Pandemi döneminde insan hakları ihlalleri

Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Mayıs ayında “Covid-19 Salgını Sürecinde Hak İhlalleri” başlıklı bir rapor yayınladı. Rapor 11 Mart – 10 Mayıs 2020 tarifleri arasında Covid-19 salgını ile ilişkili hak ihlallerine yönelik bir rapor. Çalışma, geride kalmış bir dönemi ele almış ve yeni hak ihlalleri yaşanmış olsa da sadece 2 aylık süreçte bile neler yaşandığını görmek açısından bir fikir veriyor. Bu rapordan bazı bölümleri paylaşıyoruz. Raporun tamamına https://tihv.org.tr/basin-aciklamalari/11-mart-10-mayis-2020-arasinda-covid-19-salgini-ile-iliskili-hak-ihlalleri-raporu-yayinlandi/ adresinden ulaşılabilir.

*Alınan sokağa çıkma yasakları, diğer tedbir ve kısıtlamalara uymadıkları gerekçesiyle 58’i polis/bekçi tarafından, 3’ü belediye zabıtaları tarafından olmak üzere toplam 61 kişi şiddete/işkence ve kötü muameleye maruz kaldı, 2 kişi de maruz kaldığı şiddet sonucu hastaneye kaldırıldı. Bir gazete binasına ise kimliği belirsiz kişiler tarafından silahlı saldırıda bulunuldu.

* Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) Ruhsal Travma ve Afet Çalışma Birimi tarafından hazırlanan “Covid-19 ve Damgalama” 8 başlıklı çalışmada “(…) Özellikle bulaşıcı hastalıklarda, hastalıkla ilişkilendirilen bir bağlantı nedeniyle insanlar damgalanır, gerçekçi olmayan ya da gerçeğin çarpıtıldığı bilgilerle basmakalıp düşünceler dolaşıma girer ve hedefteki insanlar ayrımcılığa maruz kalır. Daha önceden ayrımcılığa maruz kalan gruplar ise salgın dönemlerinde damgalamanın hedefinde yer alabilir; beyaz ırktan olmayanlar, yaşlılar, mülteciler, eğitim düzeyi düşük olanlar, yoksullar vb.” denilmektedir. Daha küresel salgın ilanının çok öncesinde Çinli oldukları düşünülen yabancılara yöneltilen bu tarz damgalama, suçlama ve dışlama mekanizmaları Covid-19 vakalarının Türkiye’de de görülmesi ile birlikte yaygınlık kazandı ve farklı gruplara yönelik ayrımcılığın ve nefret söyleminin yaygınlaşmasına yol açtı. 65 yaş üzeri ve kronik rahatsızlığı bulunan yurttaşlara getirilen sokağa çıkma yasağı toplumda salgından etkilenecek tek kesimin yaşlılar olduğu gibi yanlış kanıya yol açtı.

*‘7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikten sadece eleştirel veya muhalif görüşlerini ifade edenler de dahil olmak üzere yeterli yasal dayanak olmadan alıkonulan gazeteciler, akademisyenler, insan hakları savunucuları, avukatlar ve seçilmiş siyasiler yararlanamamışlardır. Her ne kadar 90 bin gibi bir rakam telaffuz edilmekteyse de infaz yasasında yapılan değişikliklerden yararlananların sayısı yetkililer tarafın kamuoyu ile henüz paylaşılmamıştır. Bu nedenle cezaevleri nüfusunda yeterli bir azaltmanın yapılarak salgınla mücadelenin gerektirdiği koşulların sağlanıp sağlanmadığı maalesef bilinmemektedir. 10 Mayıs 2020 tarihi itibariyle cezaevlerinde Covid-19 nedeniyle 4 mahpusun öldüğü kesinlik kazanmıştır. Bir mahpusun bilgisi yakınlarının ölüm haberini basın ile paylaması üzerine kesinlik kazanırken üç mahpusun öldüğü bilgisi ise Adalet Bakanı tarafından açıklanmıştır. Ancak ölen üç mahpusun isimleri ve hangi cezaevinde tutuldukları belirtilmemiştir. Paylaşılan tek bilgi ölenlerin açık cezaevlerinde tutulu bulunduklarıdır. Covid - 19 nedeniyle yaşamını yitiren mahpusların gerçek sayısına dair yetkililerin şeffaflıktan kaçınmaları ve bilgi paylaşanlara yönelik baskıcı bir tutum içinde olmaları ister istemez kaygıları daha da arttırmaktadır. 

*Covid-19 salgını ile mücadele kapsamında alınan önlemler ve sokağa çıkma yasakları sonucu toplumun evde geçirdiği sürenin artması, yanı sıra basın üzerindeki iktidar baskısı ve denetimi, şeffaf olmayan kriz yönetimi gibi nedenler toplumu bilgi edinmek için elde kalan tek mecraya, yani sosyal medyaya yöneltti. Özellikle de salgın ile ilgili sosyal medya paylaşımlarında büyük bir artış oldu. Buna paralel olarak ‘halkı korku, panik ve endişeye sevk etmek’, ‘yetkili ve sorumlu kuruluşlar ile kişileri kamuoyu nezdinde hedef göstermeyi amaçlamak’, ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek’, ‘kanunlara uymamaya tahrik’ gibi gerekçeler ile söz konusu paylaşımlar hakkında inceleme başlatıldı ve çok sayıda kişi gözaltına alındı. Covid-19 salgını ile ilgili yaptıkları haberler ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek gazeteciler hakkında soruşturmalar başlatıldı, en az 11 gazeteci gözaltına alındı, 1 gazeteci ise tutuklandı. Bu süreçte 3 ildeki Tabip Odası ile 2 ildeki Baro hakkında soruşturmalar açıldı, 2 Tabip Odası yönetici gözaltına alındı. Bu süreçte 2 milletvekiline Covid-19 ile ilgili yaptıkları açıklamalar gerekçe gösterilerek soruşturma açıldı.

*İlk Covid-19 vakasının kamuoyuna açıklandığı 11 Mart 2020 tarihinden 10 Mayıs 2020 tarihine kadar, salgına yönelik önlemlere dair yapılmak istenen eleştirel içerikli basın açıklaması vb. 8 etkinliğe polis müdahale etti ve bu müdahalelerde 42 kişi gözaltına alındı. Sokağa çıkma yasağı ilan edilen 1 Mayıs günü ve öncesinde, Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlamak üzere yapılmak istenen en az 10 etkinliğe polis müdahale etti ve en az 64 kişi gözaltına alındı.

Kategoriler

Kitap ԳԻՐՔ