzikyan ve genel yayın yönetmeni yardımcısı Karin Karakaşlı katıldı; İstanbul Öğrenci Kolektifleri de destek verdi.

SGDF adına yapılan basın açıklamasında, “Suruç için adalet sağlanırsa, Hrant için de sağlanacaktır” dendi.

"Artık ateş düştüğü yeri yakmıyor"

Açıklamaya katılan Yetvart Danzikyan ve Karin Karakaşlı birer konuşma yaptı.

Yetvart Danzikyan, 9 yılın ardından Hrant Dink davasında ipin ucunun ancak yakalandığını ifade ederek, “Bütün çabamız yaşatılan gerçeklerin açığa kavuşması içindir. Suruç dosyası da hala bir muamma” şeklinde konuştu.

Sürekli katliamların yaşandığına vurgu yapan Karin Karakaşlı ise, “Yılmayacağız, her yerde her alanda olacağız. Artık ateş düştüğü yeri yakmıyor, her yeri, her kesimi yakıyor. Bizde her yerde olarak, vicdan borcumuzu devralıyoruz ve ödüyoruz” ifadelerini kullandı.

Suruç’ta katledilenleri anarak başlayan açıklamayı SGDF üyesi Berfin Ayırkan okudu. Ayırkan, Suruç katliamının üzerinden 11 ay geçtiğini hatırlatarak katliamla yeni savaşın başladığını vurguladı; “Suruç’tan bu yana Ankara, İstanbul, Cizre, Sur, Nusaybin ve diğer Kürt illerinde yüzlerce insanımız katledildi, kentlerimiz yerle bir edildi. Katiller Paris, Brüksel ve son olarak Orlando’ya kadar dünya halklarına büyük acılar ve katliamlar yaşattılar” dedi.

"AKP ve IŞİD işbirliği"

AKP ve IŞİD işbirliğine vurgu yapan Ayırkan, Katliamların tek sorumlusunun IŞİD olmadığını söyleyerek, “Suruç katliamı AKP ve IŞİD işbirliği ile gerçekleştirilen ortak saldırıdır. Ortaya çıkan belgeler gösteriyor ki siyasi iktidar, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, İstihbarat örgütü, Urfa Valiliği ve Suruç Kaymakamlığı kim tarafından ne zaman gerçekleştirildiğini çok iyi biliyor” şeklinde konuştu.

"Hrant’ı katli soykırım zihniyetinin devamı"

Ayırkan şöyle devam etti: “Bugün burada, Hrant Dink’in katledildiği saate, Hrant Dink’in katledildiği yerdeyiz. Hrant Dink bu ülkede güvercin tedirginliğiyle yaşayan Ermeni halkının onurlu ve başı dik gazetecilerinden biriydi. Bu yüzdendir ki Hrant Dink devletin hedefine yerleşmiştir. 19 Ocak 2007’de onu katledenler hem Ermenilere yaşadıkları büyük acıları yeniden hatırlatmak, soykırımcı zihniyetin sürdüğünü göstermek istemiş, hem de savunduğu özgürlükçü değerlere savaş ilan etmiştir. İşte bizler tam bu yüzden Suruç için adalet Hrant için adalet istiyoruz. Suruç’a adalet gelirse, Hrant Dink’e adalet gelecek çok iyi biliyoruz. Bu yüzden sesimizi birleştiriyoruz” ifadelerini kullandı.

Özgür Gündem unutulmadı

Açıklamada, Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak için nöbetçi genel yayın yönetmeliği yaptıkları için tutuklanan Şebnem Korur Fincancı, Ahmet Nesin ve Erol Önderoğlu da anıldı;  “İki gün önce bildiğiniz gibi Hrant’ın da temsilcisi olduğu özgür gazetecilik geleneğinin taşıyıcıları tutuklandılar. Gerçekleri yazdığı için Özgür Gündem üzerinde yoğunlaşan baskılara karşı editörlüğünü yapanlar hapishanedeler. Bizler buradan bir kez daha haykırıyoruz. Özgür basını yenemezsiniz, halkların sesini susturamazsınız. Suruç için adalet, özgür basın için adalet diyoruz ve Suruç katliamı üzerindeki gizlilik kararı kaldırılsın, Suruç katliamı sorumluları yargılansın, Suruç katliamı belgeleri açıklansın, Amed, Suruç, Ankara katliamları aydınlatılsın” dedi.



Yazar Hakkında