İki Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi tahliye edildi

94 gündür tutuklu bulunan Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri Caner Perit Özen ile Enis Berke Gök'ün, haftalık imza şartı ve yurt dışı çıkış yasağı getirilerek tahliye edilmesine karar verildi.

Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne yapılan atamaları protesto etmek için 4 Ekim 2021 tarihinde, kampüste yaptıkları eylem sırasında gözaltına alınan öğrencilerden Enis Berke Gök ve Caner Perit Özen 6 Ekim’de tutuklanmıştı. 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14 öğrenci hakkında düzenlenen iddianameyi kabul etmesinin ardından yargılama bugün yapıldı. Yargılanan öğrencilere haftalık imza şartı ve yurt dışı çıkış yasağı getirilerek tahliye edilmesine karar verildi.

İddianamede, 6 Ekim’den bu yana tutuklu bulunan Ersin Berke Gök ile Caner Perit Özen’in de aralarında bulunduğu toplamda 14 öğrenci hakkında; "Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak, ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama", "Kişiyi, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle birden fazla kişiyle hürriyetinden yoksun kılma", "görevi yaptırmamak için direnme" ve "kara ulaşım araçlarını kaçırma veya alıkoyma" suçlarından 5 yıl 3’er aydan 25 yıl 6’şar aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edilmişti.

Tutuklu öğrencilerden Caner Perit Özen savunmasında şunları söyledi:

"Olayın gerçekleştiği gün 4 Ekim’de okula gittim. Okulda zaman geçirdikten sonra Naci İnci, rektörlük binasından çıkış yapıyordu. Biz de tepki gösterdik. Okulda bu tarz manzaralara Melih Bulu atandıktan sonra her gün rastlayabilirdiniz. Herhangi bir sıkıntı yaşamadım olay sırasında evime gidecektim. Twitter’da Recep Tayyip Erdoğan açıklama yapmış, ‘bunlar gizli teröristlerdir, bunları üniversitede okutmayacağız’ diyordu. Sonra yokuş çıkmaya başladım, evim yaklaşık iki dakika uzaklıkta. Etrafımı 10 tane erkek çevirdi, buyurun dedim arabaya bindirdiler. Sebebini söyleyin dedim, söylemek zorunda değiliz diyerek zorla bindirdiler. Mukavemet göstermedim, ters kelepçe işkencesine maruz kaldım."

"(Naci İnci) Kendisine hiçbir müdahalede bulunmadım, güvenliğin araca binmesine engel olmadım. 5 metre arkasındaydım aracın. Ama iddianamede aracı engellemeye çalıştığım, önüne geçtiğim söyleniyor. Kamu görevlisine muhalefet suçu; ben aracın 5 metre arkasındayken bir arbede başladı, onu gördüm alana yaklaşmadım. Birkaç saniye geçtikten sonra insanları sakinleştirmek amacıyla alana yöneldim. Yöneldiğim sırada bir arbede daha oldu. Arasında kaldım ama bilinçli olarak bir şahsa karşı kasıtlı bir eylemde bulunmadım.”

" İddianamedeki 4. iddiayı görünce inanamadım. ‘Kara ulaşım araçlarını alıkoyma ve kaçırma.’ Sabaha kadar güldüm buna. Başka bir şey denir mi bilmiyorum. Bunun için iddia makamına teşekkür ediyorum. Naci İnci’nin, yandaş bir kanalda boy gösterip 'Vandal' dediğini duydum. Bu kişi düzenli olarak özel güvenliği öğrencilerin üzerine saldırtan, hocaları engelleyen biridir. Eğer ortada bir vandal varsa vandal ben değilim. Okula atanan tüm kayyımlar tek bir kişiden emir alıp uygulayıcısı konumundadır. Kendilerine karşı özel bir eylemde bulunmam mümkün değildir. Tutsaklığım kesinlikle siyasidir. Biz mücadele etmeye devam ettik, herhangi bir suç işlemedik"

(Anka)

Kategoriler

Güncel