Kürtler barışa oy verdi

30 Mart seçimlerinin sonuçlarını sosyolog Vahap Coşkun BDP/HDP ekseninde inceledi.

 

VAHAP COŞKUN

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi, PKK’nin silahlı mücadeleye başladığı 1984’ten beri en huzurlu seçimi yaşadı. Bunun önemli bir kazanım olduğunun altını çizmek gerekir. 2014 seçimlerinin Doğu ve Güneydoğu için –başlıca- iki önemli sonucu oldu: Birincisi, BDP ve AKP’ye dayanan iki partili siyasi yapısının daha da konsolide olmasıdır. İkincisi, çözüm sürecine halkın verdiği desteğin sandığa yansımasıdır. Sandıktan sadece sürecin iki aktörü olan BDP ve AKP çıktı. Halk hem Doğu’da, hem Batı’da çözü iradesini ortaya koydu. Doğu’da BDP ve AKP’ye yüzde 90’ın üzerinde bir destek vererek bu partilerin politikalarında somutlaşan çözüm perspektifini onayladığını gösterdi. Batı’da ise AKP, pek çok ilde oyunu artırdı. Dolayısıyla demokratik bir çözüme yönelmesi halinde AKP’nin muhafazakâr-milliyetçi tabanından tepki göreceği ve oylarının düşeceği tezi –bir kez daha- çöktü. Süreci derinleştirmek için artık herhangi bir engel ve bahane yok. Bu nedenle hükümet, süreci güçlendirecek fiili ve yasal düzenlemeleri bir an önce gerçekleştirmelidir.

Seçimin sonuçlarına baktığımzda BDP’nin oylarını arzu ettiği ölçüde yükseltemediğini görüyoruz. BDP siyasi geleneğinin Türkiye genelinde psikolojik bir eşiği var. Genel ve yerel seçimlerde bu gelenekten gelen partiler, bir türlü yüzde 7’yi aşıp daha geniş bir taban üzerine oturamadılar. Bu seçimde BDP’nin beklentisi yüzde 8’lere yaklaşan bir oy kazanmaktı. Ama neticede de BDP, HDP ve siyasi yasağı nedeniyle Mardin’de seçimlere bağımsız giren Ahmet Türk’ün aldığı oylar toplandığında yüzde 6.5 oy alabildi.

Belediye sayısına dikkat

Öte yandan BDP’nin kazandığı belediye sayısında dikkate değer artış oldu. Seçimlere girerken BDP, biri büyükşehir, yedisi şehir olmak üzere toplam sekiz belediyeyi yönetiyordu. 30 Mart’ın ardından BDP elindeki hiçbir belediyeyi kaybetmedi, üzerine üç ekleyerek yönettiği belediye sayısını 11’e çıkarttı.

İngilizler “Taç giyen baş akıllanır” derler. Bölgede taç giymesinin BDP’nin politikalarına tesir edeceği öngörülebilir: Bu tesir, öncelikli olarak iki noktada kendisini gösterecektir. Bir taraftan BDP’nin kullandığı politik dilin daha da yumuşaması ve daha da kapsayıcı bir hale gelmesi beklenebilir. BDP bu seçimde Urfa’da ve Kuzeydoğu Anadolu’da hatırı sayılır bir oy aldı. Bu oy tabanını genişletmesi için herkese seslenen bir siyasi çizgi izlemesi gerekir. Diğer taraftan ise, yerelde iktidar olmanın sorumluluğuyla belediye hizmetlerine daha fazla önem vermek durumunda kalacaktır. Nitekim seçimden sonra hem Demirtaş, hem de Kışanak bu yönde  açıklamalar yaptılar.

HDP’nin performansı

BDP bağlamında değinilmesi gereken bir husus da HDP’nin gösterdiği performans. Kürt siyasetinin Türkiyelileşmesini sağlama amacıyla yola çıkan HDP, seçimde herhangi bir varlık gösteremedi. Kurulduğundan beri HDP’nin yanlış bir proje olduğunu, Türkiyelileşme sorunu yaşayan aktörleri bir araya getirerek Kürt siyasetinin Türkiyelileşemeyeceğini, BDP’nin kendi kimliğini koruması halinde Türkiyelileşme ihtimalinin daha fazla olduğunu düşünüyordum. Seçim sonuçları, bu düşünceyi bir anlamda doğruladı. Dolayısıyla, BDP’yi merkeze alan bir siyaset geliştirmek gerekiyor.

Kategoriler

Güncel Gündem

Etiketler

Belediye