UCLA Üniversitesi profesörlerinden Taner Akçam'ın Aras Yayınları tarafından daha önce Türkçe yayınlanan "Yüzyıllık Apartheid" çalışması, Ermeniceye çevrildi.
UCLA Üniversitesi bünyesindeki Promise Ermeni Enstitüsü’nde Ermeni Soykırımı Araştırma Programı Direktörlüğü görevini yürüten Prof. Dr. Taner Akçam'ın 2023'te Aras Yayınları'ndan çıkan "Yüzyıllık Apartheid 1918-1923 Türkiyesi: Bağımsızlık ve Apartheid Rejiminin İnşası” adlı kitabı, Ermenistan'da Ermenice olarak yayınlandı.
"Newmag" Yayınevi tarafından yayımlanan kitapta Akçam, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş tarihine yeni bir yaklaşım öneriyor. Akçam’a göre, Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren Türkiye’de bir apartheid (Irksal ayrımcılığa dayalı bir ayrımcılık politikası) sistemi uygulanmakta ve bu sistem hatta günümüzde de azınlıklara karşı kullanılıyor.
Kitabın Ermeniceye çevirisi Türkolog Meline Anumyan tarafından yapıldı. Kitap tanıtımı 23 Nisan 2025 saat 19.00’da Yerevan’da yapılacak. Kitabın tanıtımına Prof. Dr. Taner Akçam da katılacak.
Kitabın arka kapağından
Türkiye’nin hukuk sistemi ve devlet kurumlarını saran kültür kuruluştan bu yana vatandaşları üç kategoriye ayırdı. Hiyerarşinin en üstünde Sünni Müslüman Türk vatandaşlar bulunur. Gelibolu mebusu Celal Nuri Bey, Meclis’te 1924 Anayasası’nın vatandaşlıkla ilgili 88. maddesinin tartışılması sırasında bunu çok açık ifade eder: “Bizim öz vatandaşımız, Müslüman, Hanefiyül mezhep, Türkçe konuşur bir zattır.” İkinci, yani orta tabaka, Aleviler ve Türk olmayan diğer Müslümanlardır (Kürtler, Çerkesler vb.); üçüncü ve en alt tabakayı ise Hıristiyanlar ve Yahudiler oluşturur. Bu katagorileri Türk usulü bir “kast sistemi” olarak tanımlamak yanlış olmayacaktır.
Elbette tarihi daha geriye, Osmanlı millet sistemine götürebiliriz ama Apartheid, modern Türkiye’nin başlangıcı sayılan yeni Meclis’in Nisan 1920’den itibaren çıkardığı bir dizi açık veya gizli kanun ve kararnameyle kurulmuştur. Bu kanun ve kararnamelerin çoğu bugün dahi yürürlüktedir. Yürürlükte olmadıkları durumlarda ise bunların yanlışlığı konusunda en küçük bir hesaplaşma yaşanmamış, hem de bu kanunların ruhu kurumsal olarak gizli iç yazışmalarla yaşamaya devam etmiştir.
Taner Akçam kimdir?
1953’te Ardahan’da doğdu. Sorumlu yazıişleri müdürü olduğu Devrimci Gençlik dergisindeki yazıları nedeniyle Mart 1976’da on yıla yakın hapis cezasına mahkûm edildi. Mart 1977’de Ankara Merkez Cezaevi’nden firar etti. 1988’de Hamburg Sosyal Araştırmalar Enstitüsü’nde şiddet, kültür ve insan hakları konularında çalışmaya başladı. 1991’de yayımlanan Türk Ulusal Kimliği ve Ermeni Sorunu (İletişim Yayınları), Ermeni sorunu etrafındaki çalışmalarının başlangıcına denk düşer. 1996’da Hannover Üniversitesi’nden sosyoloji ve tarih doktorası alan Akçam, Ermeni Soykırımı ve Türk milliyetçiliği konusunda çok sayıda çalışmaya imza attı. Çalışmalarını uzun yıllar Clark Üniversitesi Tarih Bölümü Holokost ve Soykırım Çalışmaları Merkezi’nde bulunan Kaloosdian/Mugar kürsüsünde sürdürdü. Halen UCLA bünyesindeki Promise Ermeni Enstitüsü’nde Ermeni Soykırımı Araştırma Programı direktörlüğü görevini yürütüyor.
Yayımlanmış Türkçe kitaplarından bazıları: İnsan Hakları ve Ermeni Sorunu (Ankara: İmge, 1996); ‘Ermeni Meselesi Hallolunmuştur’ (İstanbul: İletişim, 2008); Kanunların Ruhu, Ümit Kurt ile birlikte (İstanbul: İletişim, 2012); Ermenilerin Zorla Müslümanlaştırılması (İstanbul: İletişim, 2015); Naim Efendi’nin Hatıratı ve Talat Paşa Telgrafları (İstanbul: İletişim, 2018); Ermeni Soykırımı’nın Kısa Bir Tarihi (İstanbul: Aras, 2021).