OHANNES KILIÇDAĞI

Ohannes Kılıçdağı

MUHALEFET ŞERHİ

Ermeni toplumunun kurumları ne için, kimin için var?

Ermeni toplumunun nüfusunun zaten az olduğu düşünülecek olursa, hastaneye bakım için başvurmuş hiçbir yaşlı Ermeni’nin geri çevrilmemesi gerekir. Kanımca Ermeni toplumu hastanelerinin birincil işlevi yaşlı ve bakıma muhtaç kimselerin bakımı olmalıdır. Yılların bizim için ne hazırladığını, hayatın belki de en kırılgan dönemi olan yaşlılığımızda bizi nelerin beklediğini bilemeyiz.

İki hafta önceki Agos’ta, Karin Ataoğlu’nun çok önemli bir konuyu, Ermeni toplumunun okullarının farklı ve özel öğrencileri kapsayacak kadar kapsayıcı olup olmadığını ele aldığı bir yazı yayımlandı. Karin Ataoğlu meseleyi gündeme getirerek çok doğru bir iş yaptı, çünkü hepimizi ilgilendiren, hepimizin derdi olması gereken bir konu bu. Yalnız okullar ve öğrencilerle de sınırlı değil; benzer bir kapsayıcılık tartışmasının Ermeni toplumunun hastaneleri için de yapılması gerekiyor. 

Bazı öğrencilerin, otizm gibi özel durumlarından veya fiziksel engellerinden dolayı Ermeni toplumunun okullarına alınmadığı biliniyor. Okulların kimi kontenjan olmadığını, kimi bu türde özel ihtiyaçları olan öğrencileri okutacak pedagojik veya fiziksel donanımı olmadığını söylüyormuş ama bunlar özür değil, başka eksiklikler olabilir ancak. Bu imkânların –eğer yok iseler– neden var olmadığının sorgulanması ve temin edilmesi gerekiyor. Bu çocukların da her çocuk gibi eğitim hakkı vardır ve Ermeni toplumu bunu sağlamak zorundadır. Tabii, kabahati sadece okul yönetimlerine yükleyip meseleden sıyrılamayız. Bizim çocuğumuz ‘sıradan’ diye, ‘özel’ çocukları görmezden gelemeyiz. Başta vakıf yöneticileri olmak üzere hepimizin sorumluluğu var. En azından bu meseleyi dert edinmeli, gündemimize almalıyız. Bu tür durumlarla karşılamış özel çocuklar ve aileleri, deneyimlerini paylaşmak isterlerse eminim, başta Agos olmak üzere, basın organlarında kendilerine yer bulacaklardır. 

Bu ve eğitimle ilgili daha birçok başka sorunu çözmek için tüm okul idarecilerinin, uzmanların bir araya gelerek koordinasyon içinde çalışması gerekiyor ki bu da Ermeni toplumunda adına ‘eğitim komisyonu’ denebilecek bir yapının eşgüdümünde bir eğitim reformuna girişilmesinin ne kadar elzem olduğunu gösteriyor. Tabii, bu çocukların eğitim hakkına kavuşabilmeleri için bu reformun sonuçlanmasını bekleyemeyiz, mevcut imkânlar dâhilinde neler yapılabileceğini konuşmak gerekir. Niyet ve irade olduktan sonra, mutlaka bir yol bulunur. 

Okuldaki diğer öğrencilerin velilerinden özel öğrencilerin sınıflarda bulunmasına itiraz gelebildiğini de biliyoruz. Bu çok yanlış ve ezbere bir tutum. Düşünüldüğünün aksine, çocuğunuzun sınıfında böyle özel bir çocuk bulunması, sizin çocuğunuzun ruhsal ve duygusal gelişimi için de olumlu bir durum olabilir. Farklı insanlık hâllerini ve bunların ‘normal’ olduğunu erken yaşta öğrenebilir, hayata ve insanlara karşı daha geniş bir ufuk ve anlayışı, empati gibi duyguları erken yaşta edinebilirler; tüm bunlar iyi insan olmanın özelliklerindendir. Aslında bu sizler, yani veliler için de bir fırsattır. Dolayısıyla, çocuğunuzun sınıfında böyle özel bir çocuk olması kaçınacağınız değil teşvik edeceğiniz bir durum bile olabilir. Yapacağınız şey okul yönetimine ve uzmanlara danışarak nasıl işbirliğinde bulunabileceğinizi öğrenmektir. 

Gelelim hastane konusuna. Zaman zaman, Ermeni toplumu üyesi yaşlı ve bakıma muhtaç kimselerin Yedikule Surp Pırgiç Hastanesi yönetimi tarafından geri çevrildiğini duyuyoruz. Ermeni toplumunun nüfusunun zaten az olduğu düşünülecek olursa, hastaneye bakım için başvurmuş hiçbir yaşlı Ermeni’nin geri çevrilmemesi gerekir. Kanımca Ermeni toplumu hastanelerinin birincil işlevi yaşlı ve bakıma muhtaç kimselerin bakımı olmalıdır. Yılların bizim için ne hazırladığını, hayatın belki de en kırılgan dönemi olan yaşlılığımızda bizi nelerin beklediğini bilemeyiz. Ermeni toplumunun her üyesi yaşlılık döneminde ortada kalmayacağını bilmeli, bunun verdiği güven ve huzur hissini yaşamalıdır. Ermeni toplumunun hastanelerinin, misal, ileri tedavi teknikleri konusunda büyük sermaye grubu hastaneleriyle aşık atması, rekabete girmesi mutlak bir gereklilik değildir. Tabii ki, hastanelerde son teknoloji makinalar bulunmasına, en ileri tedavi tekniklerinin uygulanmasına kimse itiraz edemez. Fakat hepsi birden olmuyorsa, finansal ve insani kaynaklar hepsine birden yetmiyorsa, öncelik, bir sosyal hizmet olan yaşlı bakımı olmalıdır; Ermeni toplumu için kendi hastanesinin yaratacağı fark budur. Dolayısıyla, hastane yönetimleri de stratejilerini hiçbir yaşlıyı kapıdan çevirmeyecek şekilde kurmalıdırlar. 

Aslında okul ve hastane özelinde tartıştığımız bu durumların ve yetersizliklerin bizi getirdiği soru, başlıktaki sorudur: Ermeni kurumları ne için ve kimin için var?