YETVART DANZİKYAN

Yetvart Danzikyan

KARDEŞÇESİNE

Erdoğan’ın yeniden adaylığı: Söylenenler, olanlar

Erdoğan’ın yeniden aday olmak gibi bir derdi yokmuş. Belki onun yok ama MHP lideri Bahçeli ile birlikte kurduğu rejimin ya da “sistem”in ona ihtiyacı var. Yoksa yargı, emniyet, orduda ve istihbarattaki hükümet hâkimiyeti nasıl devam ettirilecek? Ekonomide doğayı ve dar gelirliyi sömürmek, birilerini palazlandırmak üzere kurulmuş düzen nasıl devam ettirilecek? Semirmekte olan belli başlı patronların düzeninin bozulmaması nasıl sağlanacak? Onlar Erdoğan olmazsa yerlerinde duramazlar. Dolayısıyla onların yeniden adaylık derdi var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlamış. Daha doğrusu son zamanlarda olageldiği üzere yanıtlara soru bulunmuş. İlginç açıklamaları olmuş Erdoğan’ın, hem İmralı süreci, hem yeniden adaylık, hem de ekonomik durum üzerine. Önce Erdoğan’ın söylediklerinden birkaç pasaj aktaralım: 

“Silah vesayetinden kurtuldukça, DEM Parti de siyasi mücadelesini çok daha farklı bir şekilde sürdürme fırsatını yakalıyor. Mecliste 50’nin üzerinde milletvekilleri bulunuyor. Siyaseti çok daha güçlü bir şekilde sürdürebilmesi DEM’e yeni avantajlar sağlayacaktır. DEM’in de yeni dönemde farkını ortaya koyması hem kendi tabanları için, hem ülkemiz için hayırlı olacaktır.”

“Artık darbecilerin değil, sivillerin ortaya koyduğu bir anayasaya ihtiyacımız var. Bunun için de AK Parti olarak biz bir çalışma yapıyoruz. Bununla ilgili bazı arkadaşlarımıza görevler de verdik. Bütün mesele, acaba Cumhuriyet Halk Partisi de bizlerle ortak, müşterek bir sivil anayasa yapma yolculuğuna çıkar mı? Önemli olan bu. Diyoruz ki; gelin el ele verelim. Komisyonlarımızı kuralım ve bu komisyonlarla beraber sivil anayasayı bir an önce oluşturalım ve milletimize takdim edelim. Hem milli olsun hem yerli olsun. Böyle bir anayasayı inşallah Türkiye görsün, yaşasın.”

“Yeni anayasayı kendimiz için değil, ülkemiz için istiyoruz. Benim tekrar seçilme veya tekrar aday olma gibi bir derdim yok. Atacağımız adımlarla ülkemizin itibarını nasıl yükseltiriz, derdimiz bu. Şu anda artık Türkiye'nin milli geliri hamdolsun güçlü bir konuma ulaştı. Göreve geldiğimizde rakamlar neydi, şu anda rakamlar nerede?”

Bu sözleri okuyunca Demirel’in meşhur “Kendim için bir şey istiyorsam namerdim” sözü aklıma geldi. Bilindiği gibi Demirel bu sözü 1986’da  bir öğrencinin “İleride Cumhurbaşkanı olacak mısınız?” sorusu karşısında söylemişti. Demirel’in Cumhurbaşkanı olma hakkı elbette vardı, zaten o dönemde 12 Eylül darbecilerinin getirdiği siyasi yasaklar sürüyordu, ama Demirel’in bu doğal hakkını bu şekilde söylemesi hafızalara kazındı. 

Erdoğan, başbakanlık dönemlerini bir yana bırakalım, üç kez halk oyuyla cumhurbaşkanı seçildi. Son ikisi “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne göre yapıldı, Yoksa aslında cumhurbaşkanını halkın seçmesine yol açan ve referandumla gelen anayasa değişikliğinde cumhurbaşkanına “iki dönem” hakkı tanınmıştı, yani üçüncü kez cumhurbaşkanı olması hem yasal hem de etik olarak uygun değildi.

Ancak arada bir kez daha referanduma gidilerek “Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi”ne geçilince AKP’ye ve hâkimlere göre “Taksimetre yeniden açıldı” ve Erdoğan üçüncü kez cumhurbaşkanı seçildi, CHP de buna hukuken itiraz etmedi. Bunu da “Şimdi yine kendilerini mağdur pozisyonuna sokacaklar, ellerine koz vermeyelim” argümanıyla açıkladılar. Bu argüman hâlâ tartışılır. 

Her neyse artık Erdoğan’ın aday olma şansı yok. O iki dönem de bitiyor. Taksimetrenin yeniden açılması için yine anayasa değişikliği gerekiyor. İmralı sürecinin barış getirmesi, akan kanın, acıların dinmesi, elbette ki Kürt meselesinde adil bir barış ve çözüm isteyen, talep eden, bunun için mücadele eden herkesin beklentisi.  

Zaten uçaktaki açıklamalara dikkat ederseniz DEM Parti’ye bir mektup var. Şunu söylüyor değilim: Kürt seçmenlerin de beklentisini karşılayacak ve belli hukuki garantiler taşıyan bir barış süreci karşısında DEM Parti  AKP’ye yeni bir anayasa için destek verecekse versin. Buna hiç itirazım yok. Hatta bu yeni anayasa Erdoğan’a yeniden aday olma hakkı tanıyacaksa da tanısın. DEM Parti’nin vereceği muhtemel bir destek açısından buna da itirazım yok. 

Ama Erdoğan’ın ve MHP'nin yön verdiği yargı, Erdoğan’ın en güçlü rakibini, yani CHP’nin Cumhurbaşkanı adayını kurmaca suçlamalarla hapse atıyorsa, Erdoğan bir de üstüne çıkıp “Darbecilerin anayasası”ndan bahsediyorsa buradaki çelişkiye nasıl dikkat çekmeyiz? 

Bir de şu var:  Erdoğan’ın yeniden aday olmak gibi bir derdi yokmuş. Belki onun yok ama MHP lideri Bahçeli ile birlikte kurduğu rejimin ya da “sistem”in ona ihtiyacı var. Yoksa yargı, emniyet,  orduda ve istihbarattaki hükümet hâkimiyeti nasıl devam ettirilecek? Ekonomide doğayı ve dar gelirliyi sömürmek, birilerini palazlandırmak üzere kurulmuş düzen nasıl devam ettirilecek? Semirmekte olan belli başlı patronların düzeninin bozulmaması nasıl sağlanacak? Onlar Erdoğan olmazsa yerlerinde duramazlar. Dolayısıyla onların yeniden adaylık derdi var. 

Her neyse adil bir seçimde kararı halk verecek. Yeter ki adayların önü kapanmasın, siyasetçiler kurmaca gerekçelerle hapiste tutulmasın. Bunun garantisini verebiliyorsanız buyurun aday olun sayın Erdoğan.