KARİN KARAKAŞLI

Karin Karakaşlı

ÜVERCİNKA

Darbenin Ermeni ortak paydası

15 Temmuz darbe girişimi sonrası bir yandan meydanlardaki demokrasi şölenleri sürerken, şölen dışı zamanlar, şimdilerde FETÖ/PDY adı verilen, bir zamanların Gülen cemaati dışındaki muhalif isimlerin gözaltı ve tutuklanma operasyonlarıyla akıyor. Her gün yeni bir akıl almazlığın vaka-i adiye olarak yaşandığı memlekette, her kesimin değişmez suçlama tutkalı olarak Ermenileri yâd etmek, yapabileceğim tek şey olsa gerek. 

Önce kelimenin gerçek anlamıyla kırk yılın bir başı gittiğim Kınalı Ada’da Cuma gecesiyle yaşanan tabloyla başlayayım. Adaya vapur ve motorlarla akın eden demokrasi şöleni katılımcıları bir zamanlar hepsi ayrı mitinglerin sloganı olan bir repertuvarı ortaklaştırmış olarak karşımıza çıktı. Şöyle ki, ya Allah bismillah Allahu ekber’den ceddin deden neslin baban mehter marşına, oradan solu almadan onuncu yıl marşına, oradan istiklal marşına arada Recep Tayyip Erdoğan sloganlarına, yine arada “Çok güzelsin Kınalı Ada” şeklindeki adeta pop konseri nidalarına çok geniş bir yelpazede havalandı durdu ada havası. Ağırlıklı olarak Ermeni nüfustan müteşekkil Kınalı Ada sakinleri için bu seslerin çağrışımı pek demokrasi değil, daha ziyade tarihi travmalar.

Tarihi tarihçilere bırakmaya meyyal ülkemizde travma dediğin de tarihi kalamıyor, zira aslında cezasızlıkla kuşatılmış katliam, faili meçhul ve suikastlar üzerinden bizzat bugünümüzü belirliyor. Sayıları hayli azalmış olsa da Ermenilerin bu konudaki simgesel ağırlığıysa doğrusu takdire şayan. Mevzubahis Ermenilerse, devlet refleksi gereği birbirine düşman kesimler bile ortaklaşabiliyor. Öcüyü tarif etmek için Ermeni’den daha işlevsel bir payda mı var şu memlekette?

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı AKPli İbrahim Karaosmanoğlu, Gülen cemaati mensuplarına yönelik nefreti ifade etmek için “Devletin kadrolarında gerek belediyede, sağlıkta, emniyette devletin kadrolarında bulunmaları bizim için de yüz karasıdır. Bizim için Fransız İngiliz, hatta doğudaki Ermeni bunlardan daha değerlidir” demeyi tercih etmişti, hatırlarsanız. Derken Osmanlı Ocakları’nın ‘Fetullah Gülen öz be öz Ermeni'dir. Kardeşinin adı Mesih, annesinin ismi ‘Rabin’dir” açıklaması geldi.

'Demokrasi Nöbeti' olarak adlandırılan 7 Ağustos’taki Yenikapı mitingindeyse Ermeni, Rum, Süryani ve Musevi toplumundan davet edilen dini ve sivil önderlerin önünde devlet söyleminin güzide örnekleri sergilendi. MHP Genel Başkanı Bahçeli “Bizanslı Diyojen’in nesli fırsat kollamaktadır. Tekfurların varisleri devrededir, İstanbul’u kaybeden Konstantin’in torunları iştahla dağılmamızı beklemektedir. Nene Hatun, Aziziye tabyalarından sökülüp atılan Ermeni çeteleri karşısında nasıl devleşmişse, bizler de Türkiye karşıtı cepheye öyle hareket etmeliyiz” derken, Başbakan Binali Yıldırım “Bu topraklara Haçlı seferleri yaptılar. 100 yıl önce bu toprakları işgal ettiler ama biz oradan tek bir millet olarak doğduk” diye konuştu.

İşin trajikomik yanı, Ermenilerin işlevsel kullanımı Gülen Cemaati cephesinde de geçerliydi. Cemaate yakınlığından dolayı babası Mehmet Kanter tarafından evlatlıktan reddedilen Amerikan basketbol ligi NBA oyuncusu Enes Kanter, “Hocaefendi yolunda anam, babam, kardeşlerim, tüm sülalem feda olsun. Biz bu hizmeti sokakta bulmadık ki birkaç 'Pakrudin' dönme yüzünden bırakalım" şeklinde karşılık verdi.

Bahsi geçen Pakrudin, 885-1045 yılları arası Doğu Anadolu'da hüküm sürmüş eski bir Ermeni hanedanlığı olan Pakraduniler! Tarih sahnesinden kopup deforme edilmiş bir isimle küfür haline geleceklerini tahmin edemezlerdi herhalde. Ama bu zamanın ve bu toprağın vatandaşı olan bizler açısından nedense tahmin etmek hiç güç değil. Şimdinin iki ezeli düşmanı da, devlet adına  konuştuklarını varsayanlar da söze Ermenisiz başlayamıyor. Bir nevi şartlı refleks.

Tam da bu sebeple ben darbenin ucundan döndüğümüz bir dönemin otomatik olarak demokrasiye tahvil edilemeyişinin en kuvvetli kanıtını, bu tarihi ve modası hiç geçmez Ermeni refleksinde buluyorum. Geriye kalıyor takvimin her gününü inatla yinelenen sorulara dönüştürmek ve demokrasiyi başka yerlerde aramak: “Av. Ramazan Demir ve Av. Ayşe Acinikli mesleki faaliyetleri nedeniyle … gündür tutsak. ÖHDli avukatlara özgürlük… Sağ aldınız, sağ istiyoruz. 27 Mayıs’ta gözaltına alındı. Hurşit Külter nerede?..”