‘Politik Ekonominin Yeni Bir Eleştirisi İçin’ Fransız filozof Bernard Steigler'in 2008 yılında ortaya çıkan ve günümüzde de tüm sıcaklığıyla hissettiğimiz küresel ekonomik kriz ve diğer tüm çağdaş politik ekonomi üzerine dönen tartışmalara bir şekilde müdahil olmak için ortaya koyduğu bir çalışma olarak tarif edilebilir. 86 sayfalık küçük hacimli bir kitap olmasına rağmen politik ekonomi disiplininde tartışılagelmiş pek çok konuya da değiniyor.
Fatih Gökhan Diler
fgdiler@agos.com.tr
2. Dünya Savaşı’ndan bu yana
Stiegler'in yeni eleştirisinde yazarın esas olarak ortaya koymak istediği iki mesele var. İlki ‘68 dönemi sonrası Avrupa felsefesinin temel taşları olan Derrida, Foucault, Badiou gibi isimlerin iktisat disiplinini temel alan bir düşünce biçimini reddetmesine karşın Steigler'in sınai üretim, tüketim ve sanayileşme gibi konuların güncel tezahürlerini öne çıkarması. Öyle ki Steigler, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana politik ekonomi alanında yeni bir önermenin bulunmadığını söyleyecek kadar ileriye gidiyor. 2008’de yaşanan ekonomik kriz bu açıdan Fransız filozofa bir eleştiri imkanı sunuyor olsa da ve giriştiği tartışmayı bir anlamda zihin açıcı olarak kabul etmek gerekse de oldukça geniş bir dönemin eleştirisini bu denli kısa bir kitapta okumak yorucu olabiliyor. Bu anlamda naçizane bir eleştirim Steigler en azından Frankfurt Okulu veya Durumculuk akımı gibi odakların politik ekonomiye katkılarını yeni eleştirisinde değerlendirmiş olsaydı.
Politik Ekonominin Yeni Bir Eleştirisi İçin
Bernard Steigler |
Marx’a eleştiri
Politik ekonominin yeni bir eleştirisi için Steigler'in tartışmaya açtığı ikinci konu Karl Marx'ın 1844 Ekonomik ve Felsefi Elyazmaları'nda ortaya koyduğu bir takım prensipler. Marx ve Engels'in 21. yüzyıl kapitalizmi için ön göremediği bazı durumları kavramak açısından Steigler'in eseri faydalı olabilir ancak bu denli küçük ölçekli bir kitapta Marx'ın temel önermelerini sorgulamak oldukça zor bir iş. Bu açıdan Steigler çok iddialı bir girişimde bulunuyor.
Fransız filozof esas olarak emeğin 21. yüzyıl'daki tanımı sorununa ve “Marx'ın gelişini göremediği arzu ve arzu ekonomisiyle doğrudan bağlantılı olarak yeniden kurgulanan tüketim sorununa” eğiliyor. Steigler'in 2008 yılında ortaya çıkan ekonomik kriz temelinde Karl Marx'ın proleterleşme, emeğin yabancılaşması gibi kavramlarıyla giriştiği mücadele politik ekonomiyle ilgilenenler için ilgi çekici olabilir.
Son olarak, Bernard Steigler'in Politik Ekonominin Yeni Bir Eleştirisi kitabının genel olarak çeviri sorunu yaşadığını söyleyebilirim. Öncelikle Türkçe'ye tercümesi kitabı orijinal metne kıyasla daha zor okunur bir hale getirmiş. Politik ekonomi terimlerine hakim olmayan okuyucuların kitaba harcadığı mesai artabilir. Diğer yandan örneğin Husserl gibi daha önce Türkçe'ye tercüme edilmiş ve ürettiği içeriğin çoğu Türkçe pek çok makalede kullanılmış olan bir yazarın terimlerinin yeniden farklı şekilde çevrilmiş olması terimlere hakim okuyucular için dahi sorun yaratıyor.
AGOS kitapkirk 52 (Şubat 2013)